- 492 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR TÜRKİYE MASALI
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler de berber iken, insanlar birbirinin işine karışmadığı, “Adam, bana ne. Allah’ından bulsun.” dedikleri bir zamanda güzel mi güzel bir ülkede, olmadık kaygılarla yaşarmış insanlar.
Bu ülkede birçok kanun çıkar, ama daha kanun çıkmadan o kanunun boşluklarını bulmakta yarışırmış bu insanlar. Hak ve adalet hep başkaları için geçerli sanılırmış. Bu ülkenin öyle insanları varmış ki, yaptıkları her kabahate de bir kılıf bulurlarmış.
İşte böyle günlerden bir gün güzel mi güzel, alımlı mı alımlı bir memur kızımızın aklını çelmişler. Senin sağlık sigortan var, şu kadar senedir de pirim kesiliyor, bundan yararlan, demişler. Kızcağız, ben hasta değilim ki, dese de. Aptal olma kızım, demişler, sen de payını al.
Yılların tecrübeli memurları yolunu da öğretmişler kıza. Aynen dedikleri gibi bir göz doktoruna gitmiş kız.
- Doktor Bey, gözüm pek seçmiyor uzakları, demiş.
- Gel, bir muayene edelim demiş, doktor.
Uzun uzun muayene etmiş, bir hastalık bulamamış, uygun bir dille anlatmaya çalışsa da kız dinlememiş.
- Gerçekten seçemiyorum öteleri, diye ısrar etmiş.
Doktor da buna bir çerçeve ve bir de yarım derece uzak gözlüğü yazmış.
Gel zaman git zaman kızın gözlükçüyü varması uzun sürmemiş. Oturmuş gözlükçünün
karşısına:
- Bana bir güneş gözlüğü, demiş.
Gözlükçü de alışıkmış böylelerine. Kıza yüzlerce gözlük arasından bir gözlük beğendirmiş. Sonra, devletin verdiği paradan daha pahalı bu gözlük, demiş. Sana en kalitelisini verdim, demiş. Kızdan hatırı sayılır bir de para almış. Sonra kız güneş gözlüğünü takıp çıkmış ortaya. Verdiği farka bile alınabilecek gözlükle gezerken çevresine muzaffer bir komutan edasıyla bakıp, ne kadar akıllı olduğunu düşünmüş. O ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.
Gökten üç elma düşmüş. Biri anlatana, biri gözlükçüye biri de buna bir çare bulmayan yetkililerin başına.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.