- 976 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUTSUZ MARTI
MUTSUZ MARTI
Ormandaki yaşamın mutlu edemediği bir hayvan vardı. Rengârenk çiçekler, nehrin köpüklü, serin suları onu neşelendirmeye yetmiyordu.
Tam hayvanlar neşe içinde oyun oynarken o bir ağaca tüner öylece dururdu. Bu tutumundan dolayı adı Mutsuz Martı kalmıştı.
Bir gün kargalar oyuna davet ettiler. Mutsuz Martı “Hayır” diyerek bir kenara çekildi. Mutsuz bir şekilde etrafa anlamsız anlamsız bakmaya başladı.
Alaca Karga daha fazla dayanamadı. Mutsuz Martı’nın yanı geldi:
-Martı kardeş, neden gelip oyuna katılmıyorsun? Senin böyle duruşun beni çok üzüyor, dedi.
Mutsuz Martı:
-Benimle ilgilenmene çok teşekkür ederim. Sağ ol, canım oynamak istemiyor. Sen git oyna ben böyle durmak istiyorum.
Alaca Karga:
-Bir derdin mi var?
Mutsuz Martı:
-Hayır, derdim falan yok. Sen git oyununu oyna.
Alaca Karga:
-Bir sorunun varsa, benimle paylaşabilirsin.
Mutsuz Martı:
-Seninle paylaşmam neyi değiştirecek ki? Fark eden hiçbir şey olmayacak.
Alaca Karga:
-Öyle deme arkadaşım, belki bir çözüm yolu buluruz.
Mutsuz Martı:
-Yok yok, senin çözebileceğini sanmıyorum. Git de oyununu oyna.
Alaca Karga:
-Sorununu çözemesem bile, anlatmam iyi olur. Paylaşmak kadar güzel bir şey var mı? Rahatlarsın hadi anlat derdini.
Mutsuz Martı:
-Anlatmak bir şey değiştirmez dedim ya.
Alaca Karga:
-Bilmez misin dertler paylaştıkça azalır, mutluluklar paylaştıkça çoğalır?
Mutsuz Martı:
-Peki çok istiyorsun madem, anlatayım. Ben yıllar önce İstanbul Boğazı’nda yaşıyordum. Ailem ve arkadaşlarımla çok mutluydum.
Alaca Karga buna çok şaşırdı:
-Yaa, öylemi! Nerede bu İstanbul Boğazı? Çok mu uzak bizim güzel ormana?
Mutsuz Martı:
-Çok uzak.
Alaca Karga:
-Nasıl geldin buraya? Neden aileni, arkadaşlarını bıraktın da buraya geldin?
Mutsuz Martı:
-Sorma karga kardeş. Bir cahillik yaptım. Merak uğruna buralara kadar geldim. Bir daha da İstanbul’a dönemedim. Çok özledim ailemi, arkadaşlarımı, güzel İstanbul’u.
Oysa ki İstanbul’da ne kadar mutluydum.
Alaca Karga:
-Neden ve nasıl geldiğini anlatmayacak mısın?
Mutsuz Martı:
-Harem’den Sirkeci’ye giden vapurun bacasına konmuştum. Ara sıra uçup insanların attıkları simit ve ekmek parçalarından kapıyordum. Tekrar gelip aynı yere konuyordum.
Yer yer arkadaşlarımla şakalaşıyordum, bütün gücümle ötüyordum. Bu arada büyük bir geminin Marmara Denizi’ne doğru ilerlediğini gördüm. Oldukça gösterişliydi ve üzerinde daha çok martı vardı.
Alaca Karga heyecan ve merakla:
-Eee sonra!
Mutsuz Martı:
-Sonrası geminin gösterişi ve güzelliğine kapıldım. O tarafa doğru uçtum.
Geminin güzelliği ve martıların mutluluğu beni çok etkiledi. Saatlerce onlarla birlikte uçtum. Bir de baktım ki gemi İstanbul’dan çok uzaklaşmış.
Alaca Karga:
-Sen de geri dönmeye cesaret edemedin öyle mi?
Mutsuz Martı:
-Evet. Çareyi geminin demirleyeceği en son limana kadar uçmakta buldum. Ve gemi bu nehrin okyanusa karıştığı yere yakın bir limana demir attı. Nehrin üstünden avlanarak buraya kadar uçtum.
Buradaki hayvanların mutlu oluşundan etkilendim. Ben de mutlu olurum diye başka bir tarafa gitmedim. Denedim, olmadı. Bir türlü mutlu olamadım.
Aylar geçtikçe ailemin, arkadaşlarımın, İstanbul Boğazı’nın özlemi artmaya başladı. Tekrar dönmeye de cesaret edemedim.
Alaca Karga:
-O gün, bu gündür üzgün üzgün duruyorsun öyle mi?
Mutsuz Martı:
-Evet ya! Öyle ya! Nasıl mutlu olabilirim ki? Nasıl sizinle oyun oynayabilirim ki?
Alaca Karga:
-Merakının ve heyecanının yüzünden buralara kadar gelmişsin.
Mutsuz Martı:
-Geminin güzelliği, martıların çokluğu beni çok etkiledi, Keşke vapurdan ayrılmasaydım. Keşke güzel İstanbul Boğazı’nı terk etmeseydim.
Alaca Karga:
-Hatanı anlaman güzel bir şey. Ama mutsuz olman beni çok üzüyor. Sana mutsuzluğunu sona erdirecek bir şey söyleyeceğim.
Mutsuz Martı:
-Ne söyleyeceksin? İstanbul’a gitmeme yardımcı mı olacaksın?
Alaca Karga:
-Evet, bu pek de zor değil.
Mutsuz Martı:
-Nasıl gideceğim? Yolu bulamam ki!
Alaca Karga:
-Bir ay sonra ormanın üstünden göçmen kuşlar uçacak. Onlara söyleriz seni İstanbul’a götürürler.
Mutsuz Martı:
-Onlar İstanbul’u bilirler mi?
Alaca Karga:
-Dünya’nın en güzel yerlerine uçarlar. İçlerinde İstanbul’a gidenler bile vardır. Haydi gel şimdi oynayalım.
Alaca Karga’nın verdiği müjde Mutsuz Martı’yı mutlu etmeye yetti. Ve onlarla oynamaya başladı.
Alaca Karga’nın söylediği gün gelince Mutsuz Martı göçmen kuşlarla İstanbul’a uçtu. Halen Harem Sirkeci vapurunun üstünde uçuyor.
İSMAİL MALATYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.