- 1173 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TOPLUMUMUZ NE DURUMDA, HAL VE GİDİŞ NEREYE?
Batı hayranlığı Lale devrinde başlamış, Tanzimat’ın ilanı ile de zirve yapmıştır. Osmanlının son dönemlerinde (gerileme ve dağılma dönemleri) özellikle Jön Türkler isimli gurup ve İttihat Terakkici gurubun gayretleri ile batılılaşma süreci son hızla devam etmiştir.
Batılılaşmayı ilim ve fende yapmamız gerekirken, batının kültür değerlerine itibar edilmiş, buda geçmişteki köklü Türk kültürünün unutulmasına ve toplum tarafından yozlaştırılmasına sebep olmuştur.
Kısaca sıraladığım tarihi süreç sonucunda 25 bin yıllık kadim Türk Kültürü ve tarihi göz ardı edilip, halkımıza unutturulmuştur.
İslam dininin içi boşaltılıp, cemaat ve tarikat guruplarına bölünmesi sonucu, toplum, sözde sivil toplum önderi diye adlandırılan, cahil ve çıkarcı kişilerin telkin ve gayretleri ile de özellikle eğitimsiz kitlenin Araplaşmasına zemin hazırlanmıştır.
1 nci Dünya Harbinin Anadolu da yaşayan Türk milleti üzerinde yıkımı çok büyük olmuş, toplumumuz üzerindeki olumsuz etkileri halkın fakirleşmesine ve kültürel değerlerimize göstereceği ihtimama da engel olmuştur.
Kurtuluş harbinin kutlu bir zaferle sonuçlanması sonrasında Başbuğumuz Mutafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, Türk yurdundaki az nüfusla kalan Türk milletinin yapılan inkılaplarla, çağdaş toplulukların seviyesine siyasi, ekonomik ve hem de kültürel yönden çıkarılmaya çalışılmıştır.
Atatürk’ün sağlığında süren bu çalışmalar onun vefatından sonra hız kesmiş ve hemen başlayan 2nci dünya savaşının zorlu günleri başlamış, bu çalışmaların akametine sebep olmuştur.
Bunca izahtan sonra sonucunda diyeceğin ne diye soracaksınız. Sonuç olarak demem odur ki işte toplumumuzun hali. Milletime duyduğum büyük muhabbet nedeni ile kötü olan hususları yazmaya elim, söylemeye de dilim varmıyor. Yaşadığımız sosyal olaylar, kamplaşma, ötekileştirme ve etnik köken konularını mesele edip, yurdumuzun ve milletimizin son 35 yıldır yaşadığı terör olayları ortada.
Yaşanan siyasi ve sosyal krizler ortada, ekonomik travmalar ortada. Namuslu insanların harcandığı ve yaşamaktan yorulduğu bir ülke halindeyiz.
Legal ve ya illegal düzenini kuran, parayı bir şekilde bulan çıkarcı ticaret ehli vergi vermiyor ve holdingler vergi borçlarının milyonlarca lirasını sildirebiliyorlar.
Olan küçük esnaf, memur, emekli ve işçilere oluyor.
Halkımız dolaylı ve dolaysız vergilerin altında inim inim inlemekte, zaten zar zor geçinen büyük kitle kültürel konularda iştirak edeceği faaliyetlere para ayıramamakta, çocuklarını okutma ve eğitme konusunda yetersiz kalmaktadır.
Devleti yönetenler artık biraz da halkının geçim derdini de değerlendirmeli, halkı mağdur edecek ağır maliyetli imarla ilgili yatırımlara bir süreliğine ara vermeli, insanı yaşatmada ki gayretini artırmalı ki devleti yaşatabilmelidirler.
Bu samimi ve içten talebimi devletimizin yöneticilerinin görmesini temenni ederim.
Benim yazılarımı okuyan herkese selam ve saygılarımla.
Temel Atay, 21 Ekim 2017
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.