- 559 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dört Oda Bir Yürek
Ey karanlıktan korkup; titreye titreye uykuya dalan dört odam…
Şimdilerde dualarını martıların kanatlarına emanet ettiğim hayata yazıyorum mısralarımı…
Asla olmaz dediğim şeylerin düşleri aydınlatıyor gecelerimi
Mutluluğun hüznüne adadım şiirlerimi…
Yokluğunu bildiğimin, varlığına oynuyor kalemlerim
Bir kuyruklu yıldızın gözden kayboluşu üç noktalarım
Yüreğime akıttığım gözyaşlarıma saygım; boğazımda kördüğüm…
Kumdan kale yüreğim;
Dört odası, titreyen duvarları gözyaşı dolu temeli var…
Ne yıkılmaya cesareti var; ne de bir darbe daha kaldıracak gücü.
Durgun denizin hırçın dalgalarından yorgun düşmüş besbelli…
Uğruna şiirler, sözler büyüttüğüm sızı;
Yılların eskitemediği bir davacı çınar gibi dökülen yapraklarına kafa tutmakta şimdilerde…
Eğer yenik düşerse; eğerse boynunu bu puslu havaya, bu dar sokaklara,
O gün, sırtını dayayacağım hiçbir şey kalmadı demektir.
O gün, işte tam da o gün
Boğazında düğümlenen kelimeleri kağıda dökmek için bir güce ihtiyaç duyarsın…
Gönülden dökülmek ister kelimeler, kalem oynamaz, yürek dayanmaz,
Gece üşür, bulut ağlar…
Hırçın bir dalgaya yenik düşer kumdan kalpler.
Şu an şiir yazarken titreyen yüreğimin yıkılışına;
Hazır değil mısralarım.
Ey koca çınar bükme boynunu
Bu yürek hazır değil şiirinden vazgeçmeye…
Üç noktaların şairi bilmez nokta koymayı, mısra bitimine…
Üç Noktaların Şairi