- 1108 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Pazarlık Edelim (mi?)
PAZARLIK EDELİM (Mİ?)
.
Başlığımızı koyduk. Muhlis Akarsu’nun bir pazarlık etme meselesi var. Bir deyişinde kendini alim sıfatında gören zatı muhteremlere şöyle seslenir:
.
“Pazarlık edelim alim seninle
İki cihan senin olsun sen benim
Hayrını gör imanınla dininle
Hatmi Kur’an senin olsun sen benim”
.
Deyişin ilk dörtlüğünü aldım. Deyişin tamamını okumak ve Muhlis Akarsu’dan dinlemek de size kalmış.
Pir Sultan Abdal da pazarlık bahsinde adilce alış veriş yapılan dükkanda pazarlık olmayacağını söyler. Der ki Pir Sultan:
.
“Pazarlık mı olur adil dükkanda
Meyl-i muhabbetim kaldı yar sende
Bu divan olmazsa ulu divanda
Dost benim sualim verir mi yar yar”
.
Boğazlıyan’da bir elektrikçi dükkanında “Burada pazarlık yok. Güven var.” ibaresini okudum. Hoşuma gitti. Dükkanda satışa sunulan ürünlerin üzerinde fiyatları yazılıydı. Kalabalıktı dükkan. Teknisyenler tezgahta ayaküstü yapılabilecek işlerde müşteriye hizmet ediyorlardı. Sıraya girdim. Beş metre kablo, duy ve priz alacağım. Bir de açıp kapama düğmesi... Bunları dizdirip balkonu aydınlatmada kullanacağım. Sıra bana geldi. Teknisyene durumu anlattım. Malzemeyi getirdi. Hemen prizi ve açma-kapama düğmesini taktı kabloya. Duyu sıkıca bağladı kablonun öteki ucuna:
-Bir de deneyelim, dedi. Teknisyen lamba almaya gitti. Bu sırada iki müşteri geldi. Biri erkek, biri dişi. Belli ki karı koca bunlar. Dışarı için sıva üstü priz istediler. Tezgahın beri yanında çalışan eleman gitti iki tane priz getirdi. Dedi ki:
-Bakın iki kalite priz var. Şu 5 lira. Bu 7,5 lira. Ucuz olan kapaksız. Yalıtımı zayıf. Pahalı olan yalıtımlı, yaştan yağmurdan etkilenmez. Dışarda kullanacaksanız 7.5 liralığı alın. Kafanız rahat etsin.
Müşteri:
-Sen 5 liralığı ver usta. O da işimizi görür.
Benim iş bitti. On yedi lira hesap çıktı. Ödedim. Pazarlık yok ya… Pazarlık mazarlık yapmadım. O sırada prizle ilgili ayrıntılara giren teknisyene çıkıştı bir diğer eleman:
-Yahu kardeşim. Ne lafı uzatıyorsun? Müşteri ne istiyorsa ver, gitsin.
-Olmaz, dedi müşteriye izahatta bulunan. Müşteri bunları bilmez. Biz bildiğimizi anlatalım. Tercihi müşteriye bırakalım. İşimiz bu kardeşim.
.
Doğrusu da bu. Sen işini iyi yap. Alımda satımda makul bir kâra kanaat et. Müşteriyi kandırmaya kalkma. Şu pazarlık meselesi de ortadan kalksın.
.
Pazarlık etmek ve buna sünnettir demek doğru değil. "Koç" böyle düşünenlere ne diyor bakın: "Ey farz olan namazı unutup da pazarlık sünnettir diyen insan...Seni de seviyoruz." Bu "Koç", bana tuvalet duvarlarına yazan ünlü yazar(!)"Tosun"u anımsattı. Hani abuk sabuk yazar yazar altına imzayı koyardı bu muhterem: "Bunu yazan Tosun. Okuyana kosun."
.
Bir yol üstü dinlenme tesisinde gördüm. Çekiçin üstüne yazmışlar: “ Çekiç10 lira. İster al, ister alma. Ama yorum yapma.” diye. Öyle kardeşim. Fiyatı üstüne yaz. İşine gelen alır. İşine gelmeyen almaz.Bakar. Pazarlık da neymiş?
Hele bir de Kayseri pazarlığı var ki o defteri hiç açmayalım. Söz uzar. En iyisi noktayı koyalım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.