- 1438 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
ÜZGÜNÜM AŞKIM
Bu kelimeler beş yılın biriktirdiği yağmur damlacıkları aslında… Bazen gökgürültüsüyle, bazen gökkuşağının ardı sıra, bazen bulutların koynundan süzülürcesine, bazen de güneşin denizi öptüğü yerde biriktirdik aşkımızı… Yağmur damlalarının, buğulu camlarıma vurduğunda çıkardığı her ses yüreğimde bizim ritmimizi oluşturdu…
Seni yüreğimde besledim kozasından çıkacak kelebekciğin umudu gibi... Seni düşüncemde sahiplendim yuvasına kış için azık taşıyan karınca gibi… Hiç hesapsız verdim sana, ürkek ama senin gölgende cesaretlenen duygularımı… Şiirlerim, senin martılarını konuk etti küskün yılların ardına gizlenirken… Sessizliğin çığlığını dokundurdun dizelerime… Geçmişimin gri tonlarındaki sancılar, senin kucağında mavi ve beyazın ihtişamında dinlendi …Yalnızlığımın güçsüz kanatlarında güç oldun, karanlığın en koyuluğunda gizlenen ışık oldun….Her gece benimleydin..Yıldızlarını, dokunuşunu, nefesini hep hissettim..Hep büyüdüm büyüklüğünde…Aşkımı haykırarak, ağlayarak, özgürce, çıplakça söylediğim TEKimsin belki de…
Üzgünüm aşkım…Sen tarihini koynunda saklarken, geleceğimi sundun geçmişin hazine sandıklarının içinden….Biliyorum, sessiz çığlıklarım bedeninde yankılandı…Biliyorum, maviye döktüğüm ıslak hüznüm tuzlu bedenini daha çok eritti, acıttı…
Marmaranın koynunda raksederdi hüzne bulaşmış savaşçı arzularım… Ve hep en güzel dansı Kız Kulesine rağmen biz yapardık …Yunuslar taaa enginlerden bizi seyrederdi tebessümlerini yollarlardı.. O zaman anlardık ki gizeme inat aşk kazanacaktı belki de….
Yüreğim duygu kalabalıklarının soluk depremlerinde sarsılırken Heybeli de dinlendirmiştik yorgun, toz duman olmuş bedenimizi… Faytonu çeken atların nal sesleri içimdeki çocuğun sek sek oyununun sesine karışıyor coşkunun adı konmuş oluyordu… Faytoncu nasıl da gülmüştü benim çocukça çığlıklarıma… Çünkü o sessizlikte sesim, yağmur damlalarına karışarak yankılanıyor çıplak sessizlik benim mutluluk dolu çığlıklarımı ve gülümsememi giyiniyordu… Ve karşılıklı coşku alışverişi Heybeli yi bize boyamıştı Mavi ve beyaza…..
Topkapının surlarına bıraktım bana verdiğin ve yüreğime bağdaş kuran aşk dolu düş çiçeklerini… Onların yapraklarına gizlenen gizem tomurcukları beslerdi aşkımızı…Biliyorum; düş çiçeklerini sana koşan, yüreğini ve ürkekliğinin üşüyen kanatlarını sana çırpan başka ağıtlara da vereceksin… Onlar da senin düş çiçeklerinin dokunuşuyla yaşama daha mavi bakacak geleceğe adımlarını daha emin atacaklar… Surların dibindeki sokak çocukları kadar ihtiyacım var sana…Onların kimsesizlik içindeki herşeyisin… Benimse, üşüyen yanımın düş sıcaklığına kavuşmuş son halisin…
Hadi bana son bir defa sarıl ki duygularımdaki, bedenimdeki, yüreğimdeki kokun bana bir süre daha yoldaşlık etsin… Etsin ki hüzün bulutlarından, dikenleri yüreğime batacak bencillik kırıntılarından ve gri yağmurlardan korunabileyim...
Gidiyorum, üzgünüm aşkım…Beni mavi ıslaklığın olmadığı, topraklarını sarı taçlarıyla süsleyen başakların olduğu ufuklara uğurluyorsun… Ben giderken göğsün dalgalanacak, mavi ıslaklık hırçınlaşacak ve Boğaziçi ağlayacak…
Gidiyorum üzgünüm aşkım; İstanbul İstanbul İstanbul’ um…….
Beyaz Ağıt/Mehtap Altan
17.07.2007
YORUMLAR
sen ruhumun özgür sularında
yıldız savaşları verdirensin
sen özlemlerimin suya değidiği
mavi düşlerim bedelisin
seni bilmek yaşamak demekti
yaşamak ise o anların kıymetinde kalmaktı
keşkelerim düştü az önnce yüreğime
kjeşke o zamanlarda bulabilseydim dostluğunu
hep sevgi ile :)
Gidiyorum üzgünüm aşkım; İstanbul İstanbul İstanbul’ um…….
Süper bir yazı emeğine yüreğine kalemine sağlık... Hangi kelimeler ile teşekkür edeceğimi bulamadım... şiirlerine şiir ile karşılık verdim hep ama yazına ne diyebilirim ki tek kelime ile muhteşem...
Beyaz ağıt /// muhteşem bir son...
Kız kulesi galata kulesine demişki imkanım olsa seninle evlenirdim beyazıt kulesine inat bir düzünede çocuk yapardım....................kulalerinin bile bir birlerine aşık olan istanbula yazılan Aşk şiirleri kadar zordur istanbuldan ayrılmak
İstanbul için yazdığınız yazı İstanbul kadar güzeldi zaten İstanbul yazının içindeydi .....
Bir yabancıyım, bilmem kaç milyonun içinde
İstanbul aşk' tır, İstanbul sevda' dır
Kimbilir, benim gibi kaçında...... demiştim bir İSTANBUL Şiir'imde...
Evet, İstanbul aşk olmuş, sevda olmuş satır satır, adeta mısra mısra dökülmüş yüreğinden sevgili Şair' im...
Harika, duygu yüklü, aşk dolu güzel bir anlatım... İstanbul başlı başına bir Aşk... Ve ben de gençlik yıllarımı bu şehirde mutlu yaşamanın tesellisi ile avunan bir İstanbul sedalısı, Aşığıyım... Yazınızın satır aralarında kimi zaman o günler çağrıştı belleğime...
Aşk ile yazan umman yüreğinize, kaleminize sağlık sevgili Mehtap kardeşim... HARİKA , ŞİİR' sel bir anlatım...
Kutlarım sizi, Kutlarım o, Aşk ile çarpan yüreğinizi, Kutlarım emek veren kaleminizi...
Selam, sevgi ve saygılarımla....
Gidiyorum, üzgünüm aşkım…Beni mavi ıslaklığın olmadığı, topraklarını sarı taçlarıyla süsleyen başakların olduğu ufuklara uğurluyorsun… Ben giderken göğsün dalgalanacak, mavi ıslaklık hırçınlaşacak ve Boğaziçi ağlayacak…
Gidiyorum üzgünüm aşkım; İstanbul İstanbul İstanbul’ um…….
Buram buram İstanbulu yaşattınız mısralarınızda ve en efsunlu güzelliğiyle adım adım İstanbul...
Yürek buruk olsa da, İstanbul siğirli dokunuşlarınızla şiirin burukluğunu bir sis perdesi gibi örtmeyi başarmış ve harika bir anlatım çıkmış ortaya tebrikler efendim şiirsel harika bir yazıydı, buruktu ama güzeldi... Efsunluydu ...Selam ve Sevgilerimle...
kardelenim tarafından 9/26/2008 12:57:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hadi bana son bir defa sarıl ki duygularımdaki, bedenimdeki, yüreğimdeki kokun bana bir süre daha yoldaşlık etsin… Etsin ki hüzün bulutlarından, dikenleri yüreğime batacak bencillik kırıntılarından ve gri yağmurlardan korunabileyim...
Gidiyorum, üzgünüm aşkım…Beni mavi ıslaklığın olmadığı, topraklarını sarı taçlarıyla süsleyen başakların olduğu ufuklara uğurluyorsun… Ben giderken göğsün dalgalanacak, mavi ıslaklık hırçınlaşacak ve Boğaziçi ağlayacak…
Gidiyorum üzgünüm aşkım; İstanbul İstanbul İstanbul’ um…….
tümü güzel ama, beni final bir başka etkiledi sevgilerimle kutlarım emeğini dizelerini dost...........
Sonu süprizli bir aşk hikayesi...Aşkın adı İstanbul...
Gurban, bu ne güzel anlatım desem, gerçeği söylerim.
İstanbul kaleminizde ne güzel süslenmiş dost...Nefis bir anlatım..Kaleminizde İstanbul'a biz de aşık olduk.Zaten Kız Kulesi'ne ve destanlarına aşıktım ya...Bir de Pier Loti'ye...
Beni kıskandırdınız...Ya şu yaşımıza geldik İstanbul'u anlatan güzel bir şiir yazmadım be !
Hem de biliyor musunuz on beş yaşımda iken Beyazıt Meydanın da üç gün ayakkabı boyacılığı yaptım valla..Sonra baktık bu iş bize göre değil boya sandığını yirmi beş lira zararına Tahtakaleye geri sattık..
Tebriklerimiz güzel yüreğinize..
Harikaydınız..
Şiirlerinin usta bir işçilikle ilmek ilmek örüldüğünü zaten uzun zamandır biliyordum, yazılarını takip edebilme imkanım olmamıştı,bu sabah İstanbul temalı güzel yazınla karşılaşıp okuyunca kaleminin gücü bir kez daha kendisini belli etmiş oldu, zaman zaman bu tür metinler yazmaya çalışan birisi olarak keyif alarak okuduğumu söyleyebilirim sevgili Mehtap.
Güzel yüreğinin ışıltısı hep kalemine yansısın çocuk, sevgilerimi bırakıyorum değerli sayfana.
Marmaranın koynunda raksederdi hüzne bulaşmış savaşçı arzularım… Ve hep en güzel dansı Kız Kulesine rağmen biz yapardık …Yunuslar taaa enginlerden bizi seyrederdi tebessümlerini yollarlardı.. O zaman anlardık ki gizeme inat aşk kazanacaktı belki de….
.................
Harika bir anlatımdı, şiirdeki başarın düz yazıda da kendini göstermiş arkadaşım, yürekten kutlarım...