- 522 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SABREDEN DERVİŞ
Sabrın sonu selamettir, demiş atalarımız. Sabırlı olmak bir erdemdir, biz böyle öğrendi, kendiniz o kadar da sabırlı olmasak bile. Sora “Sabreden derviş muradına ermiş.” deriz, “Sabır ile koruk helva olur.” inancındayızdır.
Sabretmek gerçekten gerekil midir? Elbette gereklidir, bir insanın haksızlıklara karşı sabretmesi düşünülemez. Ama başarı için sabır şarttır.
İnancımızda en önemli olan şey nefsin terbiyesidir. Nefsi terbiye için en güzel yol da belki oruçtur. Bir Müslüman oruçta açlığa rağmen sabreder. İbadetlerde hep vardır bu.
Sabır… bir hudut nöbetçisi sabretmek zorundadır, bir öğretmen öğrencisi için sabırlı olurken, bir çiftçi ürün için gerekli tedbirleri alır ve sabreder.
Japonya’yı anlatan bir yazıda Japonların çocuklarına ilk öğrettikleri şeyin sabır olduğunu yazıyordu. Zengin olmak için çalışmak ve sabretmek gerekir. Ünlü olmak içir de aynı şeylere ihtiyaç vardır.
Bir kitabı okuyup bitirmek sabır işidir, Kitaplardan aldığı bilginin işe yaramasını beklemek bin sabır işidir.
Bir mümin dünyada yaptığı iyiliklerin ecrini öbür dünyada görecektir, o da sabretmek zorundadır.
Yarınını bilemezsiniz, yeterince tedbir alır ve yarınınızı beklersiniz, bu da sabır işidir.
Velhasıl sabretmeden bir yere varmak mümkün değildir.
Peki biz ne yaptık? Yeni nesle bunu öğretebildik mi? Lak deyince ekmek, lok deyince su vererek, aman oğlum eziyet görmesin, diye her istediğini anında yaparak, onun yapacağı bir işi bile biz üstlenerek onlara iyilik ettiğimizi mi sanıyoruz?
Yarın çekip gittiğinizde dünya onu el bebek, gül bebek mi yapacak? Dünyanın toz pembe olmadığını anladığında çocuğunuz nasıl yıkılacak, biliyor musunuz? Şu evlilikteki geçimsizliklerin ana sebebinin bu sabırsızlık ve tahammülsüzlük olduğunu hiç düşündünüz mü?
Bir gencin kitap okumama nedeninin sabır yoksunluğu olduğunu biliyor musunuz?
Gençlerin içindeyim, onların en büyük dertleri bu. Sıkılıyoruz, hocam, diyorlar. Dersten, arkadaşlarından, televizyondan, bilgisayardan… sıkılıyorlar. İstiyorlar ki, elde etmeyi hayalledikleri şeyler bir an önce ve hiç sıkıntı çekmeden oluversin.
Şu çocuklarımıza dünyayı toz pembe gösterme hatasından çıkalım artık. Acı da olsa dünyanın gerçek yüzünü gösterelim ve bu acı yüzle, acımasız yüzle yaşamasını öğretelim onlara. Yoksa sırça köşklerde sanal bir dünyada yaşatmanın sonu yok.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.