OYUN CANAVARI

Merhaba arkadaşlar, ben Oya. Oyuna düşkünlüğümden dolayı herkes bana Oyun Canavarı diyor. Canları sağ olsun, ne yapalım, desinler. Alıştım artık, böyle demeleri hoşuma bile gidiyor aslında.
Oyun oynamayı neden bu kadar çok sevdiğimi merak ediyorsunuz, değil mi? Tam şimdi ben de onu anlatacaktım. Oyun sevdamın nereden kaynaklandığını söyleyecektim. "Oyuna düşkün olmayan çocuk da var mıdır ki? diyeceksiniz. Haklısınız, bütün çocuklar oyuna düşkündür aslında.
Oyun oynamak bizlere iş birliği yapmayı öğretir. Paylaşmayı, karar vermeyi ve sorun çözmeyi nasıl öğrendiğimizi sanıyorsunuz? Tabi ki de oyunlar oynayarak. Hoşça vakit geçirirken arkadaşlarımızı daha yakından tanımıyor muyuz? Onlarla güzel ve sağlıklı ilişkiler kurmuyor muyuz? Oyun oynamak bizim en önemli ihtiyaçlarımızdan biri arkadaşlar.
Bazı oyunları anne-babalarımız da oynarmış. Bütün dünya çocuklarının ip atladığını, yakan top oynadığını biliyor muydunuz? Öğrenmiş oldunuz .
Oyunlar her ne kadar eğlenme amaçlı olsa da, toplum açısından önemli bir kültür hazinesidir. Çizgi, yani seksek denilen oyun Romalılar döneminden beri oynanmaktadır. Bu güzel oyunu tüm dünya çocukları severek oynarlar. Sonra saklambaç -ne güzel oyundur o- oynamaya doyum olmaz. Hele hele mendil kapmaca Ah, ah! Bayılırım oynamaya, hiç bitmesin isterim. Bir de yerden yüksek. Kör ebe oyununa ne demeli? Evcilik oynarken ne kadar çok eğleniriz. Elim sende oyunu ne coşturur insanı.
Erkeklerin eline bir top geçmesin, hemen futbol oynamaya başlarlar. Takım kuramazlarsa, biri kaleye geçer, diğeri ona şut atar. Dört-beş kişi isek, bir de topumuz varsa. Değmeyin keyfimize. Ortada sıçan oynamaya başlarız.
Oyunlar biz çocukları hayata bağlar, toplumda yaşamanın kurallarını öğretir. Siz siz olun, oynadığınız oyunun kurallarına uyun. Asla çekememezlik yapmayın. Kazanan takımı ya da arkadaşınızı kutlamayı unutmayın. Haydi oyuna. Oyun canavarları sizi.
İSMAİL MALATYA