- 775 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ayı
Kızımla aynı binada oturuyoruz. Sabah on yaşlarında sevimli mi sevimli torunum; yüzü solmuş, ağlamaklı bir sesle ‘’dede ben hasta oldum’’ dedi. Karnı ağrıyormuş, kusuyormuş. Babası çalışıyor olduğundan iş başa döştü. Anneannesine ‘’hazırlan bir doktora gidelim, kusma olunca işin şekli değişir. Apandisit olabilir’’ dedim. En yakında ki bir devlet hastanesinin acil servisine gittik. Sıra numarası aldık. Oturmak için sıralar halinde sağlı-sollu sandalyeler dizmişler. Sağ tarafta ki sandalyelerden; dördüncü sırada olanlardan ilk sandalyeye, eşim onun yanına, torun, torunun yanına da ben oturdum.
Biraz sonra eşim sol tarafı işaret etti. O tarafa baktığımda kucağında küçük bir çocukla bir bayan oturuyordu. Yanında sekiz dokuz yaşlarında sarı saçlı güzel mi güzel bir kız çocuğu elindeki bir lirayı çeviriyor onunla oynuyordu. Hasta bir hali yoktu. Gayet neşeli ve dinçti. Galiba hasta olan kardeşiydi. Annesi hep onunla ilgileniyor. Eli ile ateşini ölçmeye çalışıyor. Alnını sıvazlıyor öpüyordu.
Küçüğün para ile oynaması seyredilmeye değerdi. Parmakları arasında madeni bir lirayı öyle ustalıkla çeviriyordu ki. Galiba nazarımız değdi. Para elinden düştü. Sıraların arasından geçti, en ön sıranın sağında ki sandalyenin yanına düştü. Çocuk minik adımlarla koşmaya başladı. Sandalyede oturan kırk elli yaşlarında bıyıklı biri parayı kapmasıyla cüzdanına koyması bir oldu. Kız adamın önünde durmuş adama bakıyordu. Adam oralı bile değildi. Başını pencereye doğu çevirdi. Kız pencere tarafına doğru gidince bu seferde karşı duvarları seyre başladı. Önce şaka yapıyor sandım. Fakat kızın mahzun mahzun geri döndüğünü görünce, ağzımdan ‘’oha’’, diye, bir ses çıktı. Millet şaşırmış bana bakıyordu. Gidip bir tokat indirmek geçmişti içimden eşim elimden tuttu oturmamı işaret etti. Kız mahzun bir şekilde yanımızdan geçerken eşim eline iki demir lira sıkıştırmıştı. O annesine sevinçle koşarken bizim muayene sırası gelmişti.
Muayene sonrası korkulacak bir şeyin olmadığını öğrenince arabaya atladık eve geliyoruz. İki yol arasına belediye beyaz kar rengi bir kaide üzerine üç tane kutup ayısı heykeli yaptırmış. Hoşuma gitti. Toruna birazda moral bulsun diye ‘’Kızım bak ayı’ ’dedim. Eşim boş ver onları her taraf ayı dedi. Sustuk. Hasta haneyi hatırlamıştık.