"bir elmanın iki yarısı..."
kadın-erkek ilişkileri için, özellikle mutlu ve tam rayında giden evlilikler için kullanılır bu tabir.
OKUMAKTA OLDUĞUM Sema Maraşlının Kulak Aşık Olurmuş Gözden evvel kitabı beni bu söz hakkında düşündürdü.
ben de sayın Sema hanımın bu konudaki düşüncelerine ziyadesiyle katılmaktan kendimi alamadım.
aslında bu sözün temelinde kadın -erkek eşitliği mi yatıyor diye de düşündüm.
biyolojik, psikolojik, ruhsal, bedensel ve zihinsel yani her bakımdan farklı olan iki cinsin nasıl bir elma gibi aynı gösterilmesi cehaletine şaştım kaldım.
erkek "yalnız kalmak istiyorum" dediğinde gerçekten yalnız kalmak istiyor.
kadın aynı şeyi dediğinde, aslında daha fazla ilgilenilmesini ve sorunla ilgili konuşulmasını istiyor.
şimdi bunlar, elmanın iki yarısı olabilirmi?
asıl güzellik, elma değil de bir armudun ve bir elmanın yarılarından bir bütün oluşturmakta sanırım.
ben farklıyım, eşim de öyle.
farklılıklarımızla renk katıyoruz hayata ve evliliğe.
kadın kadına sohbet ediyoruz saatlerce, konuşmalarımız kadın dayanışması şeklinde. ben arkadaşımı pohpohluyorum o beni.
biraz daha haklı ayrılıyoruz birbirimizden,
özgüvenlerimiz tavan yapmış yani.
arkadaşımızla konuştuğumuz ve tamamen haklı olduğuna inandığımız sorunu
eşimizle konuşuyoruz beş on dakika, adam kısa konuşuyor, hatamı da söylüyor.
işte belki fazla hoşumuza gitmese de fark burada.

kadın domates seçerken bile ondakika harcarken, adam alıyor bir poşet, bir eline üç büyük domates sığdırıp bir dakikada dolduruyor poşeti.

yine aynı farklılıkların anlaşılamayıp, karşımızdakini kendimiz gibi sanıp, aradaki farkı görememek zehir ediyor, tatlı evlilik hayatını.
Basit bir iyi misin? sorusuna bile onlarca farklı cevap verilebilirken,
adamın tebessüm ettiği sahneye kadın gözyaşıyla gülerken;
olayı bir elma bütünlüğüne indirgeme basitliğine dur demek lazım sanki.

düşünsenize yeni bir oluşum,
bir elmanın yarısıyla bir armudun yarısı...
çekirdekleri farklı, tatları farklı.
olgunlaştıkları mevsimler farklı.
elma kışa daha dayanıklı.
armut sıcağı seviyor, biraz nazlı.
ikisi bir araya geliyor, ahenk yakalayanda bir buket gibi duruyor. ahenk yakalayamayanda tam ortasında bıçak çizgisi göz kırpıyor.
bir elmanın süper iki yarısı ne oluyor?
birinin kabuğu soyuluyor, biri buz dolabında saklansa da çürüyor, evliliğinin ilk yılı dolmadan hayata küsüveriyor.

bir elmayı tamamlamak için değil de varlığımızın her türlü eksik ve fazla yanıyla, iyi-kötü tüm huylarımızla, anlayarak, anlaşarak, dinleyerek dokunalım hayatlara.