- 502 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
15-16 HAZİRAN ÜZERİNE
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin üstünden tam 46 yıl geçti. Kırk altı yıl sonra, 15-16 Haziran’ın,doğrudan konu edilmese de arka plan olarak bulunduğu bir tek roman, öykü yok. Oysa,Türkiye’nin 30-40 yılını derinden etkileyecek, 12 Mart yetmeyince arkasından yetişecek 12 Eylül’e giden yolda en önemli nedenlerden birini oluşturacak olan işçi sınıfının bu hareketliliğinin bir çok romana konu olması beklenirdi. İşçi sınıfı konusunda roman ve öykü olarak, hatta şiir olarak bile ne yazılmışsa bir şekilde işçi sınıfıyla bağları bulunan ya da bizzat kendileri işçilikten yetişen en eski kuşak yazar ve şairlerimizce yazılmış. Orhan Kemal’in ’Bereketli Topraklar’ ile ’Grev’i, Reşat Enis Aygen’in ’Sarı İt’i, İrfan Yalçın’ın ’Ölümün Ağzı’ romanı, Adnan Özyalçıner ile Metin İlkin’in öyküleri, işçi sınıfı konulu roman ve öykü denince hala ilk aklımıza gelenlerden.
Şiirde daha ilerde olduğumuz ise bir gerçek. İşçi sınıfı hareketliliğinin en çok şiirimizi etkilediğini söylersem, sanırım bir gerçeği deteslim etmiş olurum.
1960’lı, 70’li yıllardaki işçi sınıfı hareketi sinama ve tiyatromuzu da derinden etkilemiştir. Senaryosunu Vedat Türkali’nin yazdığı, Ertem Göreç’in yönettiği ’Karanlıkta Uyananlar’ ile arka planında bir grevin bulunduğu, Vasıf Öngören’in aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan Başar Sabuncu’nun yönettiği’ Zengin Mutfağı’ ve Orhan Kemal’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan’Bereketli Topraklar Üzerinde’ ise akla gelen, klasikleşmiş filmler.
Müzikte biraz daha şanslı 15-16 Haziran. ’Mezarlardan çıktılar’ sözleriyle başlayan ’Şerif Ağıtı’ ile ’İşçilerin hepsi vardı siperlerin başında’türküsü bu büyük direnişle özdeşleşmiş türkülerden ikisi. Bir üçüncüsü ise, bir kaç yıl önce kaybettiğimiz Aşık İhsani’den. Öyleyse sözü de ozanın bu güzellemesiyle bitirelim:
Düş değil bu hayal değil hey heyy be
Yetmiş bin dev işçim kalktı yürüdü
Kokuşmuş düzene sahip çıkanın
Alnının çatına aktı yürüdü
O barış yerİne kavgayı seçen
Alnın terini su diye için
Kıyıda köşede eline geçen
Demiri iki kat büktü yürüdü
Yüreğinde yara etinde bere
Faşizm döşenmişti bastığı yere
Hesabını sonra sormak üzere
İçinden üç ölü döktü yürüdü