Allah’ın emirleri neden nefse ağır gelir?

Namazı, tesettürü, zekatı.. olmayan bir Müslüman tek ve öncelikli eksiklerinin bu ibadetler olduğunu sanır.

Oysa ibadetlerden önce bir eksik daha vardır.

O da kalp ve akılla Allah’a dönüp, İslam dairesinin kapısını açmak ve içeri girmektir. Yani öğrenmeye, anlamaya çalışmak ve sevmektir.

Fakat, şeytan: "zaten bildiğinle amel etmiyorsun, namaz kılmıyor, tesettüre girmiyorsun, İslamı daha çok öğrenirsen, daha çok sorumluluk altına girersin, bir gün gelir Namaz kılar, başını örtersin, ondan sonra yeni şeyler öğrenirsin, şimdi düşünme bunları" der.
Oysa öğrensen ve düşünsen seveceksin, Allah’ı seveceksin, dinini seveceksin. İşte o zaman Allah’ın hiç bir emri nefse seni ibadetlerden alıkoyacak kadar ağır gelmeyecek.

Hani bebeğini sever insan, hamileyken ağırlığını taşımaya severek katlanır nefsimiz. Hasta olsa sabahlara kadar uykusuz kalmaya severek dayanır nefsimiz.
Hani bir erkeği, bir kadını sever de, ona güzel görünmek için onun sevdiği gibi giyinmekten hiç gocunmaz nefsimiz.

Peki, Allah’ın huzuruna çıktığımızda bize derse" kulum oysa sen nefsine ağır gelecek pek çok şeye sevdiklerin için katlandın, sevdiklerinin senden ne istediğini anlamak için çok kafa yordun, sevdiklerin için pek zor işleri hep severek yaptın. Beni de sevseydin, benim isteklerimde sana ağır gelmezdi.." diye.