Hiç düşündünüz mü?
Hiç Düşündünüz mü?
Neden hep yitirdiklerimizi düşünürüz.
Kendimize ilkbahar , İkincibahar, Sonbaharlarda yaşayacağımız.. Günlerin hayallerine kaptırırız.
Düşünceler kaynayan su gibi ,
Yankısız ses,
Dumanı tüten ateş gibidir.
Geçmişin ayak izlerini takip ediyoruz.
******
Oysa yaşadığımız gün yeni bir gündür.
İnsanın iç hesaplaşması, kendini muhakemesi için de tükenmeyen zavallı yitip giden dünler..
Beraberinde bizlere hem armağan bırakır.
Hem de beraberinde bir çok kederleri bırakıp gider.
Her gün biraz daha büyümek, belli bir yaştan sonra ağır gelmeye başlar
Rakamlar bir bir atlarken hüzünlenir insan, işte böyle zamanlarda yeni mevsimler icat ederiz kendimize..
********
İkinci Bahar bunların en çok kullanılanıdır. Ve en uzunu bir türlü bırakmak istemeyiz.. İlkbahar farkında olmadan oldu bitti ye gelir nasıl geçtiği anlaşılmaz.. Ömrün kuşluk vakti ise insanların biraz daha elle tutulur kısmı bu zamanda evlenip çoluk çocuğa karışan insanlar aynı zamanda bir evi bir arabası olsun ister.
*******
Büyük hayallerini gerçekleştirmek için biraz daha tutumlu olmayı öğrenir. Tabi ki bu davranışlarının mukafatını görürler.. On yıl içinde ev bark çoluk çocuk işlerini bazıları tamamlarlar..
İkinci on yılda Çocuklar büyür . Eğitim hayatları başlar, hesapta olmayan bir çok işten dolayı ve biricik canlarımız çocuklarımız için bir çok hayalleri erteleriz..
*******
Artık mutluluğun adı bellidir. onların mutluluğu senin mutluluğundur.
Bu sırada bütün bu işlerle uğraşırken bir yandan da yaşamayı unuturlar.
Tam her şey yoluna girdi derken kafalar dağılmış birbirlerinden uzaklaşmış kendi haklarının olduğunu fark eden eşler arası bir anlaşmazlıklar başlar.. Bir de bakarlar ki, ilk önceleri her şeye boyun eğen eşler artık bir şeylere hayır demeyi öğrenmiştir.. işte kriz zamanları başlamıştır.
*******
İnsanlar içinde bulundukları günü yaşamaktan hep uzaktır.
Günün getirdiklerini yaşar
Ben şimdi yaşıyorum diyeni ben görmedim.
Allâhım ben bu gün yaşıyorum diyeni de.
*******
Beyin hep başka bir şey için ya geçmiş ya da gelecek için meşguldür..
Ya dün yaşadıkları ile kafasını meşgul eder yada yarın yaşıyacakları ile ve olmak ve yaşamak isteği planlayamadığı için! Kendisiyle ve kendisini ilgilendiren insanlarla savaş halindedir. Yaşadığı olumsuz halleri, geçmişin geçmişte yaşadığı acıları ,kederlerin sorumlu tuttukları birileri mutlaka vardır.
En iyi ömür hiç bir şeyin farkına varılmadan geçen yaşam mı acaba?
"Zaman zaman bunu kendime sorgulamadan edemiyorum."
"Tıpkı bizim çocukluğumuz da ki gibi!"
*********
Böyle düşününce aklıma nedense hep şu söz gelir."Hırsız suçluda, ev sahibinin hiç mi kusuru yok" İşte böyle düşününce,
" insan oğlu mutsuzluklarından mutluluk doğuran bir varlıktır." Bir gün bile ben bu gün mutluyum demez..
Keşkeleri o kadar fazladır.. İşte ben zaten biliyordum bunun böyle olacağını gibi kendilerini haklı çıkarmak için mutluluğu gözden çıkaran yine insanlar..
Ve farkında olmadan kayıp giden ömürler..
********
Daha dün gibi seni kucağıma alışım. Diye her anne çocuğuna bunu söylemiştir.. Ne çabuk büyüdün. Ah yıllar ne çabuk geçti. Ah hiç anlamadım.. Karşımda annem oturuyor sanki; bunları ben mi söyledim.. Diye düşünebilir insan! Her insan gün gelip kayıp giden ömrünün farkına varacaktır.
. İşte o zaman İkinci bahar da yaşayacağı günleri avuntusu ile kendini oyalayacaktır.
""Bence vakit varken insan bu günü yaşamayı tez elden öğrenmeli""
Zira o ikinci bahar hiç gelmeyebilir..
İnsan aslında yaşamayı değil, biraz da yaşama amaçlarını sever.
Herkese hayata bağlayan, tutunacak amaçları olması dileğiyle..
İnsan hangi mevsiminde olursa olsun!
En büyük mutluluklardan başı sağlıklı yaşamak, aile içi huzur, aile bireylerinin sağlıklı olması yaşananların o an farkında olmasa bile !
İşte bunun için yitirdiklerimizi düşünürüz..
Yitirdiklerimiz bize rehber olur.
Keşkelerimiz daima olacaktır..
Yaşam boyu sağlık ve mutluluklar..
İyi akşamlar..
*****Nurten Ak Aygen*****
24.10. 2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.