- 485 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
El 6
İlah grubuna diyordu kendin (grubun) için çalıştığın kadar daha olmakla gayretinin iki katını çalışacaksın diyordu. İki kat çalışmanın bir katı kendi grubu içinde tüketilirken, diğer ikinci kat çalışmaları karşı grubun harcayıp tüketmesi için çalışılıyordu. Bu sürecin basitten karmaşığa doğru gidişiyle böyledir. İşte başkası için çalışılan bu kısım, emek gücüydü. Yine ikinci kat çalışma grubun veya kişinin ürettiği kundurasına karşılık; olmakla kendisine mısır olarak dönüyordu.
Karşı grubun harcayıp tükettiği "kullanım değerleri", bu taraf gruba ait ürün nesnesinin karşılığı da kendisine mısır olukla dönüyordu. Demek ki bir grubun iki kat çalıştığı emek ürünü içinde, ikinci katı oluşan emek gücü, kendisine bir başka kullanım değeri olmakla; başka bir ihtiyacının karşılanmasına denk geliyordu.
Karşılığı üretilmeden üretilen ürünler, kullanım değeri olmakla, potansiyel değiştirme değeri olmakla; ittifakla karşılığı üretilemediği için potansiyel durumlar gerçekleşemez. Bu nedenle totem grubun artı ürünü birikmekle kullanım ve değiştirme değerli potansiyelli duruma sahip olsa da, birikenlerin ne kullanım değerleri; ne değiştirme değerleri belirimle olsalar da yansıyamazlardı.
Arada ittifak gibi bir bağ enerjisi karşılığında üretilir başka bir kullanım değeri üretilmediği için artı ürünün kullanım değeri ve değiştirme değeri ortaya konamıyordu. İttifak yasasına göre birikimin zenginlik olması hep aynı kullanım değeri olmakla hükümsüzdür. Ya da bir birikme saklanma süreci boyunca onu kullanım değeri içermesine denk gelmekle yine bir grup tüketimi olmakla artık zaman ya da nüfus artımı ortaya koyuyordu.
Bir emeğin bir emek karşısında gerekli kılmanın yasası birikme değil tüketimdir. Elinizde on günlük Elli günlük somun biriktirseniz bile o somun on günde elli günde tüketim ve kullanım değerine denk gelmekle tüketilir olacağından size on günlük elli günlük boş zaman kazandırır.
Karşı grupla değişilen kullanım değeri olan ürün sayısı bir ürün olmayıp; 25-30 ürün adedine çıktığı zaman sizin o elli günlük biriken emeğiniz bunların karşılanıp tüketilmesi olmakla artık birikme de olamayacaktır. Zenginliği ancak grup bağ enerjisi ve kolektif oluş ortaya koyar. Bu biriken ve emek gücü gibi davrandırılan zenginlik olmayıp tüketilen kullanımla değiştirme değerdirler.
Bu somut nedenle ittifaklardan beri emeğin değiştirme değerli hüneri görülmüştü. Bu hünerin sahipliği gruplar elindeydi. Toplumsal bağ enerjisi gruplar (totem meslekli sektörler) arası bir bağ enerjisiydi. Sektörlerden biri olan totem her bir grupların kendi totem meslekleri de kendi içlerinde "kişiler bağıntılı çalışmanın bağ enerjisiydiler".
Kişisel düzlemde kişi çalışması da; kendi kullanımı (doyması) için olan emek + karşı grubun doyması için olan emekti. Gruplar ittifakı içinde olan kişi, totem dönemdeki sürece göre en az iki kat çalışmanın içinde olduğunu görmüştü. İşte bu iki kat da sonuçta yine bir kolektif grup emek gücüydü.
İşte en az ikinci kat olan emek; emek gücüydü. Grubun (sektörün) kişilerin kendi kullanım ya da doymasından fazla olan emek olmakla bir başka ihtiyacının kullanımı ya da doymasına dönüşüyordu. Bu kolektif emek gücüyle, mısır üretirken kundura, kumaş sahibi oluyordu.
Kişi kendi işinin ve kendi ürününün sahibi olsa bile; o iş ve ürün geçmişi, geçmişin kolektif bağ enerjisini ve kolektif mirasını; değiştirme değeri içermekle; kişinin sahibi olduğu ürün kişinin bilincinden ve kendisinden bağımsız olan birçok parça taraflar taşır.
Kişinin sahibi olduğu ürün, kişinin bilincinden ve kişinin kendisinden bağımsız olan birçok parça taraflar (kolektif bağ enerjisi) taşımakla; kişinin kendisinin değil kolektifindir. Kişi ancak bunun üzerine uyguladığı kendi emek ve emek gücü kadarıyla o ürün kişinin sahipliğidir.
Emek, toplumsal ilişkinin değil, kişisel yaşamın sürdürülmesi için harcanan gayretti. Emek gücü toplumsal ilişkinin sürdürülmesiyleydi. İşte burjuvazinin, kiracının, rantçının, kredi verenin, lümpenin vs. sahip çıktığı kısım geçmişin birçok parçası olanlardır.
Geçmişin birçok parçası olan bağ enerjisi süreci başlangıçtan beri değil de o konumla belli bir düzeyi korutmakla her gün onun üzerinde canlı emek ve emek güçleriyle ileri doğru üretim hareketine dönüşenler. Kişinin emek gücü içinde beliren bu kısma; El’in sahip çıkması, mülk sahipliği hırsızlığıdır. Köleci mantıkla yetişip değer yargılarını köleci mantıkla oluşturanlardan bu süreci anlamaları pek pek beklenemez.
Sizin dışınızda, sizden ve bilincinizden bağımsız olukla birçok parça içerenlerden oluşan kolektif bağ enerjisi olmasa; siz okuma yazmayı öğrenmek için; her bir kişiler her bir kişi yaşamıyla yeni baştan en başa dönüp binlerce yıl sonrasının tekrar süreçleri içinde olmakla alfabeyi, şunu, bunu, kendiniz bulacaktınız. Bu ne ömrünüzle olasıdır. Ne kişisel emek gücünüzle olasıdır.
Sizin olan hafıza; sizden öncesinin geçmiş geri bağlanım yasası üzerine devinme başlaması olmakla ilk başa değil de o düzeyle start olunma noktası sizin değildir. Bu geri bağlanım yasalı hafıza olmasa; siz hiç bir sürecinize ya da eylem ve davranışlarla düşüncenize; hiç bir zaman içinde bulunduğunuz düzeyle başlayamazdınız. Bu nedenle kolektif geri beslenin kaynakları olmasa hiç bir zaman kişisel sahiplik oluşamaz. Oluşan kişisel sahiplik te, kolektifi cukkalayan hırsızlıktır.
Emek gücü kolektiftir. Emek gücü geçmişin geri bağlanımla hafıza olan kolektif bağ enerjisini ve şimdinin canlı emek üzerindeki kolektif emek gücü bağıntısı olmakla yine ve zorunlu kolektiftir. Çünkü her süreç, sentezler tevhidi olukla başlar. Sentezin toplum dilindeki karşılığı kolektif oluştur. Bu unutulur ve bilinmezse hiç bir bilinçli süreç ortaya konmaz biat eden, dua eden, tevekkülle olunan süreçlere tapılır.
Bu nedenle emek gücü bu sentez ya da kolektif oluşla toplumsal ilişkinin başlatıcısı, sürdürücüsü ve giriştiricisidir. Eş deyişle tüm toplumsal bağ enerjisini ortaya koyan süreçler bütünleşmesi olmakla emek gücü bir noktada kişi emeği katılımlı olmakla da birleştirilmiş olandı (entegrasyon olandır).
Entegrasyonlu olan bağıntı da kimsenin değil sizin bağıntınız kadar sizin başka bağıntılar kadarla sizin değildir. Sizin bağıntınız kadar emek gücünüz sizin dışınızdaki emek güçlerinin bir gerektirme karşılıkları üretir olmakla, her şey sizin üretir karşılığınız kadarla size bağıntılı ve sizin. Sizin dışınızda, sizi kendisine ürettirir bir bağıntı emek gücü yapanlar kadarla da, kolektif olan sizin değil; sizden bağımsızdır.
Emek gücü sizin günlük doymanızın, günlük yaşantınızı sürdürmenizin dışında kalan çalışmalardan daha fazlası olanı, daha fazlasını üreten kolektif emektir.
Yani sizin ihtiyacınızdan fazla patates üretmeniz demektir. Karşı tarafın da size kumaş üretmesi demekti. Patates kumaşı, kumaş ta emek gücü olan patatesi ürettirmekle; ittifakı taahhütlü kolektif oluştur. Karşı tarafa üretilen patatesin tümü sizin değildir. Hem geçmişin kolektif bağından ötürü hem de canlı grup emeğinin yine kolektif olmasından ötürü.
Bu nedenle üretilen 200 000 m. kumaşın tümü de sizin değildir. Kolektif içinde ürettiğiniz pay patates kadarla diyelim bu da 3-5 metre olmakla sizindir. Ki oda ihtiyacınız olanı karşılayan paydır. Ne daha eksiğidir. Ne daha fazlasıdır. Sizin canlı emek gücünüz kadar olanla sizin; sizin emek gücünüz olmayanlar kadarla da kolektif ve kolektif bağ enerjisidir. Üretim gücü nesneleri kolektif oluşlarından ötürü kişi sahipliği olmamalıdır.
İşte toplumsal hukuka, toplumsal bilince, toplumsal bağ enerjisine neden olan girişme; kolektif olan bu emek gücü olmanın girişmesiydi. Patates üretimi bir grup üretimi olmakla, grup (sektör) patenti üzerinde o grup aiti kişilere şimdiki patent hakkı olmanın kolektif mirasıydı.
Köleci sisteme kadar geçen süreç içinde "toplumsal mirasın temelinde, totem grup mesleği patent hakkı" vardır. Bu patent hakkı ve bunun dışında kalmakla totem mesleği olmayan kolektif bağ enerjili kolektif meslekler şimdi "toplum otoritesi eliyle" yetenekli kişilere eğitimle kazandırılan birçok beceri dallarına dönüşmüştür. Bu yine kolektif olanın toplumsal gücü sayesindedir.
Traktörle üretim yapan totem meslekli kişi becerisi vardır da; traktörü, ekici hareketleri, emek gücü olmayı ve değişilmeyi kolektif oluşun dışında sil baştan üreten bir tek insan yoktur. Bu hususlarda bir tek insan sahipliği yoktur. Varsa bu başka bir (EL) hiledir. Sürecin kişi sahiple olmadığını olsa bile kolektif bağıntı olmadan gelişip süreçler ortaya koyamamakla zorunlu olamadığını gördük.
Ama kolektif zorunluluklar aşamasıyla hala oluşan bu süreç cari olduğu halde üstü örtüldüğü için; sosyal mantığı da oluşan El söylemli kavramlarla zorunlu bağıntı olanlar bilinemez yapıldığından kişiler bunun bilincinde değildir. Kişiler bunu tarihi miras olukla bilmez. El lütfu olukla bilirler. Yöneten kişinin lütfu olukla bilip onlara "Allah razı olsun" diye dua ederler. Kişiler sahipliği ve yönetmesi olan kişileri kolektif bilincin bağ enerjisi yerine koydukların farkında bile değildirler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.