TULUMTRATÖR
Tulumtratör
Küçük yumuurta zıplayarak annesinin yanına gitti.
Yumurta: Anne
Anne : Efendim yavrum
Yumurta: Anne ben uçmak istiyorum
Anne: Biraz sabırlı ol yavrum bak senden bir batın öncesi karşı vadide süzülüyor.
Yumurta: Hani nerede
Anne: İşte bak orada
Yumurta: Vay be ne güzel süzülüyorlar.Bazen garip hareketler yapıyorlar onlar nedir
Anne: Onlar taklacı cinsinden yavrum
Yumurta: Ooo.. ne güzel
Anne: Hadi yat yavrum daha önümüzde nice güzellikleri göreceğimiz güzel günler var.
Küçük yumurta sabırsızdı.Hemen uçmak istiyordu.Başka yuvadan kuşların konuşmasına şahit oldu.
Beyaz yumurta: Kardeşim insanlar pervane diye birşey bulmuşlar onla uçabiliyormuşsun.
Kardeş yumurta: İnanmam görmeden inanmam.
Beyaz yumurta: Gerçekten inanmazsan babam gelince ona sor.Babamız akşamüstü gelir az kaldı.
Beyaz ve kardeş yumurta: Baba
Baba: Efendim yavrumlarım
Kardeş yumurta: Pervane ile uçulabilir mi?
Baba: Evet ben insanların yaptıkları aletlerle uçtuklarını gördüm.Hatta bir arkadaş pervaneye çarpıp vefat etmişti.
Bunları duyan küçük yumurta aklına koydu bir pervane yapacak ve uçacaktı.
Heyecan içinde annesinin altında gözlerini yumup ertesi günü bekledi.Gün ışıdığında hemen elini yüzünü yıkadı.Kabuğunu fırçaladı ve garaja indi.Orada babasının çeşitli aletleri vardı.Bunlarla birşeyler yapabilirim ama nasıl yapılacağını öğrenmem lazım önce.İnternete girdi ve pervane modelleriyle ilgili arama yaptı.Bir tane gözüne çarptı fakat nasıl kullanacağım derken babasının tulum elbisesi gözüne çarptı.Tulumun tepesine pervane taktık mı uçabilirim dedi.Sağ eliyle yumruk yapıp havaya savurdu.
İşte bu.
Bir tahta parçası buldu onu rendeyle yonttu ortasına delik açtı bir çivi geçirdi delikten. Çivinin ucunu eğdi ve tulumun askısına bağladı.Herşey hazırdı yarın büyük gün olacaktı.Babası daha gelmemişti.Tulumtratör adını verdiği bu icadı bir köşeye sakladı.Yukarıya annesinin yanına çıktı.Annesi, kaç saattir garajda ne yapıyorsun kerata gel bakayım ateşin düşmüş ben sana demedim mi ateşin düşmeyecek yoksa nasıl uçacaksın dedi.
Ertesi gün olduğunda başı ağrımaya başladı.İçinde birşeyler kıpırdıyordu.Birden alnında bir çatlak oldu ardından yüzüne kadar açıldı.O da ne demeye kalmadan cik dedi.Artık başka bir dil kullanmaya başlamıştı.Cik cik alfabesinden türetilmiş kelimeler çıkıyordu.Sırtında iki adet çıkıntı kanatları olmalıydı.Bu beklenmedik olay karşısında şaşkına dönen güvercin yavrusunun tulumtratörle uçma hevesi kursağında kaldı.Artık kursağında başka şeylerde kalacaktı.Tulumtratöre ne mi oldu annesinin kontrolünde bir sonraki batındaki yumurtalara oyuncak oldu.
İşte böyle çocuklar küçük yumurta belkide o icadıyla yuvadan atlayıp kırılacaktı fakat beklenilen beklenilmeyen zamanda geldi.Beklenilmeyenin de zamansız geldiğini birkez daha gördüğümüzde bu olayda olumlu olsa bile olumlu veya olumsuzda bizi bu beklenmedik olaylar karşısında ruh bütünlüğümüzü koruyacak şey tek Yaratıcıya inanmaktır.Aksi takdirde isyankar ve ekşi bir ruh hali bizi beklemektedir diye düşünüyorum sevgili torunlarım
Küçük yumurta