- 1905 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
“Antalya, Türkiye’nin misafir odası ve dünyaya açılan penceresidir.” Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes TÜREL İle Röportaj
“Antalya, Türkiye’nin misafir odası ve dünyaya açılan penceresidir.” Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes TÜREL İle Röportaj
07 Antalya ilimiz, mavi ile yeşilin buluştuğu manzaraları, Körfezi’nin çevresinde bir yay çizen Toros Dağları ve kayıt altına alınmış yüz seksen üç çeşit kelebekleriyle karşılıyor yılda binlerce turistleri.
Arkeolojik sitler, ören yerleri ve müzeler ile donanmış Akdeniz’in en temiz kıyılarına sahip şirin kenti ve dünyaca bilinen bir turizm beldesidir.
Dünyanın her yerinde, ekonomik kaynakların geliştiği, sanayi, ticaret faaliyetlerinin yoğunlaştığı ve doğal özellikleri bakımından zengin olan bölgeler; turizm, bilim, eğitim ve iş imkanları ile de üst sıralarda yer alıyor.
Ülkemizde, illerin ve bölgelerin sosyo ekonomik gelişmişlik sıralaması çalışmalarına göre; bugün Antalya ilimiz 4. sıraya kadar yükselmektedir. Geçmişte de Antalya , turizm alanında lider bir konuma geleceğine dair doğal yapısıyla kendini gösteren kentlerimizden biriydi. Günümüzde eskisi kadar her tarafı turunç ve portakal bahçeleri kokmuyor belki ama gelişme potansiyeline sahip bu kentimizdeki ilerleme sürecinde, doğasına zarar vermeyen her türlü gelişmeyi kentimizin yaşam kalitesine entegre edilmesi gerekliydi ve nitekim öyle de oldu.
Örneğin: Antalya, zengin doğal, kültürel, tarihi ve çevresel değerlere sahip bir kıyı kenti olduğunu, ben daha 15 yaşındayken 1997 yılında Antalya’yı gördüğümde, o yaşta bile “dünyanın en güzel tatil köyü” diye yazmıştım not defterime. Sanırım o zamanki notumda da yanılmamışım çünkü her ne kadar Antalya ilimizin kapsadığı bölge tarih öncesinden günümüze dek pek çok uygarlıklardan geçse ve dünyanın en güzel tatil yeri olsa da, ekonomik ve sosyal alanında bu kadar gelişmemişti. İlimizin gelişme süreciyle ilgili kendi gözlemlerim doğrultusunda iki örnek daha verecek olursam; 2000 yılında, Antalya’ya tekrar geldiğimde; bir tek tatil köyü olarak değil de, refah seviyesi ve yaşam kalitesi ile de yerleşilebilir bir kent olduğunu farkına varmıştım. 2011 yılında Antalya’ya yerleştiğimden bugüne; kalkınma ve çevreci büyüme istikametinde epey geliştiğini ve sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın tanıdığı bir tatil beldesi olduğunu, içinde yaşayan bir vatandaş olarak ilerlemeleri görebiliyorum.
Ancak Antalya ilimiz, turizm, sanayi alanında vb. birçok yeni gelişmeleri kat etse de her ilimizde olduğu gibi, hava kirliliği ve çevre sorunları yok değil elbet.
Türkiye’mizin içerisinde, yaklaşık dört, dört buçuk ve beş yılımı, üç ayrı ilimizde yaşamış ve aslen Midyat’lı olsam da, en uzun süre kaldığım, içinde yıllarımı geçirdiğim, şehir Antalya oldu. Buna istinaden, ilimizin gelişimi hakkındaki bilimsel araştırmalara dayanmayan, sadece kendi gözlemlerimi de paylaşmak istedim.
7. haftamızda: Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes TÜREL’İN bizlerle paylaşmış olduğu mevcut çalışmaları ve sadece bu röportajla duyabileceğimiz yeni projeleri ile Antalya ilimizin birçok özelliklerini öğrenmiş olacağız.
ÖNCE VATAN RÖPORTAJ
Antalya ilimizin geleceği için mevcut veya yeni projeleriniz varsa bizimle paylaşmak ister misiniz?
-Ben her zaman söylerim. Ben bu şehrin Antalya’nın çocuğuyum. Bu kentte doğdum büyüdüm. Antalya aşığıyım. Antalya’mızı bir dünya kenti yapmak için çalışıyoruz. Antalya için bugüne kadar birçok projeyi hayata geçirdik. Şimdi sıra vizyon projelere geldi.
Boğaçayı, Film Platosu, Konyaaltı Sahili, Tünektepe, Kruvaziyer ve Yat Liman projeleri ile Antalya’ya büyük cazibe merkezleri kazandıracağız. Bu projeler gerçekten Antalya’yı ve Antalyalıyı zenginleştirecek projeler. Bu projeler şehrin ekonomisine katkı sağlayacak ve her biri yeni bir ekmek kapısı iş kapısı olacak. Birçok vatandaşımız bu projeler içerisinde iş aş sahibi olacak. Şehre getirmiş olduğu kalite ile de Antalya’nın ve hemşerilerimizin gelir düzeyi yükselecek. Bunların hepsi sağlamış olduğu ekonomik değer Antalya’da yaşayan esnafın tüccarın cebine girecek. Bütün derdimiz budur. Bu projeleri tamamladığımızda 2023’te bir başka Antalya ortaya çıkacak. Akıllı şehir, çevreci şehir, turizme, tarıma, ticarete destek olan projelerle dünya markası Antalya hedefinde kararlı şekilde ilerliyoruz.
Hizmetlerimizi kısaca özetlemek gerekirse;13 sene önce Antalya’da göreve başladığımda kanalizasyon oranı yüzde 30 civarındaydı. Bugün neredeyse artık yüzde 100’e yaklaşıyoruz. 2001’de bir tane artıma tesisimiz vardı bugün bu sayı 32’ye çıktı. 640 km kıyı şeridinde bir damla suyu arıtmadan denize vermiyoruz. Mavi Bayraklı plaj sayısında dünya birincisiyiz. Şu 3 sene içerisinde Karayolları ile birlikte 26’ya yakın kavşak yaptık. Yenileri de yolda. Havalimanına ve Aksu’ya kadar tramvay, çevre yolları, duble yollar, tüneller… Ulaşımda artık metro projesi Antalya’nın menziline girdi. Bunlar olmadan turizm, ihracat zaten bu noktalara gelemezdi.
En önemli projelerim sosyal projeler. Bunlar içinde en önemlisi ‘Engelsiz Şehir’ projemizdir. Engelli kardeşlerimizin evlerinin içinden, engelsiz plaja kadar örnek bir şehir olmaya çalışıyoruz. Ankara’da Sayın Cumhurbaşkanımızın ellerinden Alzheimer hastaları için yapmış olduğumuz “Mavi Ev” projemizle ödül aldık. Şimdi kimsesiz yaşlılarımızın, yatalak hastalarımızın bakımı için yatılı bakım evini yapıyoruz. Evde bakım ve sağlık hizmetimiz 3 yılda 30 bin kişiyi aştı. 50 bine yakın çocuğumuza sadece ağız-diş taraması yaptık. İhtiyaç sahibi ailelere sunduğumuz ‘Sosyal Kart’ sayısı 10 bini aştı.
Belediyemizin 2013 faaliyet bütçesi 50 milyon civarındaydı. 2015’te 200 milyonu geçtik, 2016’da 500 milyonu geçtik. İnşallah 2017’de yatırım bütçesi olarak 1 milyarı geçmiş olacağız. İnşallah önümüzde daha büyük projeler var. Antalya mızı yükseltmeye hep birlikte devam edeceğiz. Hizmet sahamız 5 ilçeden 19 ilçeye, 4 bin kilometrekareden 20 bin 700 kilometrekareye yükseldi. Ama faaliyet giderimiz yüzde 13 düştü. Personel giderini bütçemizin yüzde 21 seviyesine indirdik. Antalya’da kendi yatırım rekorlarımızı kırmaya başladık.
Köylere yatırım bütçemiz geçen döneme göre 13 kat arttı. Susuz Şahap gibi Antalya’da birçok köyün isminin başında susuz kelimesi varmış. 100 sene sonra bu köylerimize su getirdik. 6 ilçede toptancı hal ve mezbaha projeleri yaptık, bazıları devam ediyor. Tarımsal sulama için güneş enerjisi ile elektrik ürettik. Eli nasırlı çiftçimize sulama birlik ve kooperatifleri aracılığı ile artık elektrik bedava. 3 ilçemize soğuk hava deposu yapıyoruz.
Kepez Santralde yaptığımız dönüşüm projesi uluslararası çapta örnek projedir. Balbey projesine de başladık. Döşemealtı’nda yaptığımız Antalyaspor tesislerini görmeyenler görsün. Şimdi aynısını Alanya’ya da yapıyoruz. En önemli projemiz ise Kızıllı entegre arıtma tesisinde çöp ayrıştırma ve çöpten elektrik üretim tesisi olacak. Bisiklet yollarını geliştiriyoruz ve kesintili güzergahlar yerine kesintisiz ringler haline getiriyoruz. Çevreci toplu ulaşım konusunda taviz vermeyeceğiz. Kaleiçi çiçeklendirme projemizi genişlettik. Cumhuriyet Meydanı’nı adına yakışır hale getirdik. Bir dönem Kaleiçi’ne girilmiyordu. Kaleiçi’ni ayağa kaldırdık. Önceki dönem Atatürk Parkı’na girilmiyordu, biz bu parklarımızı isimlerine yakışır yerler haline getirdik. Karalioğlu Parkı’nda, kent müzesi ve park yapıyoruz. Antalya’yı güzelleştirme çalışmalarımızda Şarampol projemiz kesinlikle görülmesi gereken bir yer.
Eski Demirciler Çarşısı’nda AESOB ile birlikte çalıştık. Konyaaltı Sahili’ni Mimarlar Odasıyla ortak yapılan yarışma projesi ile edindik. Ve çalışmalara başladık. Doğu Garajı Projesi’nin nekropol alanı şehir merkezine değer kazandıracak. Bu güzelleştirme çalışmaları sadece burada değil Manavgat’ta Alanya’da birçok ilçemizde devam ediyor. Manavgat Türkbeleni projemizi Manavgat’ın yeni bir seyir terası olarak hizmet verecek. Yani Antalya çevreci şehir olma yolunda güzel adımlarla ilerliyor. Bir başka önemli faaliyetimizde akıllı şehircilik projesi.
Antalya denince ilk aklımıza ne gelmeli?
-Antalya denince tatil cenneti bir kent olarak ilk önce deniz, güneş, kum, doğa, tarih akla geliyor. Dört mevsimi bir arada yaşadığınız kenttir. Tarif etmek yetmez burada yaşamak gerekir. Bunun yanında Türkiye’nin de misafir odasıdır, dünyaya açılan penceresidir. Turizmin ve tarımın başkenti Antalya aynı zamanda barışın başkentidir. Bir dünya şehridir.
Antalya ismi nereden geliyor?
-Antalya ismi kentin kurucusu olan Pergamon Kralı ll. Attalos’dan geliyor. M.Ö ll. Yüzyılda Bergama Kralı Attalos ll tarafından kurulmuş. Aslında kurucusunun ismi Attaleia’dan adını almış. Eski çağlarda Atteleia olarak bilinen şehir Türkçe çoğu eserde dahil olmak üzere Adalya, bazende Satalia, 20. Yüzyılın ilk çeyreğinden itibarende ‘Antalya’ olarak adlandırılmıştır.
Kültürel faaliyetleri nelerdir?
-Antalya aynı zamanda binlerce yıllık tarihsel ve kültürel birikimiyle bir kültür başkenti. Uluslararası çapta adından söz ettiren festivallerimizle dünyanın ilgi odağıyız. Uluslararası Antalya Film Festivali dünyanın sayılı film festivalleri arasında yerini alıyor. Piyano Festivalimiz, dünyanın en iyilerinden. Yörük Festivalimizle geleneğimizi ve binlerce yıllık kültürümüzü gelecek nesillere aktarırken, Dünyaya tanıtıyoruz. Antalya, aynı zamanda müzeler kenti. Türkiye’de 9 müze projesinin aynı anda yürütüldüğü tek şehir. İnşaatı hızla devam eden Kent Müzesi Türkiye’nin en büyüğü. Manavgat’taki Yörük Müzemizde binlerce eser sergileniyor. Türk İslam Medeniyetleri Müzesi, Doğa Tarihi Müzesi, Sinema Müzesi, Nekropol Müzesi, yürüttüğümüz müze çalışmalarından sadece birkaçı.
Antalya’yı diğer illerimizden ayıran tarihi, coğrafi konumunun özelliği veya özellikleri nelerdir?
-640 kilometrelik sahili ile birçok Avrupa ülkesinden daha geniş bir coğrafyaya sahibiz. Bu da farklı coğrafik özellikleri beraberinde getiriyor. Yazın sahilde bol güneşli ve sıcak bir gün yaşarken, biraz içeri girdiğinizde Toros’ların serinliği ve muhteşem çam kokusu sizi karşılıyor. Antalya kış ve yazı aynı anda yaşayabildiğiniz bir şehir. Örneğin, Mayıs ayında Konyaaltı’nda denize girerken, aynı gün Saklıkent’te kayak yapabilirsiniz. Kıyıda eşsiz plajlar, kıyıya paralel dağlarında ise muhteşem güzellikler ve saklıdır.
Turistik yerleri?
-Antalya 3 bin yıllık tarihinde değişik uygarlıkların geliştiği bir yer olduğu için hemen hepsinden kalmış eserlere ev sahipliği yapıyor. Myra Antik Kenti, Noel Baba Türbesi, Aspendos Antik Kenti, Termessos Antik Kenti, Perge Antik Kent, Simena Antik Kenti, Olimpos Antik Kenti, Side Antik Kenti ve Antiphellos Antik Kenti, Surlar, Kesik Minare, Yivli Minare en önemli ören yerleri. Antalya Müzesi, Türkiye’nin en büyük müzelerinden biri. Eşsiz eserlere ev sahipliği yapıyor.
Adrasan koyu, Olympos’un sönmeyen ateşi Çıralı Yanartaş mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.Ayrıca muhteşem şelaleri ile Antalya bir başka. Kurşunlu ve Düden Şelalelerini mutlaka görmelisiniz. Eğer imkanınız varsa, Antalya’nın yaylalarını da ziyaret edebilirsiniz. Korkuteli, Elmalı, Akseki ilçesinin kardelen çiçeğini, Hisarçandır’ın Şakayık çiçeğini yerinde görebilirsiniz. Ayrıca yöre kadınlarımızın ilmik ilmik işlediği dünyaca ünlü ‘Döşemealtı Halıları’nın yapılışını yerinde görebilirsiniz. Eğer Antalya’ya kış ayında geldiyseniz Saklıkent’e çıkmadan kayak yapmadan ayrılmamalısınız.
Belirgin yöresel yemekleri?
-Yöreye has yerel yemekleri: Saç kavurması, Tandır kebabı, Kölle (buğday, fasulye, nohut ve bakla haşlaması), Domates civesi, Hibeş, Arapaşı ve bunlara köfte piyazı da ekleyebiliriz. Antalya tam bir turunç cennetidir. Portakal ve turunç konusunda zengin olan Antalya’da yöresel reçellerin tadı hiçbir yerde bulunmaz.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes TÜREL büyük bir özveri ve gayret ile yürüttükleri görevlerinde başarılarının devamını diler ve çok yoğun çalışma programlarına rağmen bizlerle paylaşmış oldukları bu değerli bilgilerden ötürü teşekkürü bir borç bilip, saygılarımızı sunarız.
Antalya
Dur oraya gitme, diyen dostlar haksız değil,
Antalya beni kendine bağlamazsın diye.
Antik çağlarını gezerken rehberle değil,
Her yanı ışık, kılavuza ne gerek diye.
Söz uçar yazı kalır diye kalemle değil,
Tespitin satırları zihninde yazsın diye.
İçinden dağ körfezini adlandırsın diye,
Antik çağların derinliğine insin diye.
Ruhunu peri masalına kaptırmış değil,
Gerçeğiyle kendi öyküsünü yazsın diye.
Denizde yelkenler açarken bir tek saniye
Mesafeyle Saklıkent’te kayak yapsın diye.
Nice medeniyetleri gören bu şehirde,
Çıkarır şapkayı sıcaklık yakmıyor değil,
Aydınlıkla mehtaba gölge etmesin diye,
Akdeniz’in gülü, Antalya’yı görsün diye.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.