Bir Şehrin Anlattığı
Çocukluk, gençlik yıllarım; içinden ( sınırından daha uygun galiba) tren geçen bir mahallede geçti. Yalnız bir çocuğun ilgisini trenlerin çekmesi doğaldır. Trenleri, yolcuları, çocukları seyretmek bir meşgaledir, can sıkıntısına da iyi gelir. Yolcuların tren beklerken bohçalarından peynir, ekmek, yumurtalarını çıkarıp iştahla yemelerini seyretmek keyif verirdi bana. Küçük çocukların elinde “kerti peynir” dürümüyle salonda hızlı hızlı gezmeleri, bazen takılıp düşmeleri iyi bir seyirlik, bir “temaşa”ydı benim için.
Yürümeyi çok severdim. Tren yolu boyunca ağır ağır yürür, TMO silolarına yaklaşınca daha fazla gitmez aynı yoldan geri dönerdim.