1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1016
Okunma
ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK’DEN UCUZ İŞ GÜCÜ OLUR MU?
Tek okulun, aynı sınıfında aynı derslere giren öğretmenlerden birisi kadroluyken, diğeri üç kuruşa ücrete çalıştırılabilir mi?
Kesinlikle olmaz tabi. Çünkü bir ülkenin gelecek nesillerine temel atan fedakâr ücretli öğretmenler onlar. Sıkıntılı eğitim eksikliklerinin açıklarını kapatan öğretmenler onlar. Düşünün ki ilkokulda derse giren bir öğretmen ortalama 1200 TL maaş alıyor. Ulaşım, yemek ve çeşitli giderler ile eline masraflar düşüldükten sonra 500-600 TL ile ev geçindiren öğretmenler var bu ülkede. Ne kadar vahim bir durum değil mi? O öğretmen evini mi geçindirsin, ülkeye nesil mi yetiştirsin. Ne olursa olsun ülkenin can damarıdır eğitim sistemi. Bir okulda kadrolu 3000 küsur maaş alırken ücretli öğretmen aynı işi yaparken kadrolu maaşının yarısını bile alamıyor. Bu adalet değil. Devlet bu eksikliğini ücretli öğretmenlikten tamamlayabilir, sözümüz yok. Ama bir ülkede eğitim sisteminde emek veren öğretmenlerin maddi sıkıntıları olmamalı. Olmamalı ki; o ülke kaliteli nesiller yetiştirsin. Hiç bir ülke can damarı olan eğitim sisteminde asla ucuz işgücüne gitmemeli. O can damarı koparsa o ülke yaşayamaz. Devletler her alanda ucuz iş gücüne gidebilir ama eğitimde ucuz işgücüne gidilmesinin akla, mantığa sığar bir tarafı yoktur. Sözlerime son verirken Türkiye’de ücretli öğretmenlik yapan fedakâr eğitimcilerimize selam eder, saygıyla önlerinde eğilirim. Çünkü onların maaşlarının bir kuruşu bile bereket, helal. İnanıyorum ki Allah katında da değerleri büyük. Çünkü üç kuruş maaşa 7/24 hizmet bekleyen, fedakârlığın sınırı olmayan ücretli öğretmenliğe talip olmak her yiğidin harcı değil. Kalıcı çözümler, kalite arıyorsak, “üç kuruşa ücretli öğretmen” ayıbından kurtulmamız gerekir...