Ne Mutlu Anneyim Diyene
Ne Mutlu Anneyim Diyene
bugün anne olmak, olamamak, anne olmayı istemek yahut ondan nasıl kurtulurum arayışları düştü aklıma.
dünya kadar cümle sarfedilmiştir bu konularda ama, söyleyeceklerim aslında pek farklı olmasa da,
ben de iki çift laf etsem çok mu olur acaba...
şu en fazlası yüz yıllık hayatta, kaç samimi duygu sarar ruhu. kaç kişiyi sevmek eylemine tam manasına uyarak, yani sevmenin hakkını vere vere severiz...
ana-babamızı belki. belki kardeşimizi...
eşimizi diyeceğim ama, öyle olsa, yani dünya hayatında bir tek onu sevsek ikinci kez evlenmenin bahanesi olmazdı bence.
evet, ve çocuklarımız. bir tane, on taneolmuş farketmez. gerçek bir duyguyla nasıl atar kalbimiz onlar için.
ne büyük nimettir aslında farkedene çocuk.
berekettir, neşedir, huzurdur, umuttur çocuk.
toprağa bir çiçek ekmek gibi olsa da çocuk büyütmek, aslında ondan bile güzel, ondan bile mutluluk vericidir kalbe.
ne mutlu "evlat kokusu cennet kokusu" hadisi şerifine nail olup da kıymetini bilene.
çoğu zaman çocuğumun bana terapi uyguladığını görüyorum. yorgun argın, bıkkın, moralsiz bir halde vardığımda eve, onun minicik kollarıyla sarması tatlı tatlı konuşması yetiyor yüzümü güldürmeye.
sonra hatırlıyorum, neydi benim amacım, herşeyden önce sevgi denizinde ruhuna ve kalbine dokunarak ilmik ilmik işleyerek onu, insan kelimesinin manasına uygun yetiştirmek...
bu durumda da yani bir amacın varsa, hayat devam ediyordur ve senin hiçbir boşluğa düşmeden bu çocuğu yetiştirmen gerekiyordur. evet, büyütmen değil yetiştirmen. kuzuna anne-baba olman gerekiyordur.
işte o cıvıl cıvıl neşenin, o minik ellerin sayesinde bir moral terapisi tamamlanmış oluyordu böylece.
şimdi hepimiz evlerimize gidince birkere daha sarılalım varlıklarıyla anlam kazandığımız kır çiçeklerimize.
ve gece onu uyuttuktan sonra, başımızı yastığa koymazdan önce, şükretmeyi unutmayalım en büyük kuvvet ve kudret sahibine...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.