- 860 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Sahi neredesin
Herhangi bir haftanın haftasonuydu yollarımız kesişmesi...
Göz göze geldik, ne ilk görüşte aşık olduk birbirimize ne de kavgayla başladı sevdamız.
Ki zaten hiç başlamadı sayıyorum artık. Başlamış olsaydı şayet şuan bu sözlerin yerine daha güzel hayaller dökülürdü kalemin ucundan...
Soğuk bir kuşluk vakti.
Buharı tüten iki şekerli çayımdan ilk yudumumu alıyordum. Simit dünyasının susam kokan havasına eşlik ederken parfümün.
Siyah uzun bir bot vardı ayaklarında, yeşil bir atkı, yeşile çalan bir hırka uçları kesik beş renkli bir eldiven.
Vişne çürüğü rujun ve mavi rimelin çokta uyumlu değildi. Parfümün kimine göre iyiyse de ben doğallıktan yanaydım.
Tulum peynirli içli simidimin yarısını bitirmiştim ki. Arkadaşım geldi.
Ney olduysa o an oldu.
Ben arkadaşı karşilayayim derken servis yapan garsonu farketmemiş garsona çarpmış, garson sana sen de duvarı toslamıştın. Zincirleme trafik kazası gibi yani. O an bağlanmış zincirlerimiz farkında olmadan.
Sonra üzerine dökülen çaylara mı yoksa yerde yatan sana mı üzüleyim inan o an karar veremedim. Ama şimdi söylüyorum sana üzülmüştüm.
Bana körmüsünüz dediğinde evet kördüm körkütük aşık bir kör.
O zaman anlatsaydım da anlayamazdın zaten.
Bir kaç kez daha aynı saatte aynı yerde kesişmişti yolumuz. Ama bu sefer de hep benden uzak masaları tercih etmeni anlıyordum. Ki buna en çok ben seviniyordum. Harbiden parfümünü hiç sevmiyordum. Allah sabır versin.
Bir gün benden önce kalkmıştın giderkende bir not bırakmıştın.
Bu günlük çaylar senden
Çay parasını kuru temizlemeye verdim.
Hesap dedim kalktım.
Aman Allahım bir ben eksik kalmışım yemediğin. Bir insan bu kadar mı pis boğaz olur.
-yuhhh! Deyişimi kafedeki herkes duymuştur sanırım. Meğer bir günlük dediği bir haftalık hesapmış hatta
Yetmemiş sınıf arkadaşlarından da getirmiş onlara da yedirmiş içirmiş. Afiyet olsun.
Boynu bükük iki böklüm kasaya yaklaştım. Ellerim titreye titreye hesabı ödedim ve ardıma bakmadan çıktım.
O gün ödediğim hesabın acısı yüreğimi yaktı.
Ertesi sabah kahve mi aldım elimde ders kitabıyla masasına oturdum.
Espiri anlayışınıza hayran kaldım. O yüzden bu kahveyi size getirdim dedim. Üzerine döktüm.
Kuru temizlemeye verirsiniz dedim benden...
O gün bu gündür göremiyorum seni
Sahi neredesin...