atalarımın eski elleri burasıydı.
sabah er uyanmıştık. Havanın temizliği: camdan dışarısı elvanlıktı.
açılmış pencereden kafamı uzattım... hemen ürperdim.
tedirgin olmuştum: biterse’ydi.
sona erer ise’di?
insan kalbi: evvel arzulara hayfetmişti.
niçin geçikmiş; varmamışızdı.
soruların hepsi tanrıyaydı.
sovyetler sebep oldu.
amerika...
jeopolitika.
soruların... isteklerin... niyazların bağlandığı mercii: yaratanın katı.
niye düşünmemiştim.
olup biten: herşey.
hayat, insanlık, dramlar: büyük öyküler.
aldığım - verdiğim nefesim başımda tütüyordu... şükrettim.
göremediklerimiz var.
var olanı göremiyoruz.
ahıska... çocukluğumda posoftan kış müddetince seyretmiştim: rabatta sırf bir senelik kış’dı.
çıplak gözlen ahıska dört- beş dağ sütresinden sonra erilirmiş... dün yolu aşarken öğrendim.
geceler... göğe sovyet sınır askerlerin tuttukları projeksiyon ışıkları görürdük.
"ahıska!" onu diye bağırır.. söverdik: bizi ahıskadan ayıranlara.
tevfiz olacaklar...
posoftan seyrettiğim gece ışıkları nasılsa... benim sabah burada uyanmam... aslolacaklarmış.
müdami... zülali o kadar çalsın söylesinki...
varlıkları göremiyoruz: posoftaki kış ışıkları... sabahleyin ahıskada erden uyandığım otel...
madonna’nın açtığı kanatlı pencere... kolhoz vaktin yırtık perdesi flama: sanarsın havaya asmışın.
" bu sabah" vardı: görememiştim.
posoftaki rabatın o gecesi: yok’lmuştu: görmüştüm.
gördüklerimiz var; görmediklerimiz var.
rubin efendi osetyalıdır... vazıh şekilde söyledi ne güzel:
" tanrı görünmez değildir... tanrıyı biz göremiyoruz..."