Farkedilmek, Farketmek
Dibimizdeki bazı insanlar kendimizi öyle gereksiz ve değersiz hissettiriyor ki biri bizi farkedip de "Merhaba!" dediğinde şok oluyor, afallıyor ve cevap veremeyip onu da kaybediyoruz. Hayatın komik bi döngüsü. Bize yapılan bir kamera şakası gibi.Bu hale geldiğini farkedemiyor bile insan. Yaşarken bu hale geliyoruz. Sonra bunu farkediyoruz da kaybettiğimiz şeylerin, kişilerin ya da kaçırdığımız, hayatımızda dönüm noktası olabilecek fırsatların hesabını bile yapamıyoruz.
Uyanma vakti geldi ama değil mi? Kendime sormak istiyorum bunu. Derler ya hani "Bana kötülük edenlere teşekkür ederim, onlar sayesinde hırs yaptım da ayağa kalktım, ayaklarının altından kalktım. Beni ezemeyecekleri bir insana dönüştüm. Çok minnettarım. " . Biz de aynen böyle onları kötü anılar olarak saklamaktansa, mutluluğumuza, başarımıza giden yolda bir basamak olarak görmeliyiz. Bu kadar kinci olmak istemezdim ama onların bizi yok sayıp ezip geçtiği gibi biz de onları ezip geçmeliyiz ama onların ruhu ble duymadan, sonradan kafalarına dank edecek şekilde. Kendilerini varsın kötü hissetsinler. Artık çok da umurumda.
Böyle düşünürüm de hiç kötü davranamam ki. Annem hep der "O insanları başarınla edebinle sustur." diye. Öyle yapmalıyız biz de. İşimiz neyse onda en iyisi olarak kendimizin farkına varmalıyız artık.
Size diyorum benim gibi sinmiş, kenara çekilmiş, anlamsızca her şeyden çekinen ama aslında çok neşeli, bilgili, şiir seven, kitap seven insanlar. Çıkın ortaya artık. Çıkalım ki kurtulalım içimizden.