- 778 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
mantar ailesi
Bir varmış, bir yokmuş... Allah’ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken; eşek mühürdar, katır silahtar iken; ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken; yaranı safa, kızıştı kafa, ak sakal, kara sakal, berber elinden yeni çıkmış bir taze sakal... Kasap olsam sallayamam satırı, nalbant olsam nallayamam katırı, hamama girsem sorar mıyım natırı, nadan olan bilmez ahbap hatırı.
Dereden geldim, tepeden geldim, sandığa girdim bir de ne göreyim, köşede bin efsunu yemyeşil gözlerinde, heybeti yedi kat okyanus derininde, yiğit mi yiğit, mert mi mert, kudreti yedi kat gök üstünde ağalar ağası, babalar babası, merhametler sultanı bir bey oturur. Şöyle ettim, böyle ettim, bey yerinden kalktı, yüzüme baktı, çıktık birlikte yola, ne sağa saptık, ne sola... Az gittik uz gittik, dereden tepeden düz gittik, altı ay bir güz gittik, bir de arkamıza baktık ki bir arpa boyu yer gitmişiz... Ne dönülür geri, ne gidilir ileri, bir masal söyleyeyim de sizde duyun bunca okudunuz bari. Uzak diyarların birinde değil, tam da göz nurunun önünde, iki taş arasında, bir karışlık toprak üstünde, beş on yaprağın bir örtü ettiği yerde, bir mevsim bir ömürlük, neşeli mi neşeli, sevimli mi sevimli bir mantar ailesi yaşarmış. Mutlu mesut, güle oynaya, geçen her ana doyamadan, sevgi ile dopdolu, kimseye görünmeden yaşarlarmış da yaşarlarmış 🍄 ☺🌞❤🌙
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.