- 866 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Okul Babanızın Tapulu Malı Mı?
2017-2018 yılı eğitim öğretim dönemi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “TEOG sınavını istemiyorum” sözlerinin ardından çıkan tartışmaların gölgesinde başladı.
Her yıl eğitim öğretim döneminin başlamasıyla birlikte Türkiye’nin değişik illerinden engellilerin yaşamış olduğu sorunlarda duyulmaya başlar.
1994-2015 yılları arasında Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi Başkanlığı yaptığım süre içerisinde de her eğitim öğretim döneminin başlamasıyla birlikte ilimizde de engellilerin eğitimle ilgili sorunları duyulurdu.
Aradan yıllar gelip geçti, kaç hükümet değişikliği oldu, kaç bakan değişti, kaç il müdürü görev yaptı ancak her defasında da engellilerin yaşadığı bu sorun hiç değişmedi.
Değişmeyen bu durum 2017-2018 yılı eğitim öğretim döneminin başladığı ilk günlerde ilimizde yine yaşandı.
Anayasamızın Eğitim Ve Öğrenim Hakkı Ve Ödevi başlıklı 42.Maddesi’nde “Kimse, eğitim ve öğretim haklarından yoksun bırakılamaz.” demesi bir şey değiştirmiyor.
Anayasamızın Kanun Önünde Eşitlik başlıklı 10.Maddesi’ne 2010 yılında eklenen değişiklikle “Çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.” demesiyle getirilen pozitif ayrımcılık da bir şey değiştirmiyor.
Engellilerle ilgili konularda başta kamu idarecilerinin ve siyasetçilerin genelinin zihniyetlerinde dönüşüm sağlanmadığı sürece ve insanlar bu konularda bilinçlenmediği sürece her yıl bu olayları yaşamaya devam ederiz…
İşte bu yılda eğitim öğretimin başladığı ikinci gün ilimizde yayın yapan Er Tv kanalında yer alan özel haberi izleyince durumun değişmediğini ve düşüncelerimin haklılığını bir kez daha görmüş oldum. Gerek televizyon kanalının haber bülteninde gerekse de internet sitesinde “Engelliler Diye Okula Alınmadılar!” başlığı ile yer alan (www.malatyaertv.com/haber/78070/engelliler-diye-okula-alinmadilar.html) haberin detayı şöyleydi…
“Eğitim öğretim yılının ilk gününde büyük bir hevesle okula giden öğrencilerin heyecanını, hüzne, velilerin bekleyişi ise gözyaşlarına dönüştü. Malatya’da Niyazi Mısri ilkokulunda engelli öğrenciler için hazırlanması gereken sınıf depo olarak kullanılıyor. Engellerinden dolayı gittikleri her kapıdan kovulan öğrenciler ve velileri okula alınmadılar ve yine gözyaşları içerisinde evlerine dönmek zorunda kaldılar.
Eğitim öğretim yılının ilk gününde rezaletin farklı bir boyutu da Malatya’da çıkıyor karşımıza. Her birey gibi onlarında okumaya hakkı var. Fakat gelin görün ki eğitim ve öğretim yılının ilk gününde Malatya’da Niyazi Mısri İlkokulu’na giden engelli öğrenciler ve aileleri okula dahi alınmadı. O da yetmezmiş gibi öğrencilerin eğitimi için ayrılan sınıf ise bir depo görevi görüyor.
Okula gitmenin heyecanı ile evlerinden çıkan öğrencilerin hevesi kursağında kalırken, veliler de ikinci sınıf muamele görmekten ve gittikleri her kapıdan kovulmaktan bıkmış durumda.
Çocuklarının dışlandığını iddia eden veliler, gittikleri her kapıdan kovuldukları yetmezmiş gibi çocuklarına bir deponun reva görülmesine isyan ediyor.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü de bu duruma kulak tıkarken, veliler devletin engelliler için sağladığı imkânları, kurum yetkililerinin heba etmesine öfkeli. Saatlerce okul kapısı önünde bekleyen öğrenciler ve aileleri, gözyaşları içerisinde evlerine dönmek zorunda kaldı. Okul yönetimi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yeşilyurt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ise bugüne kadar düşünmedikleri öğrencileri başka okullara taşıyacaklarını belirtiyor.”
Yaşanan olayla ilgili açıklamalarda bulunan engelli çocukların velileri “Bizim çocuklarımızın özel olduğunu söylüyorlar ama hiçbir özelliklerini göremiyoruz. Hangi okula gitsek diğer okula yönlendiriyorlar. Hangi müdürün yanına gitsek diğer müdüre sevk ediyorlar bizi. Sabah geldik yani şok olduk. Bize düzgün bir yer vermediler. Çocuklarımızı her zaman dışlıyorlar. Yani zamanında her şey sağlam çocukların yerini yapıyorlar da bunların neden yerini yapmıyorlar? Sebep ne diye sorduğumuzda açık ve net ‘biz sizin çocukları istemiyoruz’ diyorlar. Milli Eğitime kadar çıktık biz. Milli Eğitim Müdürü de ‘Tamam ablacım haklısınız. Kusura bakmayın. İşte yeni okullar açacağız.’ diye her şey söylendi bize ama arkası yok.” diyerek tepkilerini dile getiriyorlardı.
Bu haberi izlerken yıllar önce yerel televizyon kanallarının yaygınlaşmaya başladığı günlerde ilimizdeki bir televizyon kanalında kendimizin hazırlayarak canlı olarak sunduğumuz bir programa başladığımız günlerde yaşadığımız benzer olay aklıma geldi.
Tıpatıp aynı benzeri olayı Gazi İlkokulu’nda bulunan özel alt sınıfı da eğitimin başladığı gün başka okullara nakil edileceği gerekçesiyle kapatılmıştı. Olayı öğrenir öğrenmez gerek dernek olarak gerekse de televizyon programı olarak konunun peşine düşerek kamuoyu yaratmış ve sonucunda o dönemki Milli Eğitim Müdürü Şehmuz Üçkardeşler’in talimatı ile sınıf tekrar aynı okulda açılmış ve aileler ile çocukların mutluluğuna şahit olmuştuk. Şimdi bu son olayda çocukların ve ailelerin mutluluğunu görebilecek miyiz bilmiyorum...
Sözün özü olarak, olayın medyaya yansımasından birkaç gün sonra televizyonda görevli arkadaşımı arayarak bu konuda yeni bir gelişme olup olmadığını ve herhangi bir engelli derneğinin konuyla ilgili bir açıklamasının bulunup bulunmadığını sordum. Ne yazık ki aldığım yanıt beni şaşırtmadı. Çünkü ilimizde bu olayın peşine düşecek ve sonuçlandırabilecek bir tane dâhi engellilerle ilgili ne dernek ne de vakıf kalmamıştı. Oysa resmiyette kâğıt üzerinde olmalarına rağmen ortada yoklardı. Sayısını bile unuttuğum tabela dernekleri dışında engellilerin yaşamış olduğu sorunları kamuoyuna taşıyacak ve onların sesi olarak çözüm arayacak bir dernek ne yazık ki ilimizde kalmamıştı. Var olduğunu ve kaldığını söyleyenler olursa eğer, bu tür sorunlar var olduğunda ve yaşandığında ortaya çıkıp hak aramayacaklarda ne zaman arayacaklar sorusuna yanıt verirlerse sevinirim. Hitap ettikleri kesimin haklarını aramayan STK’ların dışında okul müdürü ile Milli Eğitim İl Müdürü Ali Tatlı’ya da sormak istiyorum. Koca bir yaz tatili geçerken bu engelli çocukların sınıfını taşımak eğitimin başladığı gün mü aklınıza geldi? Tatil süresince ne iş yaptınız? Bu yaptıklarınızla yukarıda da belirttiğim gibi Anayasal bir hak olan eğitim hakkı ile pozitif ayrımcılık hakkına aykırı davrandığınızı ve suç işlediğinizi bilmiyor musunuz? En ufak olumsuz bir olayda dâhi psikolojik olarak etkilenerek ruhsal çöküntü yaşayan bu engelli çocuklara böyle bir sorunu yaşatma hakkını ve gücünü nereden alıyorsunuz? Ya okul müdürünün söylediği ‘Biz sizin çocukları istemiyoruz’ kelimesi de neyin nesi oluyor? Engelli çocukları okuldan mı istemiyorsunuz? Eğer böyle ise okul babanızın tapulu malı mı? Tapusunu gösterinde bir zahmet bizlerde öğrenmiş olalım…
Yıllardır engelliler konusunda duyarlı olduğunu bildiğim AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda engellilerden sorumlu Sosyal Politikalar Başkanı olan Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın engelli çocukları okulda istemiyoruz diyerek aileler ile çocukları rencide eden okul müdürü ve bu konu hakkında bilgisi olup olmadığını bilmiyorum… AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda engellilerden sorumlu Sosyal Politikalar Başkanı olması nedeniyle kendi ilinde yaşanan bu olayla ilgili bilgisi olduktan sonra bu sözleri diyenler ve sorunu yaşatanlar hakkında nasıl bir açıklama yapacağını ve nasıl bir yaptırım uygulayacağını da merak ediyorum…
Ali Haydar Koyun
Yazar/Engelli Aktivist
YORUMLAR
Sevgili Ali Haydar bey yazınızı gerçekten beğenerek okudum. İşte beğenmedikleri ve sözüm ona ''gavur'' (ki böyle bir kelimeyi söylemek bile günahtır.) dedikleri avrupa ülkelerinde bile engelli vatandaşlar, gençler, çocuklar,yaşlılar,kadın ve erkekler herşeyden önce geliyor. Bizde boş hava, yabancı ülkelerde engelli vatandaşlar için herşey varken bizler her yere camii dikmeye niyetlenene kadar engelli vatandaşlara yönelik şeyler kurulsa nasıl olur? Bize camii değil kendi halkımızı her yönü ile kucaklayacak engelli de olsa okula gitmesine yardım olanakları sağlanabilecek yerler gerek.
Saygılar.