PSİKİYATRİK DENEYSELLER
Saatlerdir gözlerini monitörlerden ayırmadan bakmaktan uykusu gelmişti. Onun görevi diğer gardiyanlarınkinden biraz farklı idi. Her gün farklı farklı da olsa tek bir mahkumdan sorumlu idi. En azılı, en tehlikeli, en sinsi, en acımasız olan mahkumların kontrolünün onun elinde olması oldukça heyecan vericiydi.
Bütün bir gün hatta bazen geceleri bile tüm dikkatini vererek onları izlemesi gerekiyordu. Bazen mahkumların şüpheli hareketleri olduğunu düşündüğünde onları hücrelerine bağlanmış olan hoparlörlerden uyarıyor kameraya yaklaşmalarını, ellerini göstermelerini falan istiyordu. Daha ciddi şüpheleri olursa kırmızı düğmeye basıp hücrelere bir ekip gönderiyordu. Ama kendisi asla görev yerini terk edemiyordu.
Aslında geçmişte yaptıklarını düşününce burada hiçbir insana dokunmadan öylece oturmak hiç ona göre bir şey değildi. Nasıl olup da yaptığı şeyden sıkılmadan o küçücük odada oturduğunu anlayamıyordu. Belki de hayatında ilk kez birileri ona güvendiği için kendisiyle duyduğu gurur onun değişmesine neden olmuştu.
Kendisi de şu izlediği tehlikeli mahkumlardan farklı biri değilken nasıl olup da onu bir gardiyana çevirmeye karar verdiklerini defalarca düşünse de mantıklı bir cevap bulamıyordu. Ömür boyu hapse mahkum edilmiş onlarca insanın katili, on beş kadına tecavüz etmiş bir adam olarak üstüne bir de defalarca hapisten kaçmayı başarmıştı. En yüksek güvenlikli hapishanelerin en berbat hücrelerine tıkılmıştı. Ama yine bir yolunu bulup hapisten kaçmıştı. Her kaçtığında da yeni katliamlara neden olmuştu. Şimdi bu geri zekâlı devletin hangi akla hizmetle onu gardiyan yaptığına şaşırıyordu.
Bir gün tıkıldığı hücreye gelen üç takım elbiseli ona bir değişim programından bahsetmişti. Ülkede kendisi gibi yüksek güvenlikli hapishanelerden kaçmayı başarmış sadece beş kişi olduğunu söylemişlerdi. Diğer dördüne uyguladıkları psikolojik testlerden geçemediklerinden bahsedip son adayın kendisi olduğunu söylemişlerdi. Eğer uygulayacakları testleri kabul ederse ve başarılı olursa cezasını askıya alıp kendisini gardiyan yapıp birde üstüne dolgun bir ücret ödeyeceklerini söylemişlerdi.
Önce duyduklarına inanamayıp kendisiyle dalga geçtiklerini düşünmüş onlara sağlam küfürler edip hücresinden kovmuştu. Onlar ise giderlerken yatağının kenarına bir dosya bırakıp okuyup imzalarsa hayatının değişeceğini söylemişler ve yanından ayrılmışlardı. Birkaç saat yere fırlattığı dosyayı hiç açıp bakmamıştı. Daha sonra eline alıp biraz karıştırınca adamların ciddi olduklarını anlamıştı.
Yapılacak testleri okuduğunda kahkahalarla gülmüştü. Resim yapma, soru cevap, hipnoz, saat çizme, kan testi vs. vs. Bir sürü zırva testin ayrıntılı açıklaması yapılıp kabul ettikten sonra her hangi bir suça karışırsam asla aflardan yararlanamayacağından bahsedilmişti. Tek yapması gereken imza atmaktı. Kameraların onu izlediğini biliyordu. Dosyayı yere atıp birkaç gün daha umursamaz davranıp onları meraklandırdıktan sonra imzayı atmış ve kameraya doğru gösterip sırıtmıştı. O anı yeniden hatırlayıp gülümsedi. İşte o andan sonra hayatı gerçekten de çok değişmişti.
Yapılan tüm testleri geçtiğini söylediler. Son olarak bir ay kadar yanında bir başka gardiyanla çalışacaktı. Eğer hiçbir sorun yaşanmaz ise görevine tek başına devam edecekti. Tüm istenenleri eksiksiz yapmıştı. Hatta beraber çalıştığı gardiyan ile de çok sıkı arkadaş bile olmuştu. Hemen hemen her akşam onunla buluşup barda falan biraz takılıp laflıyorlardı. Şimdi tek engeli şehir dışına çıkamamaktı. Bir yılın sonunda hala sorun olmadıysa bu engelinden de kurtulabilme ihtimali vardı. Zaten artık nedense içinde suç işlemeye dair hiçbir istek yoktu. Kendisini oldukça normal hissediyordu. Tek sorunu yorgunluk ve uykusuzluktu. Geceleri düzgün uyuyamıyordu. Bunun için bir doktora danışmaya kararlıydı artık.
Elinin altında en sevdiği kahvesi, porno dergileri, müzik çaları, abur cuburları ve hatta düzenli olarak gelen üç öğün yemeği bile vardı. Yemekler öyle hapishane usulü falan değildi. Tatlıdan tuzluya oldukça lezzetli ve besleyici şeylerdi. Mesai bitiminde kartını basıp elini kolunu sallayarak bir hapishaneyi terk edebilmenin verdiği keyif ise hiçbir şeyde yoktu.
Yerinden kalktı biraz odasının içinde gezindi. Aynanın karşısına geçip gardiyan üniformasının içindeki kendisini inceledi. Saçlarının biraz kırlaştığını fark etse de çok ilgilenmedi. Yüzündeki eski olaylarından kalma yara izinden olduğunu düşündüğü yıpranmışlık hissi ise birazcık canını sıktı. Biraz erken kırışmaya başladığını düşünüyordu. Henüz 35 yaşında bir adam için aynadaki 45 yaşlarında ki görüntüsü hoşuna gitmiyordu. Eski hızlı ve sağlıksız yaşantısı onun erken yıpranmasına neden olmuştu. Yine de hala oldukça yakışıklı bir adam olduğunu düşünüyordu. Böyle esmer yakışıklısı olmasa tecavüz ettiği kadınları kolayca ağına düşürmesi mümkün olmazdı.
Aynanın karışında eski kötü günlerini aklına getirince içinde hafif bir kıpırdanma oldu. Küçük bir heyecan duydu. Tecavüz ettiği kadınların ağlayıp yalvarmalarını düşündü. Onlara gücün kimde olduğunu en sert şekilde gösterdiği ve tarifsiz zevk aldığı anları yeniden hatırladı. En son onları değişik şekillerde öldürürken aldığı zevki hatırladı. Aynadaki aksinde eski haline dönüşmeye başladığını gördü. Gözlerindeki kıvılcım her şeyi bırakıp gitmesini söylüyordu. Tam bu sırada telefonu çalmaya başladı. Arayan şu gardiyan arkadaşı idi. Yine aynı barda buluşmak üzere sözleşip telefonu kapattı. Mesaisi dolmak üzere olduğundan toparlanmaya başladı.
Aynı anda onu izleyen gizli kameraların bağlı bulunduğu odada onlarca monitör, birkaç doktor ve diğer görevliler oldukça yoğun bir şekilde çalışıyorlardı. Herkes sağa sola koşuşturuyordu. Burası hapishaneden apayrı başka bir binaydı. İçinde pek çok laboratuvarın ve çalışanın olduğu devlete ait bir araştırma kurumuydu. Ancak buranın varlığını çalışanlar ve yüksek mevkide ki birkaç devlet görevlisi dışında kimse bilmiyordu.
[ /kalin
Devam edecek...
Deniz...
YORUMLAR
''onlarca insanın katili, on beş kadına tecavüz etmiş bir adam''
Anlaşma yapılıyor, mesaiden sonra adam elini kolunu sallayıp, şehri terk etmemek koşuluyla bara gidiyor, yani dışarıya çıkarılmasına izin verilmiş.
Böyle bir adam bir defa şehirde ne kadar kadın, kız varsa topuna birden tecavüz etmeye kalkışır. Ağına düşürür, mesela barda. Kafası da kıyak olunca, kim bilir en başta da barda çalışan garson kızdan başlar işe.
Empati yaptım da, yani zor da değil.
İkinciyi önce okuyup ardından bu yazınızı okuyunca, 2 ci yazınızın neden GÜNÜN YAZISI seçildiğini daha iyi anladım.
Yazmaya devam ediniz, kabiliyetli bir yazarsınız. Bazı eleştirilerde, bilmem kaç kez şu kelimeyi kullanmışsın, yok onun yerine şunun gelmesi lazım gelir türünden bazı yorumlara rastladım.
Siz, size gerekli olan kısımları, yani eleştirileri dikkate alın. Ben, konu itibariyle iyi bulduğum bu yazınızda, sizinle ilgisi yok ama, senaryo anlamında, -ki filme alınabilirliğini düşünerek- mantık sınırlarını aşan kısımların olduğunu belirtmek isterim.
Gerçi, hangi film mantıklı ki ? :)
SAĞLICAKLA KALINIZ..
İnsanı kazanmak dahası dönüştürmek yolunda rehberlik eden dikkat çekici bir yazı okudum değerli kaleminizden
Zeki, yetenekli, meziyetli fakat bir o kadar da sorunlu hatta dengesiz bir insanı işle, görevle kazanmak imkânsız değil elbette
Mesela bir futbol takımında agresif kişiliğe sahip, rakiple hakemle çatışan fakat bir o kadar da yetenekli bir oyuncuyu kaptan yapmak neden olmasın?
Takım arkadaşlarının benzeri hareketlerini frenleyecek, önleyecek bir konumda ki oyuncu kendisi rakibe tükürebilir mi ya da kafa atabilir mi? Sen bunları yaptırmayacaksın diyorsunuz adama
Yine mi kazanamadın, PAF takımını veya kiralık başka kulübü boylar
Kuşkusuz sizin ki, çok daha uç bir örnek, marjinal bir durum
Egenin mavilikleri kadar berrak, duru kaleminizi kutlarım
Saygı ve selamlarımla...