- 1485 Okunma
- 10 Yorum
- 2 Beğeni
SAMİ HOCA'YA NAZİRE
Bu gün Sami Hocanın yayınladığı yazının başlığını görünce bir heyecanlandım ki sormayın. Yazının başlığı “ATATÜRK’TEN ANILARLA “EDEBİYAT NEDİR, ŞAİR KİME DENİR? SORULARININ CEVABI.”
Başladım yazıyı merakla okumaya. Atatürkün güzel bir anısını, her zamankı gibi güzel yazmış.
“Tamam” dedim:
“Yazının sonunda Hocam bombayı patlatacak. “Edebiyat” kelimesinin çoğumuzun bilmediği anlamını açıklayacak. Hepimizin az çok bildiği sıradan tanım zaten NET’e var”
Yazı bitti. Beklediğim açıklamayı göremedim. Bu sonuç beni hem hayal kırıklığına uğrattı. Hemde sevindirdi.
Hayal kırıklığına uğrattı; çünkü Sami Hocanın bilgi düzeyini biliyoruz. Bu konuda bir araştırma yapmamış olamazdı.
Sevindirdi; kafama takılan bu kelimeyi yıllar önce araştırmış, sonunda beni tatmin eden ayrıntılı bilgiye ulaşmıştım.
“Ohh be… Bana ne güzel bir ukalalık fırsatı doğdu”.
Yazısının altına yorum yazsam uzun olacaktı
.” En iyisi mi ben bağımsız bir yazı yazayım”.
Eskiden beri kelimelerin anlamını, kökünü araştırma merakım var. Bu merak yazmayı sevmemden mi kaynaklanıyor? Yoksa kelimeleri araştırmak mı yazmamı sağlıyor? O nu bilemiyorum.
Daha ortada İNTERNET yokken. Çeşit çeşit sözlükler almıştım. Osmanlıca-Türçe, Etimoloji sözlüğü Argo sözlüğü, TDK sözlüğü, vb. …
“EDEBİYAT”ı onlardan araştırmış, ancak yapılan açıklamaları yeterli bulmamıştım. Kökü “edeb”ti. “adab” kelimesinin çoğuluydu. (Edeb: iyi huy, ahlak). Peki “EDEBİYAT” kelimesi nasıl oluşmuştu?
Onun cevabını da –yanılmıyorsam- Meydan Larousse ansiklopedisinde bulmuştum.
“Eskiden İran’da insanlar bir araya gelir edeb le ilgili hikayeler anlatırlarmış.Daha sonra bu hikayeler yazılmaya başlanmış. Bu yazılanlara da “EDEBİYAT” denilmiş.”
Açıklma buna benzer bir şeydi. Benim merakımı gidermeye yetmişti.
Bu gün ukalalık günüm;
Osmanlıca diye bir dil yoktur. Osmanlıca: Farsca ve Arabcanın karışımından oluşan bir dildir.
Osmanlıca sözlükte en çok yer tutan –M- harfidir.
MU, MÜ ile başlayan kelimeler Türkçe değildir. Zira Türkçe de ön ek olmaz.
Bu ekler önüne geldiği kelimeye işlerlik kazandırır. Yapan, eden, ilgili gibi anlamlar verir
Bu eklerle başlayan kelimenin kökünü bulmak için;
Önce bu ek, sonra da kelimedeki sesli harfler atılır. Kalan harfler kelimenin anlamını bulmaya yardımcı olabilmektedir. Örneğin:
Muhabere; hbr: HABER
Muhafız; hfz: saklama, koruma.
Muhasebe; hsb: HESAB
Mülakat; lkt: LİKA: Karşılaşma, görüşme. (Bu tanıma göre telefonla mülakat olmaz.)
Müşahit; şht: ŞAHİT olan, gören
Mümeyyiz; myz : TEMYİZ: İyiyi kötüyü bir birinden ayıran.
vb.
Türkçe de ; F, V, P, L, M, N, R, Z harfleriyle başlayan kelime bulunmaz.
( “Bu gün ukalalık günüm” dedim demesine de biraz hattimi aştım galiba…)
Bak işte Sami Hoca’ nın bir yazısı nereden nereye getirdi beni.
Bakmayın siz ukalalık dediğime. Maksat muhabbet olsun.
Edebiyat Defterinde yazmaya başladığım ilk yıllarda böyle paslaşmalar yapardık.
Tacetin Yıldırım Toynak’a, ben de her ikisine takılır kurgu yazılar yazardım.(Edebiyat Defteri Olimpiyatları) Diğer yazar arkadaşlar da yorumlarıyla bizlere katılırlardı.
Hoş bir kaynaşma olurdu. Şimdilerde o hava yok. Aslında o günlerde ki bir çok yazar da yok.
Kim bilir? Kimin ne sıkıntısı var? Hayat gailesi işte.
SAYGILARIMLA…
YORUMLAR
Sevgili komutan Bedri hocam emegine sağlık okudum güzel bir yazı.
Şimdi samiyat dersek Sami hoca aklımıza gelir değil mi?
Mesela bedri yat, sami yat, bakli yat, harfi yat, ve saire.
Alfabenin dediği gibi uyu uyu yat, yat yat uyu. Yıllarca uttular bizi zaten.
Saygılarımla
Bedri Tokul
Değişik ve ilginç bir açıdan bakmışsın.
Selam ve Muhabbetle...
sami biberoğulları
Yıllardır sitede göremediğim en eski dost Esma Kahraman'ı da tekrar bizlerle buluşturdun ya, büyük adamsın...
sami biberoğulları
Bedri Tokul
mandalları mı koyacaktım. Akıllım.
Sevgilerimle Esma Sultan.
Evet Hocam !
Sayın yazarımızın arada bir uğradığı olur. Sağ olsun.
Her ikinize de Selamlar.
Eyvallah Ustam VAROL.
Çok güzel bir çalışma olmuş.
Sayende ilginç bilgiler edindik.
Teşekkürler.
Özellikle M harfiyle başlayan kelime olmaması ilginç. Kafama takılan "meme", "mama" mesela onlar da mı Türkçe değil acaba.
Selam ve saygı bıraktım Ustam..
Bedri Tokul
Evet ikisi de Türkçe değil. Orijinali Latince.
İnsanların kullandığı bazı kelimeler çıkartılan seslerden kelimeye dönüşmüş.
Çocukların açıkınca söylediği MAMA MEME ye dönüşmüş.
Daha sonra her iki söz de ayrı ayrı anlam kazanmışlar.
Bu kelimenin Türkçesi: Emcek.
İlgine çok teşekkür ediyor selam ve Saygılar gönderiyorum...
Sayelerinizde okuyup hem eğleniyorum hem öğreniyorum, ufkum genişliyor. Sizin gibi güçlü kalemleri takip etme isteğim kabarıyor.
İyi ki varsınız Hocalarım ömrünüz uzun olsun :)
Ayşegül AKTAĞ tarafından 10/4/2017 12:13:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Bilgilerimiz tazelemek hem de Sami Hocaya biraz takılmaktı niyetim.
Bizlerde seni okumaktan zevk alıyor, gurur duyuyoruz.
İyi ki varsınız.
Selamlarımla dost kalem...
Önce sizin yazınızı gördüm ve girişini okuyunca devam etmedim. Sami Hocamı ziyaret edip geri geldim ve sizi iyi ki okudum. Yani Bedri Hocam siz olmasanız Sami hocamın bize EDEBİYAT öğreteceği yoktu. Çok teşekkür ederim
İmza : körük .... :)))
Sevgilerimle...
Bedri Tokul
Sami Hocanın yazar olabilmesi için daha benden çok ders alması gerekir.
(Şaka, şaka)
Sami Hocamız da birikimi olan iyi bir yazardır.
Hele mizahı tartışılmaz.
Samimi yorumunuz için teşekkürler.
Selamlarımla.
İki değerli büyüğümü bir karede görmek ne güzel. Didişmelerinizi izlemek güzel muhabbetinizi de. Birazdan Sami Hocam ne cevap vermiş bakacağım.
Çok sevgiler her ikinize de güzel insanlar.
Bedri Tokul
Belki sen hatırlarsın.
Daha önce ki yıllarda Tacettin, ben, Toynak nasıl dalardık birbirimize..
Bize"üç silahşörler" derdiniz.
Şimdilerde o tat kalmadı her nedense...
Selamlarımla Can Bacı.
Aynur Engindeniz
Günaydınlar Bedri Ağabey;
Ne kadar güzel bir bilgilendirici, bilgi tazeleyici bir yazı olmuş bu böyle. Yazınız, bana edebiyatı sevdiren Türkçe öğretmenim Korkmaz Ünlü'yü hatırlattı. Sanki yıllar öncesine, onun dört gözle beklediğim derslerine gittim tekrar.
Çok teşekkür ediyorum size ve şimdi tabiki de Sami Öğretmenin sayfasına gidiyorum, bakalım o ne inciler dökmüş sayfanıza bizler için.
Saygılar, selamlar...
Bedri Tokul
Hem bilgi tazelemesi yapalım hem de Sami Haca'ya biraz takılayım istedim.
O yaşlarda Edebiyat öğretmenleri çok önemliydi.
Bu gün bir şeyler yazmak istiyorsak onların eseridir.
Değerli yorumunuz için teşekkürler.
Selamlarımla kardeşim.
Evet efendim, yazinixi okurken bir masada oturmuş sizi dinliyor gibi ses verdi harfler, bilgilendim bilmediklerimden. Sami hocayada naxireniz çok guzeldi. Sami hocanin adi gecer de yaziyi okumazmiyim!. Çok değer,verdiğim bir kalemdir. Evet sitede eski dostlar yok, sayfamda çok az bayan dostlara rastlamaktayim.Sanirim yazmiyorlar yada yaz nedeniyle tatildeler. Tekrar ďostlari biraraya toplamak sevgili Habib Dağ in görevi dıye düşünüyorum. En yakin tarihte bir şiir gecesi yapmasi tekrardan eski sicaklîgi sağlayacaktir.
Selam ve saygilarimla Bedri bey...
Not..Yekta Atilla beyin çiximi cok guzel...
Oya gedik tarafından 10/4/2017 2:14:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Habib kardeşimizden ziyade bu işi ancak Tacettin yapar.
O insanları buluşturmak konusunda mahirdir.
Bu aralar onunda işi başından aşkın. Devrelerimizi buluşturmakla meşgul.
Hakikaten bir araya gelsek. Hem tanışmış olacağız, hem de sitemiz daha da canlanmış olacak.
İnsanlar bir şeyler öğrendiyse, onu paylaşmayı bilmeli.
Ancak dostluklar böyle artar, toplumlar ancak böyle bilinçlenir.
Okuduğunuz ve beğendiğiniz için teşekkürler.
Selam ve Saygıyla.
Değerli abim, lütfedip acizane çizimime yer verdiğiniz için teşekkür ederim...
Selam ve saygılarımla.
Bedri Tokul
Asıl ben sana teşekkür ederim.
Bana böyle bir fırsat verdiğin için...
Selamlar.
Değerli abim.
Öncelikle yazıma değer verdiğin, dahası böyle güzel bir yazıyla nazire yaptığın için çok teşekkür ederim
O yazımda edebiyatın Atatürk tarafından yapılmış bir tanımı vardı. Böyle bir tanım üzerine benim de bir tanım yazmam olmazdı elbette o bakımdan ben tanım yapmadım.
M Harfine gelince:
1990 Yılında katıldığım bir hizmetiçi eğitim programında bir dönem TDK nın başında olan Prof. Dr Hasan Eren Hocamız bize Türkçede M Harfi ile başlayan sadece bir kelime olduğunu onun da '' Balak '' kelimesinin bozulmuş hali olan ''Malak '' olduğunu söylemişti.
Sitedeki eski tad konusunda tamamen haklısın. Eski dostlardan çok azı artık sitede yazıp çiziyor. Yeniler de bizi pek kaale almıyorlar.
Hatta diyebilirim ki sırf yazının başlığında ''Sami Hoca '' olduğu için bu yazı ya hiç okunmayacaktır ya da en az okunan yazılarından biri olacaktır.
Selam ve sevgilerimle.
Bedri Tokul
Bu yazıyı yazmamın nedeni; seni tenkit etmek asla değildi.
Zaten sen de anlamışsın onu.
Hani " Gönül ne kahve ister... diye başlayan bir söylem var ya.
Bütün gayemiz muhabbet...
Evet !
Bir çok tanıdık yazar yok şimdi.
Ama ben gözlerim gördüğü, parmaklarım tuşlara basa bildiği sürece buradayım.
Taa ki KEMNUR dostumuz gibi hepten gidene kadar...
Biliyorum sen de öylesin.
Selamlarımla Hocam.
Den(iz)
Halit Kesler
Saygılarımla Halit Kesler