z'amansız mektuplar_II-III
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
II-
"geleceğin günü dört gözle bekliyoruz. herkesin kendince sebepleri var tabii.”
kendimi oyalamak ve orada ne yapıyorsun acaba diye düşünmemek için yine neye sarılıp, saldıracağımı şaşırdım ki tahmin edersin. ne kadar fark ettirmemeye çalışırsam da hemen anlıyorsun sesimden keyifsizliğimi...
kızıma söylenirken "sakın babanı üzme, anlatma olur-olmaz şeyler-aklı kalmasın bizde" deyip dururken sen benim sesimi dinliyorsun her zaman ki gibi söylediklerimi değil...
bu ilk ayrılığımız, bugüne kadar her yere beraber gitmiştik. bu defa hem çocukların okullarına yenildik hem de benim sağlık sorunlarıma. doktor hiçbir şeye üzülmeyeceksin dedi diye her şeyi sallamaya çalışıyorum ama yokluğun çok fena, elimi uzattığımda elini tutamayacak olunca hemen yıkılıyorum...
neyse...
neyse...
cumartesi akşama doğru çok güzel kar yağdı, tabii aklımız sende.. keşke yanımızda olsaydın, beraber tadını çıkarsaydık karın... beraber balkonda oturup, birer salep içip çocukları izleseydik... hoş sen izlemek yerine çocuklarla dışarıda olmayı seçerdin :)...
oğlan karı görünce hemen çıkıp-oynamak istedi ama ben çıkamayacağım için onu da çıkarmadım "ablanı bekle, akşam beraber çıkarsınız" dedim... dedim ama abladan da hiç umudum yoktu çünkü sabahtan beri hem okul hem dershane canı çıkıyor çocuğun, eve kendini nasıl atacağını şaşırıyor yavrum...
anlayacağın oğlanı dışarı kar oynamaya çıkaramamak bir hayli üzdü beni...
ve ben üzülüp dururken ne oldu biliyor musun .?
kızın geldi, daha içeri girmeden "anne Bori"nin ve benim yürüyüş kıyafetlerimi ve kar ayakkabılarımızı çıkar, ona kar oynatacağım, babam olsaydı şimdi çıkmışlardı, o yokken bu benim görevim, hadi..." dedi..!
bak bunu bizim kızımız dedi ..!
biliyorum sende en az benim kadar şaşırdın sevgilim...
ama biliyor musun, ben senin yokluğunda şunu öğrendim ;
"çocuklar babaları yokken büyüyorlar" gerçekten...
hani bir söz vardı, tam hatırlamıyorum ama "babası ölünce büyür çocuklar" gibi bir şeydi ki Allah korusun... o gibi bir şey sanırım bu da...
kız beni her gün daha fazla şaşırtıyor...
her lafının başında "ben babamı çok özledim, gelsin artık.." diyor
ki bana fenalık gelmeye başladı artık...
sus diyorum kardeşin duyacak onu susturamayız derken ben,
oğlan diyor ki "ben daha özlemedim babamı ki.."
o kadarcık aklı ve boyuyla beni üzmemeye çalışıyor şebelek... ))
bir an önce zamanını doldurup gel istiyorum...
11.12.13_
III-
“vuslatın azaldığı özlemin tavan yaptığı an’lardayız…”
ne susabiliyorum ne de konuşabiliyorum sana bugünlerde
ne kadar az konuşursak o kadar iyi bu aralar tam da bu yüzden işte…
…
yarıyıl tatiline girmeden önce oğlan
“ben tatilde teyzeme gideceğim, unutmadın di mi.?”
diye sorduğunda sadece gülümseyebildim ve o devam etti
“ ama ben seni çok özlerim”
yine gülümsedim ama bu defa susamadım
“sen daha babanı özlemedin şebelek, beni özleyeceğine mi inanayım şimdi” dedim
demez olaydım , kuzum hemen gözlerini devirdi ve
“aslında ben onu da çok özledim” dedi…
bu kadar sadece…
o kadar minik, o kadar düşünceli ve o kadar içinde yaşıyor ki her şeyi
içim cız etti… hemen sarıldım, öpüşüp-koklaşıp- oynaşıp dağıttık havayı…
sen gibi bu oğlan biliyor musun .?
tamam tipi bana benziyor, az konuşuyor, duygularını içinde yaşıyor
ama bir kulağı sen gibi nerede olursam olayım hep bende…
hiçbir şeyi kaçırmıyor, arka odada dahi olsa duyuyor
ve cevap veriyor hiç beklemediğin şeylere…
…
kıza gelince, o evin ayrı bir delisi , senin kızın sonuçta…
bazen esiyor , gidiyor duvarda asılı kafa kafaya verdiğimiz büyük resme
seni öpücüklere boğuyor ..
bazen dolabını açıp kıyafetlerini kokluyor parfümünden sıkıyor kendine,
bazen de gömleklerinden birini alıp-giyiyor onunla dolaşıyor evin içinde…
sonra
sonra şu günahsız yere içeride olan dostlarımız ve daha nicesi geliyor aklıma…
eşleri, çocukları…
içim acıyor…
kendimi bırakıyorum onlara dua ediyorum ve ne kadar kendimi tutmaya çalışsam da
onları bu hale getirenlere de güzel bir beddua gönderiyorum …
…
kızma bu aralar telefonda hiç konuşmuyorum diye korkuyorum sesimi dinlemenden
gözlerim doluyor hemen, korkuyorum sessizliğimin beni ele vermesinden…
“anlayacağın sevgilim, dar alanlarda daralmalardayım yine…”
şubat2014/dnzc_
YORUMLAR
"çocuklar babaları yokken büyüyorlar" gerçekten... Mektupta yazılan her cümle derindi ama bu kısmı beni daha da derinden vurdu. Adressiz mektuplarla özlemleri dindirmenin ne demek olduğunu iyi bilenlerdenim ben de. Mektupunuzu okurken anneme gidip sımsıkı sarıldım, zira yıllar evvel eşinin gidişinin acısını yaşayamadı çünkü sorumlu olduğu çocukları vardı ve dimdik ayaktaydı her zaman. Sizin gibi... Sabır diliyorum, kolaylıklar diliyorum ve çocuklarınızı çokk iyi anlıyorum.
ben de ne söylenmesi gerektiğini bilemeyenlerdenim. sadece şunu düşündüm...yine ben böyle her şeyden vazgeçtiğim bir gecede küçük kızım kabus görüp uyandı. onu sakinleştirdim. uykuya dalacağı sırada "rüya görürsem uyanırsam sen yine burada olacaksın dimi anne" dedi. "evet" dedim. (Allah'tan bu detayı görmezden gelmesini rica ediyorum. Bilirim ki o kıskançtır. seni ben değil de benden gelen bir fani mi hayatta tutuyor demesinden ve onu elimden almasından korkuyorum.)
Sevgiler Deniz.
Denizce
bu söylediklerine ne diyeceğimi bende bilemedim şimdi ki...
yine de, yanlış düşünüyorsun sanki...
anneler zaten koruyucu melekleri olarak yaratmadı mı Rabbim evlatları için...
hep denmez mi anne duası korur diye...
korkma...
sevgimle...
Nasıl yorum yapacağımı, ne yazacağımı bilemedim desem...
Mektubu okurken bir şeyi fark ettim, çocuklar bizim tahminimizden daha çabuk büyüyüp olgunlaşıyorlar. Davranışlarıyla ve söylemleriyle bizi gerçekten de çok şaşırtıyorlar en olmadık zamanlarda.
Sevgiler bu güzel aileye ...
Denizce
evet, gözümüze küçük geliyorlar ama yaptıkları ve söyledikleri gerçekten büyük insan tepkileri...
zaten biz ne zaman bir şeye karar veremesek hemen kızımıza sorarız, en kesin ve basit yoldan ne yapmamız gerektiğini o söyler :))) ...
öptüm Hicom...
Denizce
:)))) işin zor o zaman kolay gelsin canım...
benim küçük adam canımı okuyor şimdilerde çünkü...
Herşeyden en çok çocuklar etkileniyor sanırım, onların hissiyatları bazen anlamadıkları ya da anlıyamayacakları yaşta olsa bile hayatın getirilerini olduğu gibi kabul etmelerini kolaylaştırıyor ve güçlenmelerine destek oluyor. Şahane bir anne tavrı ki yazındaki herkesin harcı olmayıp, güçlü duruşuyla aile bireylerine sahip çıkan. Tam bir Ana Kraliçe bence yazındaki kahraman ; O'nun gücü çocuklarını, eşini ayakta tutan; sorumluluklarının farkına vardıran. Bu sebeple kendine çok çok iyi bakmalı...
Öyle güzel ele almışsın ki her detayı en yalın haliyle ve hiç dağıtmadan; okumak hem çok akıncıydı hem de çok duraksatıcı. Boğazım düğüm düğüm ayrılıyorum bu yazıdan beni ancak kahve paklar...
Yürekten tebrikler Deniz'ciğim, günde görmek çok mutlu etti.
Sevgilerimle
Denizce
Eğer bir şeyleri atlatıp-ayakta kalabildiysem zaten sebebim üçü inan bana ...
İpekyildiz
Farkındayım canım, farkındayım! Allah acılarını göstermesin! Yüzünüzden gülücük eksik olmasın , hep mutlulukla, sağlıkla, huzurla inşallah ....
Sevgiyle hep
gün oluyor ayrılıklar yaşanıyor zaman içinde ...
dağ gibi büyüyor içimizde hasretlerimiz..,
zorluğunu yaşıyoruz bir başımıza
korkulara, endişelere hüzünlere karşı durmanın
ki içimizde bitmeyecek bir umut var olduğu halde
karanlıklar içinde karalar bağlıyoruz..
ve an geliyor bitiyor yaşanan tüm zorluklar....
iki konuya çok takıldım sevgili çırak, önce günahsız
yere günah sahiplerinin vebalini çeken masumlara,
ki onların çektiklerini, çocuklarının eşlerinin ailelerinin
yaşadıklarını kimseye yaşatmasın Mevlam....
bizde mağduruyuz bu durumun biliyorsun
hastane de ki hocamıza el çektirildi görevinden...
bir başka hocaya devam etmeye başladık ve onu da
aldılar görevinden,yani filler tepişiyor çimenler eziliyor...
ikincisi de sağlık konusu, dikkat etmelisin bunu
sen herkesten iyi biliyorsun...
sağlık yerinde olduktan sonra
diğer hususlar bir şekilde atlatılıyor
öyle ya da böyle....
çok mu konuştum sabah sabah ne ....
sabah keyfimiz oldu bu güzel paylaşımın...
sevgili çırak
sevgimle
Denizce
hımmmm o konuyu hiç karıştırma Ustam,
benim yeni doktorda bir değişik ya...
hayırlısı...