- 473 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Köpeğin Adı Badi-18
Üç gün sonra.
Bugün çarşıda, parkta, camii önünde insanların bana karşı davranışlarını üşenmedim, saydım:
Üç kişi tekme attı, iki kişi küfür etti, dört kişi kovaladı, iki çocuk taşla vurdu, beş kişi benden korkup kaçtı. Üç otomobil sürücüsü korna çaldı, biri küfür de etti.
İyi ve güzel olaylar da olmadı değil:
İki kişi yediklerinden birer parça önüme attı, üç kişi başımı okşadı, bir kişi gözlerimin içine bakarak sevgi dolu sözler söyledi. Bir çocuk da hem dilini çıkardı hem de güldü.
Bunları yapanların hepsi insan; o nedenle insanların hepsinin kötü olduğunu söylersem haksızlık yapmış olurum. Mesela Cafer Aga’ya ben nasıl kötüdür derim. Bana arada sırada bağırsa da kötü değildir. Bana hiç vurmadı. Ama dün bir hayli kızdı. Kızmakta haklıydı. Çünkü:
O çarşıya gidince etrafta insan olmadığını gördüm ve merdivenlerden aşağı inip tuvalete girdim. İnsan dışkısı ve sidik kokan bir yer. Yanyana beş tuvalet ve iki de işemek için yer var. Girişin sağında el yıkamak için musluklar ve görevlinin oturması için yapılmış küçük bir oda bulunuyor.
Muslukların olduğu tarafa doğru bakarken benden oldukça uzakta başını havaya kaldırmış bir köpek gördüm. Ufak bir şey. Onu kovmak için hırladım ve ileriye doğru bir adım attım; aynı hareketleri o da yaptı. Yüzüme kızgın bir ifade verip havladım; gene aynısını o da yaptı. İyice sinirlenmiştim, birkaç adım attım ama bu köpeğe bir türlü ulaşamadım. Benimle oynuyor, daha doğrusu alay ediyordu. Bir yakalarsam... Parçalarım onu parçalarım! Dedim ya ufacık, yani bir sıkımlık canı var. Buna rağmen dayılanıyor!
Ben karşımdaki köpeğe bakarken birden onun yanında Cafer Aga belirdi.
-Ne o Kalo aynaya mı bakarsın?
Dedi, ses arkamdan geliyordu. Geri döndüm, Cafer Aga’nın yanında köpek filan olmadığını gördüm. Suçüstü yakalanmıştım, hemen oradan kaçtım. Böylece gördüğüm köpeğin ben olduğumu ve el yıkama musluklarının olduğu yerde asılı duran şeylerin ayna olduğunu, bunların karşılarındaki nesneleri yansıttığını öğrenmiş oldum. Daha sonraki günlerde fırsat buldukça tuvalete gidip aynalardan kendi görüntümü izledim.
Kendimi aynada seyretmek hoşuma gidiyordu. Meğerse ben ne kadar yakışıklıymışım da haberim yokmuş. Hayran kaldım bu aynadaki Kalo(Badi)’ya. Yalnız işi abartmamak da gerekiyordu, Cafer Aga’ya yakalanmak da var bunun sonunda. Neyse ki tedbirli davrandığım için Cafer Aga’ya bir daha hiç yakalanmadım.
● ● ●
(Devam edecek...)
YORUMLAR
güzel eserinizi hep okuyup takip ediyom hocam...teşekkürler...bir zamanlar ANKARA da ameliyat olmuş tum üstüste 2 kere.ve deyişikliye ugramış 3 ay kalmıştım...evimize döndüyümde köpegimiz koştu sarıldı.ellerime.boynuma gözlerinden yaş geldi.....yukarı çıktıgımda beni dünyaya getiren anam tanımadı sen kimsin köpekten eve nasıl girdin dedi...ne diyemmm..bu yüzden hayvanları da çok severimm
Ömer Faruk Hüsmüllü
Selam, sevgi ve saygılar...
İlgiyle okudum. Badi ve diğer türdaşlarının ruh hallerini çok iyi bilirim. Bir insandan daha öte dostlukları, sadakatlerine çoğu zaman tanık olmuşum.
"Yaratılanı severiz Yaradan'dan ötürü.”
Tüm hayvanları sevmeliyiz çünkü onlar canlı ve hayata kalma içgüdüleri vardır fakat insanlar kadar şanslı değiller; açım! yaralandım, hastayım, yorgunum diyemiyorlar insanlara karşı çok savunmasızdırlar.
Onlar, bir insandan daha çok yardıma muhtaçtırlar. Barınma ve açlıklarını gidermede derdini insanlara anlatamadığı gibi hastalandığında yanlarında hiç kimse yoktur.
Tüm canlıları sevmeliyiz çünkü hiç bir canlı boş yere yaratılmamıştır. Kimi zaman dünyanın süsü kimi zaman insanların dostu kimi zaman da insanlara ibretlik ve dersler vermek için varlar.
Değerli hocam bu güzel FABL türü olan Badinin güncesi(günlük) çok sevdim ve duyarlı yüreğinize bin selam bırakıp çıkıyorum
Günümün en iyi yazısı ve güne gelmesini temeni ediyorum...
Teşekkürler hocam
DemAN tarafından 9/30/2017 3:27:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ömer Faruk Hüsmüllü
Selam ve sevgiler....