Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
İrfankarabuluT
İrfankarabuluT
@irfankarabulut

Riçik'e Mektup

11 Eylül 2017 Pazartesi
Yorum

Riçik'e Mektup

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1046

Okunma

Riçik'e Mektup

Son günleriydi Ağustos yazının düzgün baba ve silbus star dağlarında şafakla uyandığında riçik. Tum çeşmesinde susuzluğun gidermeden haber uçurdu coş baba pozereş tepesinden. Zaten hepten bozuk yollarını toza toprağa bulayan homurtuya kulak verdiğinde üç beş yaşlı canlının kahvaltı için bacasını yeni yeni tüttürdüğüne şahit oluyordu istemeden . Asık suratının uyku mahmurluğuyla gıcırdıyan pas tutmuş gönül kapısını açtığında dışardaki karmaşanın gürültünün asıl sebebi çehresini değiştirmişti.
Koynunda doğup büyüyen asil ruhlu çocukları birer birer terk ettiğinde ilk kez gülümsüyordu. İlk kez güneş gözlerini kör edercesine kamaştırıyordu. Birden içindeki isyan alevi tatlı bir mutluluğa dönüştü. Bunca yıldır beklediği unutulduğunu sandığı çocukları çocuklarıyla ayak basmıştı yeşili fistan eteklerine. Küt küt atan uslanmaz söz dinlemez kalbi fırlayacaktı yerinden sanki. Çalınan onca davul zurna çığlık haykırışlar uyandırmaya yetmemişti kış uykusundan. Kızıyordu kendince uykuya yenik düşen yaşlı bedenine yolunu gözlediklerini karşılamayışına. Ve bir dengbejin yürek yakan ağıtlarıyla stranlarını dile getirdi dönüp yoldaşı düzgün babaya. Duaları dilekleri kabul görmüş çifte bayram yaşıyordu artık. Misafirlerini ağırlamaya koyuldu hemen. Haber saldı rüzgâra güneşe ve toprak anaya. Yer gök mavi yeşile büründü. Kuşkusuz en güzel ışıklarını sundu güneş tatlı tatlı. Rüzgâr meltemlerini yaydı dört bir yana dağı taşı serinletirken en güzel yeşili alları giyindi doğa el ele yaratılırken beşinci mevsim. Bunları görür duyarda yerinde durur mu Munzur? Aldığı gibi köpük köpük süt sularını serinletti ayrılık özlem hasretle yanan yüreklerini naçar dersimlilerin. Şimdi sustu yer gök yalvarış yakarış dua ve minnetlerle. Açılıp arzın kapısı huşuyla ulaştı kainatın yaratıcı bağışlayıcı asıl sahibi rabbime. Şüphesiz dileğini aldı kulunun uğursuzu kalbi karaları engelledi sevgi çeperiyle. Zulme karşı kenetlendi dersimliler uçtu barış güvercinleri eller bir kez daha uzandı semaya. Yırtık sözcükler lâl dillerden dökülürken #elinebelinediline sahip ol dedi pirim... Ardından buyurdu ehli-beyt toplandı imamlar kurdu kırklar semahı hacıbektaşı velim. Kanayan yarayı sararcasına kucaklamıştı genç yaşlı yerli yabancı tüm sevenlerini yürek patlatan ceylan derisi davul ve söğüt dalından koparken feryat eden zurnanın yaralı ezgisiyle riçik. Gün bu gün dedi dersimliler kurbanıyla bayramını kutlamayla halayını suskun isyanıyla zılgıtını çeke çeke dem vurdu telli turnayla. Arınıp yıkandı günahlarından suyunda bağinin golanın lokmalar eşliğinde. Tavaf edildi ocaklar dağ taş kutsala değer ne varsa. Buluştu küs ayrılık özlem çeken ana baba kardeş yavuklular. Onca yıl toprağında rahatsız yatanlar erdi huzura. Söylendi geçmişe dair yalan gerçek sevgi sözleri. Doyurdu ruhlarını tıka basa dersimlilerin riçik. Ayrılığın açlığına sevdasına doydu riçik cumhuriyetinin cefakâr dersimlileri. Veda zamanı gelip çarptığında kısa bir nefesle bükme boynunu kurban olduğum sendeki sabır direnme varken bendeki özlem sevgi sen kadar gerçekken kim ayırabilir kim yıkabilir ölümden başka #Riçik ? Söyle kim sevebilir uzaktan bizi biz gibi. Bedenimizi yontan yıllara sevdamızı ekmeğimizi bölen yollara dayan aşk ile diş ile umut ile. Ata yurdum riçik dayan İnat ile sabır sükût ile dayan. Dayan ki yenildiğin yıkıldığın görülmesin. Sen dayandıkça dersim var olur. Sen varoldukça dersimliler ayakta durur. Şimdi aç kolların kurban olduğum son kez sarılayım yol ver ver ki güneş terkisinde batmadan ayrılayım. Gurur duyar yol geçen hanı Mohundu gelmelere ötemde Kardere hüzünlü kalbi kırık deresi kuru vermezken sesimi geri Qunepire. Nefesini sende aldı dersimliler. Dönme yüzün eğme boynun kurban olduğum dönersen gidemem. Kalan yanıma sitem etme istemesende hep yanındayım. Hani "Kusura bakma diyorsun ya bakılacak kusurun varmı ki? Varsada baktığım kusurlarının çaresizliğiydi beni sana çeken #Riçik"



Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Riçik'e mektup Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Riçik'e mektup yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Riçik'e Mektup yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Gule
Gule, @gule
11.9.2017 21:43:43
Dersim'in doğasına da, insanına da doyum olmaz...o güzelim dağlara, ormanlara nasıl kıydılar? nasıl tutuşturdular hãlã aklım almıyor...

yazınızdaki samimiyeti, içtenliği görüyorum...
Dersim'in ve Munzur'un çocuklarına selam olsun...
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
11.9.2017 15:01:23
10 puan verdi
uzak bir sınır gibi. yurtsuzluğun ağıtları gibi.

biraz paragraf bölümlerini belirtsen diyorum güpgüzel olacak.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.