HAYATA DAİR..
hayat’a dair....
her zaman hayatı kötüleriz., iyiyi ve kötüyü ona bağlarız.. oysa yaşanılanlar bizim kendi hayatımızdır. yaşamımız boyunca aldığımız kararlar, dogru ya da yanlış, ya da genlerimizde dolanan hissiyatlar hep yaşamımıza yön verir.. aslında herşeyi biz kendimiz kendimize yaparız, bir başkası değil.. ama hep başkalrını suçlarız, sonrada hayata bağlarız.. her koyun aslında kendi bacağndan asılır. bu sözü kendime ne kadar söylesemde, bir türlü bu sözün arkasında durmayı becerememişimsir. bazen dogru bildiklerinizi yapmak aslında doğru olmayabiliyormuş. hayatımızı anlamdıran şeyler kendimizden çok başka insanlarla paylaştığımız şeyler, ve gerçekten de paylaşınca hayatlarımız güzel. ama dedim ya her dogru bildiğniz şey, yada size dogru yaptığınızı düşündüren şey, bir başkası için yanlış olabiliyor, o da sizin yaşamınızın bir parçası ise, bazen düz duvara tosluoyrsunuz. ve de işin içinden çıkamayıp hayatınızı zehire çevirebiliyorsunuz. sonra da başka hayatlara girip ya da başka hayatları kabul edip, sil baştan başlayabiliyorsunuz.. ya da bazılarımız israrcı davranıp huylu huyundan vazgeçmez dedikleri gibi, dört elle sarılıyoruz, hayatlarımıza ve paylaşmak istediklerimizin hayatlarına... bu bir arkadaş veya dostumuzsa bir şeklide orta yol buluyoruz. ama ya hayatı beraber yaşadığınız, beraber paylaştığınız bir insansa.. işte bu bazen sizi çıkmaza götürebiliyor.. düşünüyorumda aklımın beni gerçek ben yaptığı, ve şimdiki zaman döngüme kadar, hayatıma giren ve bazen sessizce bazende parçalnırcasına çıkan hayatlara, hayatıma bir zamanlar yön veren ve şimdi hayatımda omlayanlara, bir şeyleri anlatırken, paylaşırken, ve de o anlar tüm dünya belkide bizim etrafımızda döndüğünü zannederken, bazen bizim yaptığımız, bazen de bize yapılan, hayatlarımızdan zorla, bizi üzerek kayan, istemememize rağmen giden hayatların varlığı ve bizim bunlardan yine yaşamlarımızı etkileyen dersler aldığımız, ve de yaşamlarımıza kaldığı yerden bu derslerle devam ettiğmiz zamanlar... cümleyi bağlayamadım... çünkü söyle bir yutkundum ve bir an düşündüm. hayatımızın geleceğini görebilseydik, kaybettğimiz hayatları, kaybetmemek için neler yapmazdık değil mi..ya da hayatlarımızı sevgi üzerine kurup, sizin yaşamınızın sonuna kadar seveceğiniz ama sizi bir o kadar sevemeyen bir yaşamla nasıl bir arada yaşabilecektik... bu bir kısır döngü, mantk, herşeyi çok güzel kurguluyor, ama duygular maalesef buna izin vermiyor, bizi insan dediğmiz şey yapan da bu olsa gerek. aslında cümleleri hep iyi kurmak istemişimdir ama bunu genelde becerememişimdir. yazmak buradan kolay, çünkü düsünebiliyorsunuz.. ama yaşamın içinde, karşınızdakinin tepklieri, o anki duygularınız yüzünden fevri şeyler, kalp kırıcı şeyler yapabiliyorsunuz, ve bazen sözler bir hançer gibi kalbinize saplanıyor ve unutmuyorsunuz. ya da karşınızdaki unutmuyor. bazen sevdiklerinizi mutlu etmek adına maddi şeyler için uğraşıyorsunuz, bunları yapakende her zaman herşey yolunda gitmiyor, gitmeyince hırçınlaşıyorsunuz, ve sevdiklerinizi mutlu etmek için uğraşan bir adamken, etrafınıza mutsuzluk saçan ve mutsuz olan bir adam oluveriyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz ki yanlızsınız... daha cok yazardım ama en kötüsü bunların farkında olarak yaşamak..ortak hayatlarımızı mutlu etmek kendimizi önce mutlu etmekten geçiyor. Keşkelerle dolu bir hayattansa, içimizdekileri özgürce söyleyebileceğimiz hayatlarımız olabilseydi..belki hayatlarımızın sonuna kadar sürmesini istediğmiz yaşamları kaybeymezdik.. bazen sevdiğniz insana bir kere sarılabilmek için bir ömür verirsiniz...ama onunla yaşarken bunu farketmezsiniz.. saygılar...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.