- 583 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sık Sık Sorun Bazı Soruları Kendinize
Ne mutlu ki hepimiz insan olarak dünyaya geldik... Rabbımıza binlerce kez hamdüsenalar olsun. Tamam, insan olarak geldikte, acaba insan olmanın gereklerini yerine getirebiliyor muyuz? Laf olsun diye mi yaşıyoruz, yoksa yaşadıklarımızdan, yaşattıklarımızdan çıkarımlar yapıp da hayatı anlamlandırabiliyor muyuz? Budur önemli olan...
Zamanımız kısıtlı, ölüm var, ölüm. Çok şükür ki var, ya olmasaydı? Sık sık sorun bu soruyu kendinize, ’’Ölüme Hazır mıyım?’’ ya da ’’Ölüme ne kadar hazırım?’’ Öyle ya anlık mesele... Bir araba kazası, bir ufak yürek sıkışması, bir zehirlenme, sizi alıp da koparır bir anda sevdiklerinizden... Küfür üzerine bir hayat sürüyorsanız, işiniz çok zor. Orada, ahirette sorulacak sorulara cevap vermekte haliyle zor olacaktır... Torpil ve telefon ile joker hakkı da yok üstelik...
Bir Hadis-i Şerifte ’’Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz.’’ buyuruyor Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. Biz kullar, ama az, ama çok günahkarız. Hiç bir kul kendini garanti olarak cennette görmemelidir... Yine başka kutsi bir hadiste "Hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez. Ta ki; Allah’ın rahmeti olmadıkça." buyrulmaktadır...
Bir diğer önemli konu da Vatan Sevgisidir. ’’Vatan Sevgisi imandandır.’’ denildiği üzre, bu vatana ne kadar hainlik eden varsa, onlar bir kendilerini, bir de imanlarını sorgulasınlar. Vatana hainlik sadece askere ve polise silah sıkmak ile de olmuyor. Devlet de önemli kademelerde olup da başkalarının bilmemesi gereken bilgileri, birilerine vermeye kalktığınız zaman ya da çalıştığınız kurumlarda işlerinizi savsakladığınız zaman veya devlet mallarına bile bile zarar verdiğiniz zaman, bu tür olaylarda vatan hainliğine girmektedir... Çocuklarımıza daha çok küçük yaşlarda bu sevgiyi ve bağlılığı aşılamalıyız alabildiğine...
Okuyorum, ama niye okuyorum? Bu soruyu da sorun kendinize zaman zaman... Bir takım bilgileri papağan gibi tekrarlamak için mi okuyoruz acaba? Bilgi, kültür ne güzel, beynimizi aydınlatıyor, ruhumuzu dinginleştiriyor, huzur veriyor. Birilerine bilgimiz ile hava atmak için mi okuyoruz? Böyleleri de vardır mutlaka... Kul olarak bize emredilen ilk emirlerden birisi ’’Oku’’ bunun için de okuyoruz. Zaman zaman hayatı da okumalı oysa... İnsanların gözlerinin içine içine baktığımız zaman sevgiyi, aşkı okumalı...
Gece olup da yatağa uzandığımızda kaçımız o günün muhasebesini yapıp da kendimize sorular soruyoruz? ’’Ben bu gün kimlere iyilik yaptım?’’ Ya da tam tersi olarak ’’Bu gün benim elimden dilimden, belimden kim kötülük gördü?’’ İstemeden ya da bilerek kötülük yaptığınız insanların kalbini tekrar nasıl kazanırsınız? Bunu da soralım kendimize...
Nasıl geldiniz bulunduğunuz yaşlara? Bir an da geçiverdi seneler değil mi? Belki altmış, yetmiş, seksen, hatta doksan... Ağzınıza bir sakız aldınız, çiğnediniz ve eridi gitti... Pişmanlıklarınız dolu hayatta belki... Oysa ki olgunluk çağlarında Hakkın rızasına uygun yaşamış olsaydınız, belki de pişmanlıklarınız daha az olacaktı, daha huzurlu olacaktınız... O zamanlar hiç düşünmediniz ’’Ölüm var’’ diye... Belki de bazı inançsız bilim adamlarının ’’Ölüme illa ki çare bulunacak.’’ safsatalarına bile inandınız durdunuz boş yere...
Son olarak da bu soruyu her yaşta ve her zaman da sorun kendinize ’’Ben bu hayatı ne kadar hak ettim ve daha ne kadar hak ediyorum?’’ Önce bir kendinizi yerden yere vurun, kendiniz ile hesaplaşın, kendiniz ile barışın, daha sonra çevrenizde ki insanları, eğer ki kendinizi yerden yere vurmaktan vaktiniz kalırsa tabi, eleştirmeye çalışın derim. Ölümü de bir an olsun aklınızdan çıkartmayın, hakeza ölüm dünyada Allah’ın adaletinin tecelli ettiği en güzel olaydır. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Ahmet Zeytinci
Çift şerefeli Câmi minâresinin yıldırım paratoner akımını
toprağa indirecek tek damarlı kalın bakır teli,
minâre külahının içinden geçirerek yürüten akıldan,
mühendisten ve buna kabul imzası atan sorumludan ne ararsınız!?.
kadiryeter 2017 TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/168063-sik-sik-sorun-bazi-sorulari-kendinize/
AHMET ZEYTİNCİ'YE