- 777 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKİYE'DE YENİ ÖĞRETİM YILI PAPAZ AYİNİYLE Mİ BAŞLADI?
Şaşırdınız sanırım başlıktaki soruyu görünce. İşin doğrusu ben de şaşırdım. Ancak maalesef böyle bir iddia var. Hatta o iddiayı aynen kopyalıyorum. Sorunun net cevabını ise daha sonra vereceğim.
İşte o iddia:
’Çocuklarımızı bu Pazartesi günü okula göndermeye hazırlanıyorsunuz... Geç kaldınız!.. Hem de tam tamına 1 hafta... "Ama bize, Eğitim Bakanlığı okulların açılış tarihini 18 Eylül olarak bildirdi" diye boşuna ağlamayın. Sizler, ders kitaplarında kutup ayısını ararken Bakanlık hepimize ters köşe yaptı...Aydın ilimize bağlı Eşek Adası’nda yeni eğitim öğretim yılı 11 Eylül Pazartesi günü başladı. Aydın Eşek Adası’nda, R. Erdoğan, Binali Yıldırım ve İsmet Yılmaz’ın himayelerinde (!) inşa edilen Yunan İlkokulu ve Lisesi’nde, yeni eğitim yılı törenle açıldı. Hem de papaz efendinin yaptığı ayinle.Yunanistan işgal ettiği Aydın ilimizin Eşek Adası’na oldukça modern bir ilkokul ve lise binası inşa etti. Basketbol sahasının da olduğu okul bahçesine Yunanistan bayrağını da dikti.Kaynak: Türkiye’de yeni öğretim yılı papaz ayiniyle 1 hafta önce başladı!.. - Ahmet TAKAN - Yeniçağ Gazetesi ’
Şimdi hemen bu iddiaya cevap verelim.
Herşeyden önce iddiada adı geçen ada her ne kadar bizim için Eşek Adası ise de resmi ve uluslarası platformdaki adı Agathonisi’dir. 1913 Yılından beri bir Türk adası filan değildir. Dolayısıyla da Aydın iline bağlı olması asla söz konusu değildir. Peki hangi ülkeye bağlıdır bu ada? Bu ada Yunanistan’a bağlı bir adadır. 1923 Tarihli Lozan Antlaşmasından bu yana adada hiç bir zaman Türk Bayrağı dalgalanmamıştır.
Peki bu ada 24 Temmuz 1923 Tarihli Lozan Antlaşmasıyla mı Yunanistan’a bırakıldı?
O zaman konuyu açalım biraz daha ve Lozan Antlaşmasının bu konu ile ilgili maddelerine bakalım.
LOZAN ANTLAŞMASININ 12. MADDESİ:
İmroz (İmbros) adası ile Bozcaada (Tenedos) ve Tavşan adaları (İles aux’ Lapins) dışında, Doğu Akdeniz adaları ve özellikle Limni (Lemnos), Semadirek (Semendirek, Samothrace), Midilli (Mitylene), Sakız (Chio), Sisam (Samos) ve Nikarya (Nicaria) adaları üzerinde Yunan egemenliği konusunda 17/30 Mayıs 1913 tarihli Londra Antlaşmasının 5 nci ve 1/14 Kasım 1913 tarihli Atina Antlaşmasının 15 nci maddeleri hükümleri uyarınca alınan ve 13 Şubat 1914 tarihinde Yunan Hükümetine bildirilen karar, bu Antlaşmanın İtalyan egemenliği altına konulan ve 15’nci maddede belirtilen adalara ilişkin hükümleri saklı kalmak üzere, doğrulanmıştır.
İşbu antlaşmada aykırı bir hüküm bulunmadıkça, Asya kıyısından 3 milden az bir uzaklıkta bulunan adalar Türk egemenliği altında kalacaktır.
Bu maddede özetle ne diyor: ’ İmroz( Gökçeada ), Bozcaada ve Tavşan Adası dışında Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de adası filan yok.
Hemen araya sıkıştırayım: Bu maddeden de anlaşılacağı üzere bahsi geçen adalar 1913 tarihli Londra Antlaşmasıyla İtalya’ya ( geçici olarak ) verilmiştir. Yani ilk elden çıkışı Lozan Antlaşması yüzünden değildir. Ancak Lozanda’da Türk tarafına verilmemiş, Türkiye bu adaların üçü dışında ( İBozcaada, Gökçeada ve Tavşan Adası ) hiç bir adayı geri alamadığı gibi deniz sınırlarının sadece 3 Mil olduğunu da kabullenmiştir.
Peki antlaşma hükmünde sayılan adalar içinde Eşek Adası ya da Agathonisi diye bir ada ismi geçiyor mu? Hayır.
O halde Eşek Adası bize ait bir ada olamaz mı?
Hayır olamaz. Çünkü Türkiye ancak kıyılarından üç mil uzaklığa kadar olan sulardaki ada ya da kaya parçalarına sahiptir. Bu mesafenin üstündeki uzaklılardaki ada ve kayalıkların sahibi değildir.
Peki Eşek Adasının kıyılarımıza en yakın olduğu nokta ile arası kaç mildir? Dokuz mil.
Yani? Yani Eşek adası Bir Türk adası değildir. Bir Yunan adasında da okulların papaz ayiniyle mi yoksa kendilerinin belirlediği bir antla mı açılacağına kendileri karar verirler.
Evet, devam edelim Lozan Antlaşmasına
LOZAN ANTLAŞMASININ 15. MADDESİ:
Türkiye, aşağıda sayılan adalar üzerindeki bütün haklarından ve sıfatlarından İtalya yararına vazgeçer : Bugünkü durumda İtalya’nın işgali altında bulunan Stampalia (Astropalia), Rodos (Rhodes, Rhodos), Kalki (Calki, Khalki), Skarpanto (Scarpanto), Kazos (Casos, Casso), Piskopis (Piscopis, Tilos), Miziros (Misiros, Nisyros), Kalimnos (Calimnos, Kalymnos), Leros, Patmos, Lipsos (Lipso), Simi (Symi) ve İstanköy (Cos, Kos) adaları ile, bunlara bağlı adacıklar ve Meis (Castellorizo) adası ...
Hay Allah...Eşek ya da Agathonisi Adası diye bir isim bu maddede geçmiyor.
Evet geçmiyor ama 12. Maddedeki 3 Mil kuralı zaten yeterli. Ayrıca bakın 16. Madde ne diyor:
LOZAN ANTLAŞMASININ 16. MADDESİ:
Türkiye, işbu antlaşmada belirtilen sınırlar dışında bulunan topraklar üzerindeki ya da bu topraklara ilişkin olarak, her türlü haklarıyla sıfatlarından ve egemenliği işbu antlaşmada tanınmış adalardan başka bütün öteki adalar üzerindeki her türlü haklarından ve sıfatlarından vazgeçmiş olduğunu bildirir; bu toprakların ve adaların geleceği (kaderi), ilgililerce düzenlenmiştir ya da düzenlenecektir.
Şimdi tabii ki ortalık karıştı biraz değil mi? Çünkü Türkiye bu adalar üzerindeki haklarından İtalya lehine feragat ediyor ama adalar bu gün Yunan adaları.
Aslında bilmiyorum adaların Yunan ya da İtalya elinde olması bizim için farkeder miydi? Öyle ya bizim olmadıktan sonra ha Yunan, ha İtalyan. Ama yine de neden Yunanistan?
O zaman biraz daha devam edelim:
1947 yılına kadar Akdeniz ve Ege adaları ile ilgili 1932 yılında yapılan bir düzenleme vardır ama bu düzenlemde de geri alınan bir ada ya da kayalık yok. Bu sözleşmenin başlıca hükümleri de şunlardır: ( 4 Ocak 1932 Türk- İtalyan Sözleşmesi/ Ankara Sözleşmesi )
Bu Sözleşmenin 1. Maddesi hükmüne göre; "İtalya Hükümeti aşağıda yazılı adacıklar üzerinde Türkiye’nin egemenliğini tanır:
Volo (Çatal Ada), Ochendra (Uvendire), Fournachia (Furmakya), Kato Volo (Katovolo), Prasouid (Praşudi), (Katavolo Adasının Güney Doğusunda) ve Tchallota, Pighi, Nissi - Tis Pighi, Recif Agrecelia, Proussecllisse (Kaya), pano Makri, Kato Makri (Kayalıklarla birlikte) Marthi, Roccie Voutzaky (Rocci Vutchaki) Dacia (Dasya), Nissi-Tis-Dacia, Prassoudi (Dasyanın Kuzeyinde) Alimenterya (Alimentaria), Caravola (Karavola) Adacıkları"
Sözleşmenin 2. Maddesine göre "Bodrum Körfezindeki Kara Ada da Türkiye’nin olacaktır."
Madde 3; "Buna karşılık, Türkiye Hükümeti, merkezi Castellerizo Kenti kilisesinin kubbesi ve yarı kutru ve bu merkez ile San Stephano Burnu (Pointe du Vent) arasındaki uzaklık olan bir daire ile çevrilecek bölge içinde bulunan Psoradia, Polyphados, St. Georges (Güneyde St. Georges, Kuzeyde Agrielaia diye adlandırılan ve 236 sayılı İngiliz haritasında gösterilen iki ada), Psomi (Strongyle, 236 sayılı İngiliz haritası), Cutsumbora (Kutsumboras), (Kayalıklar), Mavro Poinaki (Mavro Poinchi), Mavro Poinis (Mavro Poini) adacıkları üzerinde İtalya egemenliğini tanır.’
Ancak 1939 da patlak veren 2. Dünya Savaşı ve bu savaşa Almanya’nın karşıtı olarak girmiş olan Yunanistan’ın İtalya karşısındaki hezimeti ve nihayet 1945 de savaşın sona ermesi üzerine 10 Şubat 1947 de yapılan Paris Barış Antlaşmasıyla İtalya’nın uhdesinde olan Menteşe Adaları, yani 12 Ada, savaş tazminatı olarak Yunanistan’a verilir ve biz bu oldu bitti karşısında susarız maalesef.
Peki bu gün sık sık gündeme gelen Ege’de on altı tane adanın Yunanistan tarafından ilhak edildiği konusu nedir. Neden bu mesele sık sık gündeme getirilir?
Bunun tek sebebi vardır: Gerek Lozan gerekse Ankara sözleşmesinde bazı adaların isimleri tek tek belirtilerek hangi devlete ait olacağı bildirilmişken bahsi geçen on altı adanın isimleri antlaşma metinlerinde geçmez. Antlaşma metinlerinde geçmediğine göre de bize aittir (!) Hatta koca koca yazarlarımız tutar Aydın İline bağlı bir Eşek adasından bahsederler ki bu adanın bir belediye başkanı bile vardır ve adı da Evangelos Kottoros’tur(!) . Dahası Adanın Milli Eğitim Müdürü de Rumdur ve adı Nikolas Raptis’dir(!) Fakat işin ilginç tarafı Aydın ilinde ne Evangelos Kottoros adlı bir Belediye başkanı ne de Nikolas Raptis adında bir Milli Eğitim Müdürü görev yapmaktadır.
İşin garibi bu iki isim ( Kottoros ve Raptis ) Çok ünlü ve bilinen bir gazeteci olan Saygı Öztürk’ün de bir yazısında Aydın İli Eşek Adası Belediye Başkanı ve Eşek adası Milli Eğitim Müdürü olarak geçer ( Yazının linki: www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/saygi-ozturk/iste-komsunun-bize-yaptigi-isgal-sonra-ilhak-734605/ ) Ancak ne var ki Eşek Adasının İzmir’in Seferihisar İlçesine bağlı bir ada olduğunu da söyleyenler vardır. Dahası, İstanbul’un Şile ilçesinde de Eşek adası denen bir kayalık vardır. Evet her bir halt vardır da mesela Saygı Öztürk’ün bahsettiği olayla ilgili tek fotoğraf yoktur. Düşünün bir kere: Yunan Başbakanı Türkiyeye gelecek.( 2009 Yılında ) Aydın ilimize bağlı bir adaya törenle Yunan bayrağı çekilecek, Türk adası olan Eşek Adasının Belediye Binasının girişinde Yunanca ’ Yunanistan Cumhuriyeti, Güney Ege Bölgesi 12 Ada İli Eşek Adası Nahiyesi Toplumu’ Yazacak ama bununla ilgili tek bir fotoğraf , video görüntüsü olmayacak Sözcü Gazetesinde ve onun internet sitesinde(!) Böyle bir şey sice mümkün mü?
Bu güne geldiğimizde bence sayın yazar Ahmet Takan, sınırlarımızdan 9 Mil yani 9 x 1,906 = Yaklaşık 17 Kilometre uzaklıkta bulunan Eşek Adasında 2017-2018 Öğretim yılının papaz ayini ile başlamasını yazacağına sınırlarımızdan 7,1 Km uzaklıkta olan Meis Adasında 1923 den beri okulların papaz ayiniyle açıldığından bahsetseydi ve ’ Ulan burnumuzun dibinde değil ta içindeki adada okullar papaz ayiniyle başladı. Yuh olsun’ Deseydi sanırım daha anlaşılır olacaktı.
Sonuç olarak ne Türkiye’de herhangi bir okul papaz ayiniyle öğretime başladı ne de Yunanistan’da bir okul İstiklal Marşıyla...
Son olarak:
Şu meşhuuur Eşek Adamız...Yahu bir karar verin Aydın İlimize mi bağlı yoksa İzmir İlimizin Seferihisar ilçesine mi yahut da İstanbul’un Şile İlçesine mi?
Ha bir de Fethiye ilçemizden yatlarla yaptığınız 12 Adalar turu ile gezip dolaştığınız adaların bu yazıda bahsi geçen 12 Ada ile bir alakası yoktur. Fethiye’nin 12 Adaları tamamen başka adalardır ve hamdolsun bizim adacıklarımızdır.( Şovalye Adası, Kızılada, Deliklitaş Adası, Yassıca Adalar, Zeytin Ada, Tersane Adası, Domuz Adası ( Ya da Prenses Adası ) Bazılarının adı bile yoktur.
RESİMLER:
1- Eşek Adasının Haritadaki yeri
2- Meis Adasının Haritadaki yeri
3- Sözde Aydın İlimizin Eşek Adasındaki bir Rum okulunun 2017- 2018 Öğretim Yılına başlama töreni: Türkiye’de böyle bir açılış töreni olabilir mi? Haydi diyelim geleneksel Türk hoşgörüsü..Olur diyelim.
4- Peki Türkiye sınırları içinde bu şekilde döşenmiş bir azınlık okulu müdür odası ya da milli eğitim müdürü odası olabilir mi? Olamaz.
YORUMLAR
Değerli hocam, önce ilgili yazıyı okudum...
Sonra, arama motoruna "Aydın-Eşek adası" yazdım, başlıklardan "Eşek adası bizim mi?" olana tıkladım, 10 Mayıs 2012 tarihli Haber Türk gazetesinin yazısına ulaştım...
Bu yazıda;
- Bu adanın Kanuni Sultan Süleyman döneminden bu yana Türk toprağı olduğunu,
- O yıllarda (2012) adadaki Yunanlıların oraya giden Türklere pasaport sormaya başladığını,
- Buna gösterilen tepki üzerine o günkü Dışişleri bakanımızın "Ege Denizi’ndeki bazı adacıklar ve kayalıklarla ilgili, aidiyet dahil bir dizi sorun bulunduğunu ve Türkiye olarak kalıcı çözüm arzuladıkları” beyanında bulunduğunu; "Doğu Ege adalarının aidiyeti ve silahsızlandırılmış statülerine ilişkin temel belgelerin 1923 Lozan ve 1947 Paris barış antlaşmaları olduğunu" açıkladığını,
-Gösterilen tepkinin " Yunanlı bakanlar kendilerine ait olmayan ada üzerinde hak iddia edip fiilen işgal ediyorlar ama bizim bakan kendisine ait ada üzerinde hak bile iddia etmekten aciz. ‘Aidiyet sorunu var’ diyor. Oysa 1549 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde alındıktan sonra, adanın Yunanlılara geçtiğini gösteren bir belge yok. Lozan da Paris Antlaşması da iki adanın Yunanistan’a bırakıldığına ilişkin hüküm içermiyor. Demek ki ada resmen bizim olmaya devam ediyor, ama üzerinde Yunanlıların fiili işgali söz konusu. Bunun peşini bırakmayacağız.” şeklinde sürdüğünü okudum...
Sonra, sizin yazınızda ortaya konan gerçeklere vurdum bunları, meseleyi acizane anladım...
Geriye şu kaldı: Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milli Eğitim Bakanı himayesinin gerçekliğini nasıl tesbit edelim ki, Yunan İlkokulu ve Lisesinin açılışında rol oynadığını anlayalım...
Söz konusu yazar bunu da yazsaymış, iyi olurmuş...
Çok garip: Yazının orijinalinde de (Söz konusu yazının yer aldığı gazete) "himaye" kelimesinin sonunda parantez içinde ünlem (!) işareti var... :))))))))))))
Vesselam "Tanrı Türk'ü Korusun!"...
Selam ve saygılarımla.
Yekta Attila tarafından 9/20/2017 9:45:51 PM zamanında düzenlenmiştir.