- 1090 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇAMLIBELDE BİR GÜL AÇSA
Atatürk yeni nesillerin öğretmenlerin eseri olacağını da söylemiştir. Doğal olarak bu ve benzeri sözler;dönemin eğitimcilerinin gönlünü almak ya da görüş belirtmekten öte ilgililere talimat niteliğindeydi.
İsmail Hakkı Tonguç, bu talimatı alan, anlayan ve gereğini yerine getirenlerdendir. Aydınlanma savaşımının bir sıra neferi olmak dışında hiçbir beklentisi olmayan , devrime ve insanımıza inanan, yalnızca vermek üzere yola çıkmış bir eğitimciydi. Türkiye Öğretmenler Dernekleri Milli Federasyonu, eğitim emekçilerinin örgütlenme mücadelesinde önemli bir yere sahiptir. Simgesi yanan ve erimekte olan bir mumdu. Yandıkça aydınlatan ve eriyen. Aydınlatmak için erimeyi göze alanların örgütü yani. Tonguç’ da,hiçbir karşılık beklemedi ve yalnızca verdi.
Devrim elbette örgütlü bir mücadelenin eseridir. Zaten Mustafa Kemal’den Atatürk’e giden süreç, başka şeylerin yanında esas olarak örgütlü olmakta ısrar etmenin öyküsüdür. Ancak, devrim aynı zamanda öne çıkan, örnek olan bireylerin eseridir. Toplumu örgütlü hale getirenler de onlardır. İsmail Hakkı Tonguç, inanmışlığı, özverisi, zekası ve birikimiyle toplumu örgütlü hale getirenlerden birisiydi. Bir liderdi. Kendisine inanacak ve peşinden gidecek insanlar yaratabilen bir önderdi.
Cumhuriyetin, eğitimli insanların omuzları üstünde yoluna devam edebileceğini bildiği için, fikri kaynağı Atatürk olan köy enstitüleri davasına dört elle sarıldı. 1935 yılında başladığı İlköğretim Genel Müdürlüğü görevini, 1946’ya kadar sürdürdü.
Tonguç’un yaşam öyküsü bir başarının öyküsüdür. İnandığını yapmış, öyle yaşamış ve ülkemize sözcüğün tam anlamıyla hizmet etmiştir. Kendisini saygıyla anarken, devrim tarihimizin ’unutulmayacakları’ arasında olduğunu belirtelim ve yazımızı onun gibi bir köy enstitülü olan ve 28 Haziran 2015 yılında aramızdan ayrılan Mehmet Başaran’ın ’Çamlıbel’de Bir Gül Açsa’ adlı o güzel şiiriyle bitirelim:
Çamlıbel’de bir gül açsa
Uykuları kaçar Bolu Beyi’nin
Çünkü kırmızıdır gül
Toprağın ve halkın uyanışına benzer
Bir değil bin gül açıyordu Anadolu’da
Ekmeği ikiye bölsen
Aydınlık sesi duyuluyordu halkın
Köyleri, tutmuştu aşkın ve terin hünerleri
Bir oldular da Bolu Beyleri kapattılar Enstitüleri.