Yol
Gözlerini sıkıca kapat. Yorgun hissediyorsun. Vücudunu hissetmeye çalış. Kan pompalayan kalbini ve kıyafetinden tenine değen her şeyi. Göz kapaklarını hisset ve onları özgür bırak. Bir ölü gibi davranmaya çalış. Bunu yapmaya devam ederken duymanı sağlayan organlarını maddeden uzak tut. Önce tenini, daha sonra kulaklarını. Burnundaki alıcıları. En sonunda ise gözlerinden kurtar maddeyi. Sıyır kendini dünyadan. Envai çeşit boyutları canlandır ütopyanda ve evreni gör. Bunun hangi evren olduğunu umursama. Kendini orada zaman ve mekana mecbur kıl. Yol al alabildiği kadar. Yüz, denizdeymişsin gibi. Kulaç at ve etrafını izle. Yıldızlara bak. Cücelere, boşluktaki ölü maddelere, ışınlara, uzaklara ve en önemlisi boşluğa... Gerçekten boş olduğunu var say. Ve dokunmaya çalış. Dalga mı geçiyorsun? Boşluktan varlık elde etmek için Tanrı olman gerekiyor. Ve sen Tanrı olduğundan bile haberdar değilsin. Onu hissetmedikçe de olmayacaksın. O boş sandığın öteye kollarını uzay ve daha ötelerde bulun. En öteye git. Hiçbir şeyi duyamadığın ötelere. Çevrene bakma ve dal içine ışıksızlığın. Varlıktan sıyrılma çabası içinde olan öteyi gör ve içindeki enerjiyi hisset. Çevrende enerjine etki yaratabilecek hiç bir şey yok. Enerjini kalbinde biriktir. Sonra onu/onları elle tutulabilecek dereceye getirene kadar güçlendir. Sağlamlığından ödün vermemesini sağla. Sonra ellerine al onu. Ve ona bakarak gözlerine değmesini sağla. Işık gibi titreşsin sinir hücrelerinde. Geçen her an içinde büyümesini izle. O kadar büyüt ki başını ve sonunu göreme. Karanlığı bile hapsetsin. Kendinden de güç almasını sağla. Büyüsün sonsuza dek. Sonra yavaşça ona doğru ötelen. Yaklaş ona ve dokunmaya hazır ol. Büyüdükçe seni evrenin çekirdeğinden uzaklaştırsın. O kadar uzaklaş ki zaman yokluğa yaklaşacak kadar indirgensin. Bu şekilde daha hızlı hareket edebileceksin. Evrenin son noktasına birkaç öte kaldığını gördüğün an o enerji kütlesine dokun. Temas ettiğin an hem seni (dünyadaki zamana göre) içine çeksin hızlıca, hem de gücüne dayanamasın bedenin ve atomlarını bile elektronlarından ayırarak seni parçalasın. Bu dünyadan uzak bir yavaş zamanda yüzyıllar belki milenyumlar kadar sürecek. Dünya zamanından görebilseydi biri, saniyeler içinde sen yok olacaktın. Acıyı hisset orada. Yok olana dek durma, gir dışarı! Sonsuz durgunluk hacmeden ötenin bittiği nokta halindeki enerji kütlesinde, maddiyattan sıyrıl. Ve enerjiden ve var olan her şeyden. Evreni yırttın ve sen artık Tanrı’ya ulaştın. Şimdi gözlerini aç ve bu sorunun cevabını bul: Sen gerçekten var olduğunu mu sanıyorsun?