- 1476 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ISLIK VE ALKIŞ
İletişimde dilin çok büyük önceliği var. Buna rağmen iletişimin tek yolu da değil dil. Yüz hareketlerinden tutun vücut hareketleri, çıkardığımız anlamsız sesler de iletişimi sağlar. Bunun da şartı ortak işaretlerdir. Mesela şaşırdığınız zaman gözlerinizi açarsınız. Şaşkınlık ne kader büyük olursa gözler de o denli açılır. Bu durumda bir insan gördüğünüzde şaşırdığını söylemese de anlarsınız. Japonya’da pek böyle değilmiş, onlar şaşırınca gözlerini büzermiş.
Bir topluluktaysanız ortak işaretleriniz de olacaktır elbette. Hele izleyecek bir şey de varsa onu beğendiğinizi veya beğenmediğinizi anlatmak için sözcüklerden yararlanamazsınız. O zaman beğeninizi, beğenmediğinizi belirten bir şeyler yapmalısınız. Mesela alkışlamak, ıslıklamak veya yuhalamak gibi…
Son zamanlarda hiç böyle bir gösteriye gittiniz mi? özellikle de gençlerin çok bulunduğu bir ortama giderseniz şu anlattıklarıma şahit olursunuz.
Geçen gece bir lisemizin yıl sonu etkinliğine gittim. Coşkulu bir izleyici vardı salonda. Ama ne yazık ki çıkan sesler sersemletti bini. Çok yüksek ve düzensiz ıslık, Amerikanvari :”avvv, ovvv, heeeyy, vaaav…” ünlemleri, yerli yersiz yüksek tonda kahkaha ve nadiren de alkışlar. Gençlerin duruşlarını nasıl ortaya koymaları gerektiğini bilmediklerine karar verdim sonunda. Bunun da suçunu elbette gençlere bulmadım. Onlar bizden öğrendiler ya da öğrenemediler nasıl tepki vereceklerini.
Bizim en büyük bilgi kaynağımız(!) televizyonlara bir bakın. Bir insan ölmüş, çevresinde birçok kelli felli adam, nedendir bilmem mevsim ne olursa olsun güneş gözlükleri gözlerinde. Mevta yerinden kaldırılıp cenaze arabasına konacak, bir alkış tufanı kopuyor. Ne anlama geliyor dersiniz bu alkış? Ey ölü, sen ne güzel öldün, bu ölüş şeklini beğendim, mi diyoruz?
Bir gösteride ıslığı niçin kullanıyoruz sahi? Beğendiğimizde de ıslık, kızdığımızda da.
Ya acıklı bir oyun sırasında kahkahalarla gülenlere ne dersiniz? Tamam, size acıklı gelmeyebilir, her ne kadar sahnede ihmal ve cehalet yüzünden iki insan ölmüşse de. Ama birini can çekişmesi size bu kadar mı komik geldi?
Okulun programına bir sözüm yok. Ama seyirciler konusunda tüm öğretmen arkadaşlara bir uyarım olacak. Bir an önce seyirci eğitimine başlamalıyız. Gençlerimize sık sık gösteri programları izleterek, bir kısmına da sahneye çıkartarak öğretmeliyiz bir eser nasıl izlenir, emeği geçenlere nasıl saygı duyulur… Fırsat buldukça da doğruyu anlatmalıyız.
Biz bir toplumuz, daha önemlisi bir milletiz. Bir millet her durumda iletişimi iyi olan topluluktur. Belki birbirimize kızarız, belki sevmeyiz ama anlarız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.