- 803 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK İLE ALDATMAK !
Ülkemize hizmet etmiş en değerli insanların başında Atatürk gelir. Ve bu yazımızı anlamamız gereken Atatürk e ayırdık. Bazılarının beyninde yarattığı Atatürk e değil.
Öncelikle ben Atatürk ün padişahlığa ve hilafete karşı olduğuna hiç inanmadım. Bilakis o günkü şartlar içinde Gazi nin öyle davrandığını düşündüm. İşin açıkçası Atatürk ün Osmanlı gizli istihbaratı tarafından görevlendirildiğine ve bu misyonu çok güzel yerine getirdiğine inandım hep. Hatta bir gün hilafeti ilan etmemiz gerektiğini söylediğine de inandım. Bazıları komplo teorisi deyip geçebilir. Evet teori ya da değil. Sonuçta bir fikir ve itirazı olan itiraz edebilir ve isteyen katılmayabilir.
Günümüz Türkiye sinde Atatürk ü hep belli başlı kişilerin tekellerine alma ve onu sevme güdüsünü kimseyle paylaşamama gibi anlamsız ve art niyetli bir tavırları var. Sanki o bu ülkeyi sadece onlar için kurtardı ve sanki millete onlar gibi tepeden baktı. Oysa bu gerçek değil.
Gerçek te Gazi savaş meydanında kar altında yatacak kadar askerini, kuran la meclisi açacak kadar dinini, sahtekar dindarlara acımayacak kadar da cumhuriyeti seven biridir. Tüm uygulamalarını tasvip edemeyiz belki. Ve uygulama safhasında masum insanlar da incinmiştir ve bu doğaldır. Ama gerçek şudur ki ; Gazi bir halk adamıdır ve statükocu olmamıştır hiçbir zaman. Asker dir evet ama demokrasiye saygılı olan bir askerdir. Halkın liderini kendisinin seçmesi gerektiğini söyleyen ve bu sistemi oturtan kişidir Atatürk.
Ateist değildir. Başka bir dine mensupta değildir. Müslümandır. Annesi ve eşi baş örtülü bir müslümandır. Başı açıkta olabilirdi bu mesele değil. Mesele siyasi simge diye anılan baş örtüsünün Gazi nin hayatında da olmasıdır. Ve onun samimi inananlara hep saygılı olduğu bir gerçektir. Bu açıdan değerlendirilince laik geçinen bir çok kişinin iyi niyetinden şüphe ediyor insan.
Şimdi bakınca manzaraya, sanki Gazi yi seven bir insan dindar olamayacakmış gibi bir tablo çiziliyor. Ya da en acısı Gazi yi sevdiklerini iddia eden insanlar halkın değerlerine tepeden bakıyor gibi algılanıyor. Vesselam dindarlarımız Gazi yi, laiklerimiz dindarları kucaklayamıyor.
Bir de dinsizliklerine Gazi yi maske edinen güruh var ki anlatması bin keder bunları. Her türlü haltı karıştırıp milleti sömürüp Atatürkçü geçinir bu zevatlar. Başları sıkışıp da pislikleri ortaya çıkınca hemen laikliği siper edinirler. Oysa Atatürk ü anlamanın yanından bile geçmezler. Tıpkı dindar geçinip halkı kandıran sahtekarların İslam ın yanından bile geçmedikleri gibi. Bu insanlara maalesef bazı kurumlar belki bilerek belki bilmeyerek prim verirler çoğu kez. Ve sürüp gider bu yaman çelişki.
Atatürk dünya siyasi ve askeri tarihinde eşine az rastlanan bir dehadır. Taktik ve strateji açısından ise takdire şayan bir zekadır. Onun anlattıklarını , yaşadıklarını ve geleceğe dair öngördüklerini basmakalıp algılayıp, olayı sadece laikliğe indirgemek o büyük insana en büyük haksızlıktır. Çünkü o temkinli , sabırlı ve dirayetli bir lider olarak çok yönlü değerlendirilmesi gereken yitik bir hazinemizdir. Bizler onu iyi okumalı , iyi anlamalı ve tarafsızca, ideolojik sarmallardan sıyrılarak kucaklamalıyız.
Bu bağlamda şunu belirmekte yarar var; bu ülkede dinin temsilcisinin AKP olamayacağı gibi, Atatürkçülüğün ve cumhuriyetçiliğin temsil makamı da CHP olamaz. Ne din AKP nin tekelindedir, ne de Atatürkçülük CHP nin. Kimse kendini insanların fikir dünyasının üstünde görmemelidir. Doğru kim tarafından yapılırsa yapılsın doğrudur. Ve yanlışı kim yaparsa yapsın yanlıştır. İster TSK , ister AKP ve isterse CHP olsun. Yanlış yanlıştır. Bu ülkenin kaybedecek zamanı artık olmamalıdır. Ve artık anlamsız ama dış destekli iç çekişmelerden uzaklaşmalı ve olgularımızı biz olarak yaşamalıyız. Ne İslam için İran örnek olmalı ,Ne de laiklik için Fransa örnek olmalıdır. Her işin aslı ne ise öyle yaşanmalı ve kimse kavramları kendi şahsi menfaatleri için esnetmemelidir. Esnetenlere ise cevabı millet vermelidir. Vermez ise bu dünyada istikrarsızlık olarak çekeriz cezasını millet olarak. Öbür dünyada ne olur cezamız Allah bilir. Yani kavramlarımızı nasıl yaşayacağımızı birileri öğretmesin bize artık. Biz de buna fırsat vermeyelim. Birileri bizim akıl hocamı olmasın. Kim demeyin. Art niyetli herkese lafımız.
Tunar ÇALIŞKAN
YORUMLAR
Bırakın ıvır zıvırı sdeğerli Göktürkmen kardeşim.
Atatürkün marksist komünist ideolojiye bakışını tartışmak için bunca detaya gerek yok.
Siz şeriatçı gerici ayaklanmalara karşı tavrından bahsederken ben de Marksizm Komunizm, Mustafa Suphi, İttihat-Terakki ye bakışını ekledim sizin unuttuğunuzu varsayarak.
Meğer unutmamış, unutturmuş gibi teorik detaylarla asıl konuyu gözden kaçırmaya çalışıyorsunuz.
Bugünkü ergenekon yapılanmaları içindeki Marksist kökenli, Komünist geçmişli kişi ve kurumların, halkı nasıl Atatürkle Aldattıklarına işaret etmeye çalışıyorum kısaca.
Ama siz bölük pörçük ideolojik alıntılarla hala teoridesiniz.
Kısa ve net cümleler ile görüşümü söylerken, karşılığında da sulandırılmamış net görüşler olması gerekmez mi?
Ergenekoncu örgütlenme yapısı, bu yapı içindeki kendilerine Ulusalcı, kemalist, diyen yapı halkı Atatürkle ALdatmış oluyorlar mı olmuyorlar mı?Tutuklu, zanlı mevcutlar Marksist-Leninist, maoist, Komünist geçmişi olan zanlılar değil mi ağırlıklı olarak?
Atatürkün tavrını bilerek, bu zatların "Suçum Atatürkü sevmek" demeleri, Atatürkle Aldatmaktan sayılabilir mi?
Sosyal sınıf bilinci marksizm vb ilintisinden bağımsız gibi gelmiyor mu size Atatürkle Aldatmak bahsi?
Yoksa diğer meşhur Kemalist gençlik idollerinin, Markslı, Leninli, Kızıl Bayraklı, Orak Çekiçli Kemalistlikleri ile örneklemeye devam mı edelim?
:)
Değerli Erol Başçı:
Çöken Marksist-Leninist devlet pratiği S.S.C.B ve Marks-Engelsyan/Mao devlet pratiği Çin devlet organizasyonu idi.. Sınıfsal bilinç hiç çökmedi, çökmeyecek bunu iyi anlayın !..
Çin hala sosyalist, emperyal/liberal ve ABD blogunda Atlantikçi(!) Rusya Yeni Çarlığa gidiyor, yeni ideologya olarak önerdikleri Alexandr Dugin ve Avrasyacılık emperyalizmi.
Çökmeyen ve tek ayakta kalan devrimci Atatürk ve devlet pratiği anlamında fikirlerini "Ergenekon"du, marksistlerdi filan diye işbirlikçilik ettiği mahvillerin desteği ile gerici akp bitirip ,ülkeyle birlikte sömürgeleştiriyor.
Mustafa Suphi'yi anlamak için Rıskılov, Vahidov, Nerimanov ve Mirseyit Sultan Galivey'i bilmekliğiniz gerek !
Sonra marksist olmayan ama, sınıfsal bilnce sahip M.Kemal Atatürk ve anti emperyal kapitalist, koloniyal ve ilerici /devrimci karakterli1923 Türk Devrimi'ni özümsemiş olmak gerekiyor.
Ve Değerli Başçı, ülkemizi de şu an elbirliği ile -Ab'nin Çin'i- yapıyorlar. Bunun ne demek olduğunu anlayabileceğinizi sanmıyorum.
Sosyal/sınıf bilinci ile marksizmi karıştırmışa farkı anlatmak çok zor !.. Anlamanız için Çerkes Ethem ve Yeşil Ordu örneğini anlattım, es geçtiniz:) Sizi anlıyorum. Kasaba politik böyle bir şey..
Ve son söz olara size şunları yazabiliyorum. Yeni Liberal Kapitalizm'de sınıfsal bir ideolojidir. Zenginlerin,büyük kapitalist ağaların ve dünya üzerinde sömürgeciliğin devamından yana olanların sınıflarına ait emperyalist, yeni sömürgeci aşağılık mantıkta bir ideoloji !..
Ne tarafta durduğunuzu görebilmenizi diliyorum.
Hiç Olmazsa Sayın Dışişleri Bakanı Babacan'ın açıklaması ile bunu farketmenizi temenni ediyorum.
Ne diyordu Sayın Babacan?
".. Son zamanlarda ülkemizdeki ABD sempatisi %9'dan, %12'ye yükselmiştir. Bundan mutlu oluyoruz."
C.Başkanı ve ABD gezisine de bakabiliriz. Orda da çok veri görebiliriz. Tabi istersek !.
Ama sanmıyorum., siz umutvar olunamayacak kadar düz mantıksınız !..
İstemeyene ne desek, bilirsiniz nafile..
Kandilinizi ve önümüzdeki Ramazan Bayramını'zı kutluyorum.
Size sadece dinsel değerler ve dinsel temeli millet bilincinde takılıp kalmamanızı, bunun yanı sıra mazlum/ezilenden yana sosyal/sınıfsal bilinç (marksizm değil) farkındalığı da niyaz ediyorum.
Esenlikler.
Göktürkmen tarafından 10/7/2008 7:51:54 AM zamanında düzenlenmiştir.
Değerli Göktürkmen kardeşim, bunca uzun detaya gerek yoktu.
Önceki yorumumda bahsettiğim çok net bir cevapdı.
Atatürk, dinci şeriatçı ayaklanmalara karşıydı, onlara nasıl cevap vermişti yaklaşımının içine, marksist ve İttihatçı yapılanmaları -özellikle mi bilemiyorum- sokmamanıza işaret etmiştim:)
Hani yazı başlığı "Atatürkle Aldatmak" olması hasebiyle yani:)
Komünist tehlike nedeniyle Mustafa Suphi ve arkadaşları nasıl ortadan kaldırıldıysa, ittihatçılar nasıl tasfiye edildiyse genç cumhuriyetten, benzeri tavrı da devletin yine aynı düşünce yapısına karşı göstermesi gerektiğini, eksik bıraktığınız hasebiyle eklemek istedim sadece.
Çok da rahatsız edici bir ekleme olmasa gerek ne dersiniz?
:)
Bugünkü ergenekon yapılanması içindeki Marksist ağırlığı görmemek için ise saf olmak gerekir ancak.
Ya da başka çıkar amaçlı..
Bugünkü Ergenekon terör örgütü yapılanması içindeki kimliklerin kahır ekseriyeti Marksist Kimlikler.Bir kısmı PKK ile de direkt ilişkili.
Değil mi?
Öyleyse Atatürkün bu marksist yapılanmalara karşı uyguladığı yaklaşımı Ergenekon terör örgütünden niye esirgiyorsunuz diye sormamalı mıyız?
:)
ERgenekon adı hadisesi ise iddianamenin başından beri bilinen bir konu..
Bu ismi örgüt kendisine yakıştırıyor zaten. Dışarıdan birilerinin taktığı bir isim değil.
Örgütün kendisini Vatansever, Atatürkçü, Cumhuriyetçi olarak tanıtması ile de paralellik gösteren bir isim zaten bu anlamda.
Vatan için halkı bombalyıp, vatan için ülkenin savcılarını, aydınlarını katledebilen bir yapının, kendilerine isim olarak "Çete" kelimesini seçmeleri beklenemezdi herhalde.)
O zaman hiç kimse, "Ama bunlar Atatürkü seven, vatansever insanlar niye yakalanıyor ki, tüh tüh tüh" diyemezdi:) Örgütün Türkün çok özel destanının ismini kirletmesi hususu, gerçek niyetleri hakkında da insanlara fikir verir sanıyordum:)
erolbasci tarafından 9/27/2008 9:14:16 AM zamanında düzenlenmiştir.
Siz bolşevizm veya benzeri Batı kavram (komünal) bir sınıfsal yapı önerdiğim kanısına nasıl vardınız ki, ben bunu anlamadım !? :)
Bakın şimdi Erol Başçı Beyefendi Kardeşim, Batı kavram deyip altını çiziyorum. Ben Batı ve Doğu kavram şeyler önermiyorum. Buna dikkat etmenizi istiyorum.
Siz genele özel şeyler yazmakla, özele genel şeyleri karıştırıyorsunuz.
Biz ülkede tek tip insan mı öneriyoruz sandınız yoksa? Vay efendim Nazım Hikmet ustadan girip, Mustafa Suphi'den devam edip, ittihad-ı Terakki'den çıkmışsınız?
Hayrete şayansınız ya vallahi siz :)
Hadi sizi kırmayayım yine ben, sizin mantıkla gideceğim yine de..Size hala emperyalizmi ve işbirlikçiliği anlatabileceğimi umuyor ve diliyorum çünkü.. Ne olsa bu ülkenin bir evladısınız..
Bolşeviklik, Mustafa Suphi filan deyince aklıma geldi şimdi. Bu paralelde anabileceğim -Çerkes Ethem ve Yeşil Ordu -hareketini nasıl açıklayacağız o zaman?
Atatürk marksist değildi haklısınız, sosyal/sınıfsal çözümleme bilendi farka dikiz, sosyal/sınıfsal çözümleme bilmekle, marksizimi bile farksal ayırmıyorsunuz, lütfen buna bir dikkat edin :)
Gelelim Çerkes Ethem ve Yeşil Ordu hareketine.. Bu oluşum ve hareket çok mu marksistti peki? Sovyetcilik (şuracılık) yapmalar, Doğu Halkları Kongresine katılmalar, buradaki kafkasyan kökenlilerle, (Çerkes veya Adige etnicilik temelli kurulacak "cumhuriyete- ortaklık idda etmeler) yazışmalar.. Peki bunu nasıl anlatacağız?
Anlatın ben anlayacağım, söz valla Sayın Erol Başçı bey :))
Enver Paşa ve İttihad-ı Terakki hareketine değinirsek; belirtilen tarihlerde iktidarda işbirlikçi Damat Ferit vardır. Hatırladınız mı? Yani Hürriyet ve İtilafçılar, bugünün liberalleri.. Albay Sadık Bey ve Ahrar hareketini okuyun isterseniz, Google bakın çok kolay artık ulaşmak :)
O tarihte Enver'de , Talat'ta, Cemal'de İktidarda değiller..
Talat ve Cemal Paşalar hayatte bile olmayabilirler hatta :))
Topludurumsal (konjonktürel) tarih dizgesi öneriyorum. Şöyle anlayabilirsiniz: Örneğin 1919 yılında tüm Dünyada aynı an diliminde olan olaylar veya tarih tarih, bölge bölge, "olaylar ve insanlar" veya "aslında kim kimdir ve aslı nedir?" aynı zam/an dilimi içinde gibi...
Erol Bey işbirlikçinin o'su bu'su ve emperyalistin İngilizi, Fransızı, Rusu (Sovyeti), Abd'si, Almanı bende hiç farklı değil.
Okumayı okumak, Bilmeyi bilmek ve de düşünmeyi düşünmek önerebiliyorum.
Lütfen anlayın, anlamıyorsanız bilgi birikimi eksiğiniz vardır efendim. Katkılayın bu eksiğinizi lütfen diyebiliyorum.
Bakın size hala bilgi ve bundan üretilecek fikirlerle konuşmayı öneriyorum. Kasaba politik yapacaksak ben sizi yok farz edeceğim artık.
Ve şu ne idiğü belirsiz olası oluşuma "Ergenekon" demeyi bırakın.
Sayın İçişleri Bakanı bile adının değiştiğini söyledi, oldu adı "Agarta" ama siz bundan bile bihabersiniz!.
Ergenekon "Bir kavmin" edebi epik, tarihsel kültür değeridir.
Saygılar ve esenlikler dilerim.
Göktürkmen tarafından 10/7/2008 7:43:22 AM zamanında düzenlenmiştir.
Atatürkün sadece ayrılıkçı ve şeriatçı ayaklanmalar ile uğraştığını söyleyemeyiz.
Marksist yapılanmalar ile de mücadele etti Atatürk.
İttihatçılarla nasıl mücadele edip onları sindirdi, ezdiyse, komünistlere de benzer tavrı uygulamıştır.
Türkiye CUmhuriyetini Marksist yapılanmaya doğru çekmeye çalışan işbirlikçiler de vardı elbette ilk yıllarında Cumhuriyetin. Bunu günümüz marksistleri görmezler, söylemezler..Nazım Hikmet bahriyedeyken bu idealleri yüzünden atıldı ordudan. Keza karadenizde bizzat Atatürk tarafından yokettirilen Mustafa Suphi ve arkadaşları idi.
Atatürkün Bolşevizme, Marksizme bakışı ve onlara karşı davranışından da, günümüzde dersler çıkarmak gerekir.
Hani diyor ya muhterem, Atatürk nasıl gerici ve ayrılıkçı isyanları bastırdıysa biz de öyle mücadele edelim. Bolşevizm , Marksizm Lenizim kısaca Komünizm ile nasıl mücadele ettiyse de öyle etmek gerekmez mi o zaman?
Aaaa:))
Doğu Perinçekleri, İlhan Selçukları, Yalçın Küçükleri, Balbayları, Tuncay Özkanları ıvır zıvırı ne yapacağız o zaman?
:)
Sahi onlar Atatürkçü ve Cumhuryetçiydi değil mi?
:)
Ergenekon zanlıları niye hep Marksist kökenli de bizim kendisini Atatürkçü sanan kıt akıllı avanaklarımızdan bazıları yandaşlık yapıyor onlara acaba?
Atatürkün Mustafa Suphiyi boğdurduğu gibi davranmaları gerekmez miydi hiç değilse.)
Hadi boğdurmadan vazgeçtik, Atatürkçülük ayağına Marksist yapılanmaları desteklemekten vazgeçselerdi bari.
:)
İttihatçıların devamı ile Marksistlerin devamı kimler, neredeler, neyi ,kimi destekliyorlar bakalım mı bir:)
Ya aşırı derecede saflık var ortada, ya da dev bir ihanet.
Atatürkçülük ile maskelenen dev bir ihanet...
erolbasci tarafından 9/26/2008 11:41:19 AM zamanında düzenlenmiştir.
"Atatürk'ün attığı adımlara bakarak, gittiği yolu görerek, fikrini gerçek anlamda algılayan insan ya da insanlar... nasıl olur da hilafeti bir gün ilan etmemiz gerektiğini söylediğine inanabilir ?"
Güzel bir tespit,değerli Rom@ntik.. Bir altta verilen cevapla ilişkilendiremedim. ;) İmam yine bildiğini ve işine geleni okumuş:))
Sorun şudur, Soruları yazarak anlatmayı devam edelim.
Ülke 1918 Mondoros şartlarıyla, bu gün bazılarının pek bir hevesle işbirlikçilik ettikleri Genel Batı emperyalizmi (ABD ve İngiliz Mandacılığı) tarafından işgal edilmiş midir?
Ülkede tıpkı bugün olduğu gibi, azınlık, dinsel, fanatizm seviyesine vardırılan "muhib"lik işbirlikçiliği olmuş mudur?
Ülkede o vakitlerde Kürt/Ermeni/Rum ve bunlarla can ciğer kuzu sarma sacayaklarından oluşan bir kare ve buna bağlı işbirlikçi ihanet isyanları olmuş mudur?
Hilafet ve gericilik,o zamanda Derviş Vahtdeti, Şeyh Said, Derviş Mehmet ve Menemen ve de Seyit Rıza gibi gerici dinsel/mezhepsel işbirlikçi kalkışmalarda bulunmuş mudur?
Şimdi can alıcı yere geliyoruz. Atatürk bu ihanetlere ve işbirlikçilere karşı ne yapmıştır? Hangi tedbirleri almıştır? Bu şerefsizliklerin Atatürk tarafından bastırılma ve sonuçlanma biçimlerini hatırlıyor muyuz?
Öneri şudur. Bugün aynı sorunların sadece ve sadece isimleri değişik maraz tiplerce yeniden ısıtılıp önümüze getirildiğini gözlemliyor, görüyoruz.
Ben diyorum ki; "Atatürkle aldatanla"rla gerçek Atatürk(çü)ler arasındaki ölçü varan bir olacak şekilde şu olsun. Yani ilk ölçüt..
Devlete, ulusa, cumhuriyetin bağımsızlığına yönelmiş bu ihanetlere ve hainlere Atatürk nasıl davranmış ve ne cezalar vermişse onun gibi davranan, Gerçek Atatürk(cü)dür.
Temelinde anti emperyal kapitalist ve de elbette anti sömürgeci erdem ve değerler olmayan birinin önerdikleri hiç bir düşünce Atatürkle bağdaşmaz..
Temelinde "bilakaydüşart istiklal-i tam" düşünce olmayan yaklaşımlarla Atatürkçülük beraber olmaz, olamaz..
Sosyoloji bilmeden, ekonomi politik bilmeden, emperyalizmi ve bunun oyunlarını bilmeden hiç bir nane olun(a)mayacağı gibi, Atatürk ve onun ideallerini dillendiriyor olmakda mümkün filan değildir.
Atatürk'ün en büyük eserim dediği cumhuriyeti ve Türk uluslaşmasını hangi gerekçe ile olursa olsun, durdurmak, buna yeltenmek ve bu doğrultuda çabalayan Sevr ve Batı önermeleri gereği parçalamak ve aynı anda Atatürk'ten bahsetmek zırvadır, saçmalamaktır?!
Bu mümkün değildir, buna inanan ya gerçekten saftır, ya mankurt edilmiştir. Ya da ne yazık ki işbirlikçileşmiş bir haindir!..
Şimdilik bu kadar.. Konuya katkılar yapıldıkça, bizde katkılarımızı sürdürmeyi düşünüyoruz.
Herkese güzel bir gün diliyorum. Esenlikler.
Göktürkmen tarafından 10/7/2008 7:41:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aslında Halk üzerinde yapılan bir dönüştürme projesinden bahsedebiliriz bu anlamda.
Atatürkten sonra, özellikle milli şef döneminde bu proje adım adım yürürlüğe konulmaya başlamıştır.
Bu, "Türk"ü İslamsızlaştırma projesidir...
Dikkatinizi çekerim, dinsizleştirme projesi değil, İslamsızlaştırma projesidir.
BU proje uygulanırken, dinsizleştirme operasyonuna maruz kalanlar olduğunu görüyoruz elbette. Bu da işl hedef olmamasına rağmen sistemin "bonus"u bana göre..
Bu açıdan baktığımızda günümüzde dahi yaşananları daha iyi tahlil edebilmemiz mükün.Bütün taşları bu şekilde yerine oturtabileceğiz böylelikle.
Milli şef döneminden itibaren uygulanagelen bu sistem, bugün bürokrasi dediğimiz, siyasi iktidarlar dışındaki, devletin egemen güçlerinin kontrolu ve teşvikiyle bugünlere kadar geldi.
Projeye bir yerinden Atatürkü yamamaya çalışmaları, operasyonlarını sözde Atatürkçülük adına yaptıklarını söylemeleri o yüzden tesadüf değil.Zira bu halka açıkça "Sizi İslamdan kurtaracağız" deme cesaretleri henüz yok bu güç sahiplerinin.
Atatürkün, halkın çok büyük ekseriyeti tarafından sevilip sayılmasından faydalanmaları bu yüzden.
Basit bir örnek vereyim:
Kendilerine ulusalcı diyen yapının en ateşli taraftarları, destekçileri, operasyonel eylem gücünü oluşturan oluşum, İşçi Partisi İP gurubu, Perinçek ve arkadaşları.
Oysa biz net olarak biliyoruz ki, Perinçek, yardımcısı Ferit İlsever, Yalçın Küçük gibi marksistler APO ile PKK ile içli dışlılar.İnternette APO ile samimi, can ciğer kuzu sarması fotografları sizlere de ulaşmıştır bu gurubun.PKK ya silah sevkiyatında Perinçekin rolü iddianamede de gündeme geldi ayrıca.
Böylesi hain terörist gurupları ile yakınlık kuran bir oluşumun, Atatürkçü, Cumhuriyetçi Demokrat vs. olma ihtimali nedir sizce?
SIFIRdır..
Ergenekona destek verenler, bu kandırmacanın farkındalar mı, yoksa bilerek mi bu suistimali yapıyorlar, Atatürkle halkı aldatmaya devam ediyorlar, yorumunu okuyucuya bırakalım.
Atatürk'ün attığı adımlara bakarak, gittiği yolu görerek, fikrini gerçek anlamda algılayan insan ya da insanlar... nasıl olur da hilafeti bir gün ilan etmemiz gerektiğini söylediğine inanabilir ?
Doğrusu anlayamadım.
Düşüncesi bu doğrultuda olan bir lider hem her zorluğa rağmen Cumhuriyeti kuracak hem Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır diyecek hem de... ben vazgeçtim bu söylemlerden, siz iyisi mi gidin hilafeti ilan edin diyecek !
SAYGI... olacaksa, "olası bir cevap verme isteğiniz halinde cevaptaki üslubunuzda"
SAYGILARLA
diyerek ayrılayım sayfanızdan
Hadi buna ölçü koyalım?
Kim gerçek anlamda Mustafa Kemal emanetlerine sahip?
Kim Gerçek Atatürk aydınlığı takipçisi..
Merak ediyorum ben bunu, sizin kristalize edilmiş, -Atatürk ile aldatmayan- ölçütünüzü ?
Yazınız ve içeriği, haklı olarak bunlardan şikayetle başlamış ya hani? O nedenle katkı yaptım yazınıza.
Esenlik...
Göktürkmen tarafından 9/25/2008 10:27:25 PM zamanında düzenlenmiştir.