- 1642 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YARALI YÜREK
Yara dediğimiz kan bere olarak aklımıza gelse de,bazen gözle görmeyip bizi huzursuz eden yaraların olduğunu bir çoğumuz bilmekteyiz.Bu rahatsızlığı herkes bilemez çünkü; bu bir sevgi sızıntısıdır.Bu hastalığın tedavisine doktor reçetesi cevap veremez.
Tarifi gizli tutulan bu sızının en iyi ilacı gönülün aradığını gönüle vermmektir. Dünya kurulu kurulalı bu rahatsızlıkla insanlar içten içe cayır cayır tutuşup kül olurken dumanı dışarı vermeyip;içten sesizce yürekleri kor etmiştir.Bu rahatsızlığa birimiz sevda,birilerimiz kara sevda,bazıları yürek yarası,birileri derbederlik,çoğumuz bağrıyanık
diyorsak da asıl adı ne olursa olsun,asıl mesele seven kişinin aşkına karşılık görmemesidir. Örneğin;sevenlerin birinin fakir oluşu,birinin asilzade olup diğerinin kimsesiz veya hayat basamağından daha düşük basamakta yaşaması veya sevdasını dışarıya veremeyip;aşkını anlatmaya geç kalması gibi.Sonuç ne olursa olsun sevdiğini kaybeden hiç bir zaman mutlu değildir.İnsan zamanla hayatın basamaklarını aşıp zengin olsa da,başka biriyle evlenip ço-
luk çocuğa karışsa da ilk aşkın kaybediş ezikliğini,acısını dindiremez.Ben bunu kendimde yaşadığım için böyle biliyorum.Sanırım ilk aşkın izini zaman ve mekan silemez!
Aradan geçen yılların verdiği sevda hasretinin acılarına neşter,reçete,ma-
kam,mal, mülk çare olamaz.Hasret dedim;yanlış anlaşılmasın bir bakarsınız sevdiğinizi arada bir,haftada,ayda ,yılda vaya ömrünüzde bir kaç kez görür.Ama konuşamazsınız, konuşsanız da saramazsınız.Çünkü;o artık başkasıyla hayatını paylaşmış.İşte bu karşılama
birimiz dede, diğerimiz nene de olsak insanı bitirir,insanın beyin kimyasını bozar.
Sebebi ne olursa olsun suçlu biz olmasak bile iş işten geçmiştir,olan olmuştur.Yangını körüklemenin anlamı yoktur.Vel hasıl sevdalı yanan yürekle iniş aşağı
gidiyoruz!..
M.Sıddık SOLMAZ