- 647 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Düşünmek
Düşünmek diyor baktığım her yüz,duyduğum her ses...Boğazımda ardı ardına içilmiş sigaraların acılığı.Sinir yüklenmiş hücrelerim patlamamak için,beynimle kavga içinde.Demli bir çay ...İşte bu diyorum.Günümün aydın olması için yapılacak ilk sey demli bir çay içmek.Sinirlerim ertesi günün sabahına kadar beyaz bayrağı çekiyor.
Güneş pencereden gelin edasıyla süzülürken tebessümü de yanağıma iliştiriyor.Odadayım...Çanakkale’de dört yıldır evim olan 109 no lu kyk odasındayım.Ranzalar,dolaplar,bayrama gidilecek diye yerine konmamış valizler,ayakkabılar...Yalnız sanılan dünyamda gereğinden fazla bir kalabalık.Masaya bakıyorum fark yok.Pazar gününden kalma gazeteler(hala okunmamış),dergiler,meyve suları,ekmekler...Kalabalık...Düşün diyor k_alabalık...
Güneş yüzüme vurduğu an Stephan King’in Ceset romanından hep aynı sahne gelir aklıma.13_14 yaşlarındaki genclerin sıcaktan bunalıp serinlemek için kola aldığı market,tel örgülerin ardındaki köpekten kaçışları ve kola kapağının tren yayına düşüp çıkardığı o ses...Bir mutluluk anı benim için,bu kala_balıktan çıkıp bi an farklı bir dünyada yaşamak...
Aynı cüleyi karalıyorum,düşünmek diyor baktığım herşey.Ben onlara bakarken onlar da bana bakıyor.Yüz eşyadan yüz farklı nigar profili.Eşya demek haksızlık ,kalemi elime her alışımda onlarla konuşuyorum ben,beynimin içinden de olsa.Öfke nöbetlerimde onlarla kavga ediyorum.Bu tıpkı üç yaşındaki çocuğun kapıya çarptığı zaman elini acıttığında kapıya kızması gibi.Bizler de nesneleşiyoruz her geçen gün .Çevredekilerin bizi görmek istedikleri şekle bürünüp,tepkisiz,cansız,ruhsuz oluveriyoruz.Çünkü hep aynı yalanlarla büyüdük...Hiç iyi çocuklar olamadık ormandaki şirinleri hiç göremedik,masaldaki prensesler gibi güzel olamadık.Üvey annelerden hep korktuk.Kötü denilen hep kötüydü,hayat masalının sonunda hep iyiler kazanmadı.Yalanlarla büyüdük...
Resim derslerinde kırmızı renge boyanan ağaçlardan azar işittik ’kırmızı ağaç mı olur başka bir kağıt al yeşil yap onu ! ’ .Hayaller yarım kaldı...Ve şimdi herşeyi istersen yapabilirsin diyen kitaplar sunuluyor önümüze.Mutlu olmanın beş yolu.kadınları/erkekleri tavlamanın on yolu.Başarılı insanların hayat hikayeleri ki ünlü olmak ya da zengin olmak mı başarılı olmak diye düşünüyorum .Her birey farklıyken,kişisel farklılıklardan arınmış genellemeler yığını,göz boyamalar...
Yeni doğandan başlıyor eğitim hatta daha doğmadan . Süslü barbie bebekler,masallarla kandırmayın onları,hayallerine ket vurmayın.Onlar o başarılı olma kitaplarını okumadan , biri o na ’ istersen herseyi yapabilirsin;inanırsan,çalışırsan...’ demeden de istediklerini yapabileceklerdir zaten ...
Güneş penceremden bahçeye gitti( kabul ediyorum yanlış cümle oldu : ) ) . O nu takip etmeliyim bir fincan kahve ile...
Nigar Baran
YORUMLAR
Ne güzel bir yazı bu böyle... Okumaktan keyif aldım doğrusu..
Düşünmek çoğu zaman yoruyor insanı ve alıp başka başka yerlere götürüyor...
Yalanlarla büyümüş olduğumuz konusunda katılıyorum size,ne yazık ki hep prenses zannettik kendimizi hayatta ve kötüler hep kaybeder diye düşündük. Belki hep bundan dolayı acı çekmemiz...
Şimdi oturup bir fincan kahve ile güneşin doğmasını bekleyelim. Sonra da düşünmeye devam edelim...
Kaleminize sağlık,etkili bir anlatımdı...