- 390 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YARAMAZ YAREN
YARAMAZ YAREN
Bizim sınıfta Yaren adında bir kız var. Hiç yerinde durmuyor. Yaramaz mı yaramaz.
Sürekli kıpır kıpır. Öğretmenimiz Yaren’i sürekli uyarıyor. “Yapma yavrum! Etme çocuğum! Yaramazlık yapma Yaren!” deyip durur.
Teneffüs zili çalar çalmaz Yaren ok gibi fırlar. Koşa koşa doğru bahçeye çıkar. Hoplar, zıplar, atlar…
Bu yüzden de Yaren’in başından hiç kaza eksik olmaz. Her gün yara bere içinde kalır.
Yaren ne bizim, ne de öğretmenimizin uyarılarını dinliyor. Yaşadığı olumsuzluklardan hiç ders almıyor. Akıllanmıyor, uslanmıyor. Kavga nerede; Yaren orada.
Yine bir teneffüs ziliyle yerinden kalktı. Kapıyı açtığı gibi bahçeye çıktı.
Öğretmenimiz henüz sınıftan çıkmamıştı. Beşinci sınıfa giden ablanın arasında Yaren ağlayarak sınıfa geldi. Hem ağlıyor hem hıçkırıyor. Sol gözünün kenarı morarmıştı.
Öğretmenimiz:
-Ne oldu yavrum? Yine kaza mı geçirdin?
Canı çok yandığı için Yaren cevap veremiyordu.
Onu getiren ablalardan biri:
-Evet öğretmenim. Biz Atatürk büstünün yanında koşuyorduk. Yaren bize doğru hızla geliyordu. Birden mermer zemine düştü.
Diğer abla:
-Basamağın köşesine başını vurdu. Biz de hemen aldık size getirdik.
Öğretmenimiz:
-İyi yapmışsınız çocuklar. Yaren’i alıp buraya getirmeniz çok güzel bir davranış. Çok teşekkür ederim. Ben şimdi onun yarasına buz koyarım.
Böylece şişmeyi ve morarmayı önlemiş olurum, dedi.
Öğretmenimiz hemen dolabından buz getirdi.
Poşet içindeki buzu Yaren’in gözünün kenarına koydu. Yaren’den buz poşetini tutmasını istedi. Yaren’in annesine telefon etti, kaza hakkında bilgi verdi.
Biraz sonra annesi gelip Yaren’i götürdü.
Yaren yaramazlığı, kazalar da Yaren’i hiç bırakmadı.
İSMAİL MALATYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.