- 631 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SARI SANDAL
SARI SANDAL
Selim’in dedesi bir sahil köyünde oturuyor. Sarı bir sandalı var. Sandalın üzerinde “Sarı Sandal” yazıyor.
Selim’in dedesi denizin dalgalı olmadığı her gün sandalına biner, denize açılırdı. Saatlerce oltasıyla balık tutardı. Sandalından hiç eksik etmediği eski sepet, balıkla dolana kadar dönmezdi.
Tuttuğu balıkları güçlükle evine götürürdü. Akşam olunca şehirden alıcılar gelir, balıkları satın alırlardı. Balıklarla kazandığı parayla geçinir giderdi.
Deniz ve balık tutkusu onu bu köyden koparamıyordu. Çocuklarının şehre götürme teklifini kabul etmiyordu. Yalnız başına iki odalı evde yaşıyordu.
Selim’e de denizi sevdirmişti. Selim hafta sonlarının gelmesini iple çekiyordu. Bayılıyordu dedesiyle birlikte Sarı Sandal’la açılıp balık tutmaya.
Yine bir hafta sonuydu. Dedesi evin önünde oturmuş, Selim’in gelmesini bekliyordu. “Nerede kaldılar bunlar?” diye söylenirken araba bahçedeki çınar ağacının altında durdu. Yarım saat sonra Selim ile dedesi oltalarını alıp Sarı Sandal’ın yanına gittiler.
Deniz hafif dalgalıydı.
Dedesi:
-Dalgalar yükselmeye başladığı an döneriz, dedi. Nasırlı elleri ile kürekleri çekmeye başladı. Sarı Sandal artık kıyıdan görülmüyordu. “Ya kısmet.” deyip oltaları denize attılar.
Bereketli bir gündü. Bir derken, iki derken eski sepet yarısına kadar balıkla doldu. Dalgaların hafiften yükseldiğini gören Selim’in dedesi oltasını toparladı.
-Artık gidelim Selim, deyip kürekleri çekmeye başladı.
Selim balık tutmaya doyamamıştı:
-Ama dede sepet balıkla dolmadı ki… Biraz daha tutalım lütfen! dedi.
-Bugün de böyle olsun. Dalgalara daha da yükselmeden kıyıya varalım.
-Lütfen dede, sepeti doldurmadan gitmeyelim.
Dedesi Selim’i kıramadı. Kürekleri bırakıp, oltasını denize attı. Dalgalar gittikçe yükseliyordu. Sandalın içine sular dolmaya başlamıştı. Selim ile dedesi iyice ıslanmıştı.
Sandal adeta beşik gibi sallanıyordu. Tutmaya çalışırken Selim’in oltası denize düştü. Selim korku ve panik içinde:
-Dede artık gidelim! Sarı Sandal batmadan gidelim! diye çığlıklar atmaya başladı.
Dedesi de korkuyordu ama Selim’e belli etmiyordu. Hızla kürekleri çekmeye çalışıyordu.
Ama Sarı Sandal dalgalara kapılmıştı. İçine giren sular Selim ve dedesinin topuklarına kadar çıkmıştı. Balık sepeti devrilmişti.
Selim dedesinin dizlerine sarıldı. Dedesi de iyice korkmaya başlamıştı.
Sarı Sandal batmak üzereyken bir balıkçı motoru yaklaştı. Selim’i ve dedesini boğulmaktan kurtardı.
Sarı Sandal’ı kıyıya çektiler.
Selim bundan sonra denizde küçük bir dalga gördüğünde:
-Haydi dedeciğim, kıyıya gidelim, diyordu.
İSMAİL MALATYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.