- 593 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Parmağında Yüzükler Kolunda Bilezikler
Güzel de bir şarkıdır aslında ’Parmağında yüzükler kolunda bilezikler’ diye devam eder gider sözleri. Sosyete şarkıcılarımızdan biri parmağında ki bir milyon lira değerinde yüzük ile basına poz vermiş, bizim aslan magazincilerde hemen yakalayıp gazetelere haber yapmışlar, aferin onlara, hiç memlekette zaten konuşulacak başka konu yok. Ne önemi var asgari ücret ile geçinmeye çalışan, sürünen yüz binler varken, ne önemi var eğitimin durumu içler acısı iken, ne önemi var yurdumun güneydoğusunda akıl almaz bölücü örgüt oyunları oynanırken, ne önemi var geceleri çöplerden ekmek toplayan kadın erkek bir sürü insan varken, onlar yazılır mı, kaleme alınır mı hiç? Varsa yoksa bilmem kimin parmağına taktığı bilmem kaç milyonluk yüzük. Af edersiniz ama sizi bir yerlerden gözüm ısırıyor gazeteci kardeşim. Yoksa, durun çıkartacağım, yoksa siz şu çocuk programlarında hem küçüklere hem de büyüklere masal okuyan masalcı amca mıydınız?
Asgari ücret ile çalışan birinin o yüzüğü alabilmesi için hiç durmadan dört yüz beş yüz yıl çalışması gerekir. Efendim, duyamadım ’İnsan ömrü o kadar değil mi?’ Olsun bilim ilerliyor insan ömrünü uzatma konusunda yıllardır çalışıyorlar, şu an ortalama seksen sene olan insan ömrünü bakarsın dört yüz beş yüz seneye çıkarırlar belli mi olur?
İnsanlar arasında ki gelir dağılımının adaletsizliğinin daha ileride bir dolu sosyal çalkantılara yol açtığı gün gibi aşikârken bunları defalarca basın yayın organlarında dile getirmenin, hele ki böyle bizim gibi fakiri bol, zengini az, orta direği nerede ise yok olmuş bir ülke de dile getirmenin ne kadar manasız ve insanı çileden çıkaran bir iş olduğunu varın siz düşünün derim artık...
Zaman zaman yine zengin düğünlerinin basına yansımalarından da takip etmişsinizdir. Uyanık basın mensupları hemen deklanşöre basıp fotoğraf karelerini ve olayları yakalarlar, sonrada bir şey yaptıklarını zannederler. Altlarında ki başlık hemen hemen her haberde üç aşağı beş yukarı birbirinin aynıdır. Zengin iş adamı bilmem kimin oğlunun düğününde yüzlük dolarlar havada uçuştu, şampanyalar su gibi aktı. Herhalde o düğünlere bir garibanın, bir fakirin gidebileceğini aklınızdan geçirmemişsinizdir. Aman ha sakın aklınıza böyle bölücü, kargaşa çıkartıcı düşünceleri getirmeyin. Onların dolarları havada uçuşurken siz daha hayatınızda olsun bir kere uçağa adım atmamışsınız ne önemi var? Adamların vergi levhalarına da sakın bakmayın ha, size ne ne kadar vergi verdiklerinden, bölücü müsünüz siz yoksa?
Sahip olduğu maddi ve manevi varlıklar ile insanlara hava atmak aklı başında insanların yapacağı bir olay değildir asla. Hele ki maddiyat bu gün var, yarın ufak bir yangın ile, bir deprem ile ya da başka bir afet ile kül olur gider de nasıl gitti bunlar elimden diye anlayamaz, sonra kukumav kuşu gibi düşünür durursunuz...
Benim ülkem fakirlikten kırılıyorsa, ben birlerinin gözünün içine baka baka sahip olduğum maddiyat ile hava atmamalıyım. Benim ülkem de binlerce insan sokaklarda yatıyorsa, benim de başımı yastığa rahat koymamam lazım. Benim ülkem de fakirler için kurulan aş evlerinde binlerce insan bir tas çorba, bir dilim kuru ekmek için sıraya giriyorsa, bazı lokmaları yerken benim de boğazıma bir şeyler takılmalı. Benim okuduklarımdan, aldığım eğitimden dolayı bir bilgi birikimim varsa bunu insanların yararına kullanmalıyım, onları bilgi ve görgüm ile ezip küçük düşürmek için değil. Vermek, kendinden bir şeyler verebilmek en büyük kazanımdır manevi olarak. İşte böyle dostlar dünya fani ve zaman hızla akıp gidiyor akıntıya kürek çekmemek en güzeli...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.