ŞİMDİYİ BÜYÜLE
Bu politik, bu aşk, bu ben..idealize edilmiş şeyler bütünüdür hayat. Oysa, yanılgılardan topluyoruz gerçekliğimizi. Yeterince içmediğimiz kitap ve demlenmediğimiz her şeyden sebep, yanılsamalıdır yaşadığımız. Ve hep, bu son olsun denilen cümlelerin anlamına kanıyor, boğuluyoruz. Son yoktur çünkü bu sonsuzluğun akışında. Her yaşanan bir ilk gibi..her yaşanan sonrakine ikinci. Ve biz ki, aldığımız nefesin en görkemsiz bedenleşmesiyiz. Düşündüğü gibi yaşayamayan, yaşadığı gibi düşünemeyen..varla yok arası bir yerden katılıyoruz hayata…
Kafiyesiz ve imgesiz yazılıyor öykümüz. Hızla geçiyoruz evlerden, sokaklardan ve kalplerden. Hızla tükeniyoruz içimizin kuytuluğuna. Merhabalarda bile yabancılaşıyor isimlerimiz. Rastlaşmıyoruz yüzümüzün herhangi bir kaçak gülüşünde. Zaman ayarsız notalarca kurşuna diziliyoruz her gece. Ve kurulmuş saatlerden uyanamıyoruz kendimize. Eksildikçe çoğalıyoruz hayata..elde var sıfırın en dipsiz yerinde! Yabanıl korkular sızıyor evcilleşen düşlerimize. Yabanıl ve anlamsız birleşiyoruz. Sonra, dört duvarından dökülüyoruz sığınaklı sınırların…
Dedim; incitirler seni küçüğüm, görmelisin kendini. Bir sunaktır bu boynunu düşürdüğün. Ve buyurmaya devam etti tanrıları Babil Kulesinin: Öldürün kendinizle kendinizi. Biz, sizin kanınızdan var olduk..şüphesiz!
Ertelenmiş sevinçlerle kavuşuyoruz her adreste. Ve öfke bulutlanıyoruz yağmursuz. Hangi toprağa yeşilleneceğimizi bilemeden. Oysa, kimliksiz biliyoruz yoksunluğumuzun uyruğunu. Alfabesiz konuşuyor çıplak ayaklı çocukluğumuz..aynı yeryüzü ve gökyüzü doğumu. Varılamayan hasrete şarkılar büyütüyoruz ezberden..her nakarata bir içim su oluyoruz. O bize en yakın seslerden geliyoruz bize.. o ilk ateş taşıyıcıların gözbebeklerinden…
Şimdi, gitmek şarkısıdır bu, kuşatılmış kentlerin sessizliği. Hiçbir rüzgar taşıyamaz artık bizi. Hiçbir aşk soluksuz koşmaz aramızdan. Biz, şaraba dökeceğiz dilimizi..ve gideceğiz. Biz, toprağa sunacağız kalbimizi..ve gideceğiz. Yol doğuracaktır bizden bizi..yeniden. Sözlerin eyleme yakışacağı iklimdedir bilgeliğimiz. İşte o vakit, hünerli ellerinden öpeceğiz devrimin…
Dedim ve yarasından bir yudum içtim susturulmuş umudun. Hep sonraların dizelerinden yaratılmasın şiirin..sen, şimdiyi büyüle…
Avaşîn
12/Ocak/2017-Amed (pêl dergisinde yaymlanmıştır)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.