- 632 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Ses Sizce
Ayrılmaların kekremsi bir tadı vardır. Tren garlarına, vapur kuytularına, ay vakitlerine benzetilmeleri hep bundan. Ve hep bundan ayrılmaktan söz edilen şiirlerin daha bir sevilişi.
Kıl kadar ince, kılıç kadar keskin bir yolu yürüyorum. Koynumda umutlarım, avuç avuç kelimem, yağmurları özleyen çıplak ayaklarım var. Yine de bu ayrılmak kekresi damağımdaki yoğun tat. Her bir şehir, her bir mektup, her bir melodi taşıyıp getirmede bu tadı.
Soruşundan anlıyorum zamanın. Yeni ayrılmaları saklıyor zulasında. Bu gün daha ayrıyım uzağımdan. Yılların genişletemediği bir darlığa sığıyorum. Hiç eskimemiş gölgelerin gülümseyen anları, iyice sokuluyorlar sessiz sesleriyle. İlle de gürültüyle kucaklanamazdı zaten güneşin sarı benizi. Ve karanlığa doğru uçuşacak kelebekler.
Saçaklara değecek rüzgar. Faytonların gıcırtısı dolaşacak adayı. Kar taneleri bile yere değerken cılız bir buradayım demekte. Susarak söylemekten açılan bahisler, konuşmadan göz ucuyla anlaşmaklar, kalemin gücü, taşın sabrı, hepsi ses işte eni sonu. Ya ses sizce? İçimizden ama. İçimize. Sanki bir muammanın keşfi değil aradığım. Sessizce...