KÜÇÜK DÜŞLER KUMBARASI/ Metin AKDENİZ / Kitap incelemesi/
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“Küçük Düşler Kumbarası” şiir kitabı hayatımda aldığım en güzel hediye oldu bunu itiraf etmeliyim. Kitabın ilk şiirini okuyup bitirdikten sonra zihnim ölü bir uykudan uyanır gibi oldu ve sersemletici sözcüklerle büyülü bir dünyaya girdiğimi, uzayın derinliklerinde gizli kalmış bir gezegene yolculuk yapar gibi oldum.
“Küçük Düşler Kumbarası” üç bölümden oluşuyor: “Bulantı Kulübü”, “Sefilyus” ve “Hiçlik Sanatları”, Toplam 112 sayfa. Herkesin düşlerine tercüman olmuş kadar uzun bir kitap gibi… İlk şiiri okumaya başladıktan sonra, son şiirine kadar elinizden düşüremeyeceğiniz bir kitap; sözcükler kumbarasıdır.
“üzülmenin ustasıdır şair sönmüş kahkahalar ülkesinde”
“o halde bütün veda etmiş sevgililer silah tüccarıdır”
diyor şair “Muma Sesleniş Provası” adlı şiirinde. Hüzünlerin, düşenlerin ve unutulmuşların ülkesinde görünmez konuklardan bahseder. Desenli, kuş motifli uçurtmalarla hayallerin ülkesine bir yolculuk başlar.
Bir başka şiirinde:
“sarılmak bir fırtınanın akrabasıydı” ve “gitmenin tarihçesi, kesinleşmiş gitmelerle doludur” Burada tüm parçalanmışlıklara bir gerçeklik boyut getirilmiş; gerçek olmak iyidir, sahicilik bir erdemliktir günümüzde kaybolan tüm değerlere rağmen…
Kitabı okurken unuttuğum veya hiç duymadığım kavramlara, anlamlara ve kelimelere tanık oldum; içeriği çok zengin ve kelime daracığının bu kadar geniş olduğuna tanık olurken bir şair/yazar kaç boyutlu düşünür diye düşünmeden de edemedim.
Kitabın kapağına bakalım: Gri- siyah fon, üzerinde güvercinler/kuşlar var. Bir de sınır var, sınırı ve zindanları tarumar eden kuşlar havalanıyorlar. Aslında parçalanan zindan duvarları; her parçalanan tuğlanın bir kuşa dönüşümü… Gri fonda ise güvercinlerin ağır bir bedel verdiği ve havada uçuşurken özgürlüğün bir nefes kadar değerli olduğunu duyumsattılar bana.
Kitabın arka kapağındaki sözler:
“düşlere çok borçlandım son birkaç bin yıl nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum bütün (ger)çeklerim karşılıksız çıkıyor sonunda kapıma ücra memurları gelecek ve hiçbir şeyimi alıp götürecekler”
Böyle bir şiir kitabı hazırlanırken her şeye çok özen gösterildiği ve içeriği zengin bir kitap olduğunu insan okurken çok daha iyi anlıyor.
“Işık Uçurumu” adlı şiirinde:
babam mağlubiyet defterine bakıp: “kelimeler dünyayı kurtaramaz evlat!
demokrasi, halkın kendi kendini (d)üzdürtmesidir”
diyordu deneyimler imparatoru babam”
şeklinde ironi ve mizahi bir dil kullanarak topluma mesajlar vermektedir. Toplum onarıcıları – zihin oyunları- hisleri kopyalanmış kadınlar- geceyi açık bırakmak- defolu sevişmeler- gibi anahtar söylemler de şiiri sürekli canlı tutmakta ve gerçekliği katmaktadır ki aforizma niteliğinde altı çizilecek birçok dizeler kitap boyunca dikkat çekmektedir.
Bir başka şiirinde:
“onların yasalarına aldırmıyoruz dedi bilinçaltı kılıç! aldırmadık…
yanaklarında oturup gemi resimleri çizdik sözcüklerle”
“Sözcüklerle gemi resimleri çizmek yanaklarında” ne kadar ihtişamlı bir mısra ve dokunduruyor kule muhafızlarına ve evrensel düzmecilere.
Tüm şiirlerindeki mısralar aynı zamanda hafıza onarıcılığı da yapmaktadır; düşündürtüyor, anlamlandırıyor, algılatıyor , hissettiriyor ve tüm betimleme türlerini içinde barındırmaktadır her şiiri… Tüm duyular şaha kalkar gibi, adrenalin ve yüksek gerilim vardır her mısrada. Bu gerilim sözcüklerle bir olup zihni okşuyor ve onarıyor.
Sevgili şair, kelimelerini klişelerden, tekdüzelikten arındırmış, yeni, farklı kelimelerle şiirlerini zenginleştirmiştir. Bayramlarda çocukların en güzel ve en yeni giysileri giydirmiş gibi kelimelerini de süslemeyi başarmış fakat abartı değil, sıra dışı anlamlarla gerçeklikle yapabilmiştir. Anlatım, deniz altında mercan aramak gibi gözükse de aslında kumlara vurulmuş mercanları yerden toplamak kadar kolaydır her şiiri.
Kitap boyunca birçok şiir; sözcük oyunları, derinlik, düşündürücü ve çok anlamlı kelimelerle zenginleştirilmiş ve fark yaratmayı başarmıştır. Okuyucu zihinde haz depremlerini oluşturmayı amaç edinmiş gibidir.
“Senin gülümseyişin uçurtma festivali” şiirinde gülümsemelerle bir festival oluşturmuş ve zihnimizde bir eğlence festivalini canlandırmıştır. Şair, bir mısralık atasözü ve deyimlerin birkaç sayfalık açılımlarını tek bir dizeyle anlatabilmiştir ve her dizesi deyimleşecek kadar güçlü ve etkileyicidir.
Şair edebiyat tarihinde yerini almış birçok şair ve yazara gizli göndermelerde de bulunmuş ve değiniler yapmıştır. Kitap içerisinde şifrelenmiş bu kodları dikkatli bir okuyucu fark eder ve bunun şiire kattığı lezzeti hisseder.
“herkesin en az bir yangın çıkartma hakkının olduğu ahşap çarşılarda bıçak satan kadınlar görmüştüm; yenilginin kokusunu gizlice bir dağın altına süpürüyorlardı.”
Bıçak satan kadınlar, kendilerini kesebilecek bıçaklar olduğunu bilseler de erk egemen toplumlarda kaderlerinden kaçamayacaklarının vurgusuydu sanırım “Daktilo Tamircisi” şiirindeki bu bölüm. Her kadının bir yenilgisi değil binlerce yenilgisinin olması dünyada en büyük adaletsizliğin olduğunun gerçeğidir. Edebiyatımıza gelince; popüler kültürün karıştığı bir izlekten okuyor ve görüyoruz.
“Bilişsel Çıkışsızlıktan Çıkış Denemeleri” Şiirinde:
“birden buralara geldiğim günü hatırlıyorum
etrafta coğrafyadan anlamayan birkaç kişi vardı
sonra düşündüm; 1974 yılında
bir tren tatvan’dan manisa’ya kalkar
bir tren tatvan’dan manisa’ya neden kalkar, bilmiyorum
babam da bilmiyor
bir tren tatvan’dan manisa’ya kalkınca
bir çocuğun göz göre göre yaşlanması o kentin ne işine yarardı ki?
hadi yaradı diyelim
ben nasıl açıklayacağım; gençliğini
tatvan manisa arasındaki o sürrealist trende çaldıran bir babayı
klavyelerin haberi yoktu bundan
trenler ömürle çalışıyordu o yıllarda
trenler ve babam; bütün düşsel cinayetlerin
en iyi silah yontucularıdır”
bölümünden anlıyoruz ki; şiir bazen yaşanmışlık taşıyan trenlerde kaybolan düşsel babalardır.
Bu kitapta bütün şiir akımlarının sentezini ve aynı zamanda eleştirisini görebilirsiniz. Lirizm, duygusal zekâ ve imge şiirin öncüleridir. Ayrıca şair kendisini işçi sınıfının bir mücadelecisi olarak görmekle birlikte şiirlerinde sanat ve siyaset dengesini/estetiğini çok iyi konumlandırmıştır.
“Küçük Düşler Kumbarası” Metin Akdeniz’in üçüncü kitabı.
© 08-09-2017
YORUMLAR
Okuyup da nemalandığımız ve yürekte atılan kulaçlar sayesinde edindiğimiz izlenim o ki; iki güzel insan bize güzellikler sunmuş.
Gerekse değerli şairi gerekse bu eşsiz paylaşımı kaleme alan değerli dostu kutluyorum.
Okumak adına mutlu olduğum ve kitabı edindiğimde daha da mutlu olacağıma eminim.
Hayırlı uğurlu olsun İnşallah.
Ve yürek dolusu teşekkürler.
Vesile olan her yazı yine paylaşmanın verdiği yoğun duygularda buluştuğumuz.
Selam ve saygılarımı gönderiyorum ve de en iyi dileklerimi.
DemAN
Cevap geç oldu, affola
saygımdasınız
kitabın görselliği çok güzel önce onu söyleyerek başlim...şairimizin "küçük düşler kumbarası" dediğine bakmayın siz...okumadığım halde eminim ki, gökyüzündeki iyi şartlı tahliye edilmiş sayısız yıldızlar kadar düşler mevcut o kilitli kutucukta.. düşlerini kumbarasında biriktirmiş olması, belki de çocukların o güzel hayallerini kirletmeyeceğini ve herkesden daha iyi koruyacağını bildiği içindir...değil mi ki biz şairler biraz da çocuk ruhluyuzdur...
yazarımızın "Jan" kitabını da burda hatırlatmak isterim...yine dolu dolu ve zengin dil anlatımıyla mutlaka okunması gerekenlerden...tabi bu kitapların daha öncesi var...zaten burdaki paylaşımlarından da kendisini az çok tanıyoruz...okunmayı fazlasıyla hak eden değerli bir kalem...bu yazı vesilesiyle kendisini de burdan ayrıca çok tebrik ediyorum ve ayrıca çok sevindim...okumak için sabırsızlanıyorum...
tabi sizi de tebrik ediyorum ne güzel anlatmışsınız...
her iki yüreğe de selam olsun...
sevgilerimle...
DemAN
Hoş geldiniz güzel yürek
Katkınız için çok ama çok teşekkür ederim, sağolun
Sevgilerimle
sipariş listeme ekledim.
hayırlı olsun.
Küçük Düşler Kumbarası
Kazanacağınız Puan: 22
Yaklaşık 4 İş Günü
Ters Adam
Kazanacağınız Puan: 30
Aynı Gün
Kitap
Kazanacağınız Puan: 24
Yaklaşık 2 İş Günü
Pulbiber Mahallesi
Kazanacağınız Puan: 22
Yaklaşık 4 İş Günü
Grapon Kağıtları
Kazanacağınız Puan: 18
Aynı Gün
Ah'lar Ağacı
Kazanacağınız Puan: 18
Aynı Gün
Mutlu Moskova
Kazanacağınız Puan: 24
Yaklaşık 4 İş Günü
İşte tam burada şairden önce siz çok değerli yazarı gönülden kutlamak gerektiğini düşünüyorum..
Bir tanıtım bir sunum ancak bu kadar güzel etkili duru ve şiirsel tatlarla harmanlanıp harika bir üslupla okuyucuya sunulabilir.
Varolun.
DemAN
Bu ıssızlık halimden uyandırır gibi sözleriniz beni çok mutlu etti.
Çok sağolun hocam
En içten selamlarımla
DemAN
DemAN
Sevgiyle kalın efendim
Hayırlı olsun dilerim. Okuru severi bol olsun inşallah.
Ek: kitabın nerelerden temin edilebileceğini de yazsaydınız ya.
Selam ve saygılarımla.
DemAN
online kitap satışı yapan bir çok kitap mağazalarında bulabilirsiniz.
Selam ve saygılarımla
Çok iyi bir anlatım...
En sevdiklerimden :
Parçalanmış Gerçeklik
15
ŞUB
Ben o sırada alnıma arkadaşlık eden zamanı
Yanıma alıp buradan olmayan bir çiçeğin
Açılış törenine gidiyordum ki, Karanfilya’yı
Bildiri dağıtan çocukluğumun yolunu keserken gördüm
Yüreğimin içinde tur atıyordu
Yolculuklarından dönen bir soru işareti;
Nerdeler, şimdi onlar?
Dedim; gözyaşlarım artık burada oturmuyor
İki milyon sözcük öteye taşındılar
Herkesi eşit güldüren bir umudun yanına
Önce bir kafeye oturduk, oligarşiden bahsettik
Siyasi görüşleri farklı iki çay içtik
Garson bizi izliyordu iki yüzyıl öteden
O, şehir hayatını eleştirirken
Ben de kesinliğe kavuşturuyordum
Tomurcuklanan kelimelerimi sordu bana
Yok dedim artık uygulamıyorum
Asgari ücret karşılığında günde sekiz hayat
Suçluluk duygusu taşıyan bir hamal
Öğle paydosunda sefilleri okuyordu
Rüya taşıyan bir tank’erin frenleri koptu
Gökyüzü caddesinde oluşan zincirleme
Düş kazaları sonucu dans etmeyi unutmuş
Toplumlar
Güzel sanatların yeni bir dalı olarak
Aynı ağızdan bağırdılar
Uzağa gitmek sevaptır
Özgürlükten
Dünya üç buçuk dakika boyunca
Başını omzuma dayayıp üzülmüş numarası yaptı
Dünya aşktan ve vicdanımdan vazgeçmem için
Araya adam bile koymuştu ama onlar da biliyordu
Kadın dediğim; Rozalia Luksenburg gibi
Eşit açan çiçekler uğruna
Öldürülmeyi en güzel bilen o Spartacüs kadın
Hakkında yakalama emri çıkartılan bir ses
Kurt ulusa kadar herkese meydan okudu
Ey! Sosyal şovenistler
Bilin ki, bir kalp dünyaya bedeldir
Ben o sırada elimde yanlış anlaşılmış
Bir çığlığı düzeltiyordum
Bütün çok uluslu yengeçler özür diledi haklılığımdan
Demir kravatlılardan, şahinlerden, kök kazıyıcılardan
Bahsettik. Midemiz bulandı, salonun ortasına kustuk
Garson ihbar etti, patron sinirlendi: Ne bu rezalet!
Oradan kovulurken
Gömleğimi sıyırıp tişörtümdeki yazıyı gösterdim
“Hareket etmeyenler zincirlerini fark edemezler”*
Seçim tabletleriyle uyutulmuş toplum bizi kınadı
Demokrasiyi ağzımıza bile almadık
Demokrasi çoğunluğun oyuncağıdır
Sahtekârlığın göz kamaştırdığı
Parçalanmış gerçeklik; siyasi komedya
Birden yakamı tutup parmağının ucuyla
“Neden” diye bağırdı.
Neden aşk yok?
Güldüm, O’na yakın zamanda intihar etmeyi
Düşünmediğimi söyledim.
Sonra çıkıp yürüdük bu kütüphanesi olmayan
Kentin sokaklarında, kentin sahipleri oldukça bozuldu
Hava bozuldu, kimse çağırmadığı halde
Çamur ve fırtına geldi. O’na kaderimi örttüm
Is sızlanmasın diye içindeki periler çalılığı
Derinlerde gizlenen aşk buydu; gerçekliğine
Kimsenin tanık olmak istemediği bu
Karanfilya
Katillerin uğramadığı
Mektup süsü verilmiş bir köyün ismi
Ağzı yüzü kan içinde kalmış düşünce
Kolumuza girip bizimle beraber yürüdü
Sonsuzluğa
Metin Akdeniz
31 Mart 2013
Şiirle aynı ismi taşıyan:
Parçalanmış Gerçeklik – Manes Sperber
Kitabı da tavsiye ediyorum. Okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız
Şiirde ismi geçen ''Rozalia Luksenburg'' ise başka bir dünya ..
Bu okunan şiir; şiirden öte dizelerde oluşmuş bir öğreti ansiklopedisi gibi
Sevgilerimle...
DemAN
Çok teşekkür ederim, tavsiye etiğiniz kitabı da bulup okuyacağım...
Sevgiyle kalın efendim.