- 1633 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Incest 1
Aslında böyle bir yazı yazmak cesaret işidir.
Bu cesareti iyi bir arkadaşımın buralar ensestin beşiğidir lafı sonrası buldum kendimde. Toplumumuzun klik noktası gibi görünse de bu konu. Eski yeni bir çok örneği mevcuttur ayrıca kimi gelenek sayılan işlerde buna girer.
Hakeza bizde sorun olmasa da kan bağı diyagramı nedeniyle kuzen evlilikleri de apaçık ensesttir neyse, yazdım oldu mu olmadı mı bilemem ama yazı eğer devam etme cesaretini bulursam devam edecektir.
Bütün ulusal kanallarda aynı haber vardı ülkenin kitlesel açlığı,yoksulluğu,demokratik sorunları,güvenlik sorunları dahi unutulmuş bir toplu katliamın görülecek olan davası hakkında alt yazılar geçiyordu televizyonlar. Sohbetler ediliyordu evlerde
’ kendi ailesinden yedi kişiyi öldüren caninin davası yarın görülmeye başlayacak’
’ ülkenin gördüğü en büyük canilerden birinin davası yarın’
’ annesini babasını eşini çocuklarını eşinin anne ve babasını da öldürmüş olan katilin davası yarın’
Kimi hanelerden beddualar yükseliyordu kimi hanelerde ise konu üzerine sosyolojik tespitler dönüyordu. Dün karısını döven adam idam lazım bu ülkeye dedi,iki gün önce komşusunun dedikodusunu yapan hakkında iftira atan kadın Allah’ım hidayet ver dedi. En sevdiği porno kategorisi young teen olan adam neler var bu ülkede böyle dedi. Üniversitelerde kürsüsü olan profesör arkadaşlarıyla otururken eğitimsizliğin sonuçları hep bunlar işte diye açtı sözü.
Savcı Yusuf iyice yorulmuştu neredeyse iki gündür uyumuyordu istenecek ceza elbette belli idi peki suçun tek sahibi o muydu. boş ver bu soruları dedi cennet gibi güzel karısına sarıldı uykuya daldı öylece.
Hücresinde öylece oturuyordu
- Ölmeyecektin abi diyebildi
abisi susuyordu
- Sen ölmesen bunlar olmazdı sen öldün beni yalnız bıraktın tek bıraktın onca yamyamın içinde
- elimden ne gelirdi bu kaderi ben istemedim ki kardeşim
- işte bu kaderin ta amına koyayım ben abi
Abisinin hayaleti usulca hücreden çıktı onu son görüşü olacaktı bu muhtemelen
Düşünmeye başladı yarın hakim soracaktı neden yaptın bunları diye anlatacaktı her şeyi. Polise verdiği ifadede susma hakkını kullanmış, savcıya ise çoğu şeyi üstün körü anlatmıştı.
Savunmasının provasına başladı.
Ben abime hayrandım hakim bey abim benim idolümdü akıllı zeki güçlü ve beni çok seven koruyan kollayan bir abiye sahiptim babam ve annem ne kadar kötü insanlar ise benim abim o kadar iyi bir insandı.
Çelimsiz bir çocuktum ben babam bu yüzden özel olarak döverdi. Beni bir çok defasında abim yaramazlıkları mı üzerine alıp dayaktan kurtarmıştır. Kan bağımdan hep nefret ettim her gece babam ve annem ölsün diye dua ettim ben. Korkak bir çocuktum ölesiye korkak, karanlıktan korkardım,köpeklerden,diğer çocuklardan en çok da anne ve babamdan.
Sonra bir gün abimin evlenmesi gerektiğini söyledi babam . Kimse sevdiğin bir kız var mı ,evlenmeyi ister misin diye sormadı ona örf adet denen canavara kurban gerekiyordu. Amcamın kızını abime istediler zengindi bizimkiler yörenin en zengin ailelerinden biriydik hatta. ve o toprakların bölünmemesi gerekti gözlerini toprak da doyurmadı ya neyse.
Evlendirdiler büyük bir düğün yapıldı dillere destan denir ya aynen öyle bir düğündü bu. Abimi kıskanmamıştım ama benimle artık daha az ilgileneceği gerçeği de korkularımı arttırmıyor değildi.
Zira artık daha çok dayak daha çok baskı göreceğimin işareti idi bu.
Düşündüğüm gibi dayak yeme kapasitem artmıştı ancak nasıl oldu ise birden bire çelimsizliğim geçmeye başladı güçleniyordum hatta babamın tokat ve tekmeleri artık canımı daha az yakıyordu.
Bir gün abimin çocuğu oldu çok tatlı idi çok sevdim onu ne kadar masumdu çok geçmeden abim askere gitti, daha da büyümüştüm güçlenmiştim.
Boyum abimi geçmiştim mutlu idim bu konuda abim aslanım benim diyecekti izne geldiğinde. Ama o korkak ruh evet o ruh içimde ki çelimsiz ruh yerinde idi .Hala babam höt dese ağlayacak hale geliyordum.
Nasıl oldu ise liseye gönderilmiştim buna bugün bile şaşarım aslında.
Bir gün henüz yeni yeni içmeyi denediğim sigara elimde okuldan dönerken babam Traktör ile yanımda durdu, korkudan bacaklarım titriyordu sigara içerken yakalanmıştım. Babam yüzüme baktı baktı sonra tükürdü ve hemen eve diyerek bastı gitti.
Hali bir garipti normalde beni dövmesi öldüresiye dövmesi gerekiyordu ama sadece tükürmekle yetindi. Kötü bir şey olmuştu inşallah annem ölmüştür diye dua ettim içimden. Ağırdan ağırdan eve gittim.
Dedem,amcam,nenem,annem,babam,yengem ve diğer akrabalarım hepsi ağlıyordu içime bir korku düşmüştü kalbimin sıkıştığını hissettim usulca yaklaşarak anneme baktım abin diyebildi. O gün o an Tanrıya inanmayı da bıraktım. Abim İntihar etmişti
Abim ölmüştü
abim kendini öldürmüştü
O gün ve o günden sonra her gün abim ölmüştü artık yoktu unutulacaktı.
Sonrasını pek hatırlamıyorum aslında zira cenaze öncesi ve sonrası ve sonra mevliti duaları taziyeleri derken zaman hızlı aktı üstünden bir ay geçmişti ki abim unutuldu. Onu tek hatırlayan bendim zira herkes işinde gücünde idi. Ölümün yüzü soğuktu
Zamanın yüzü ise iğrençti
Babamın ve annemin ara sıra bana bakıp fısır fısır konuşmalarına şahit oluyordum, hatta babam dayağı azaltmıştı bile. Yengem ise bana olduğundan fazla yakın davranmaya başlıyordu tiksiniyordum bu durumdan kondura masamda tiksiniyordum. Detaya girmiyorum
Sonra bir gün ev halkı toplandı dedem, nenem, amcam üstüne birde imam çağırdılar. İçeride onlar konuşurken ben odam da kitap okuyordum dün gibi hatırlıyorum Rıfat Ilgaz Karadeniz’in Kıyıcığında.
Bir anda Yengem kapıyı açıp gülerek içeri gel Baban çağırıyor senle bir şey konuşacak dedi.
Abimin öldüğü gün gibi bir ağırlık oturdu o an içerime hatta daha kötüsü daha ağır, titriyordum hayır titremem dayak korkusundan falan değildi başka bir şeyin korkusu idi bu çok farklı.
O gece hayatımda ilk kez babamın bana sevecen bir şekilde oğlum dediğini duydum, işte bu korkumu daha da arttırdı. babam sıkıntısız bir utanmazlıkla,pişkinlikle yengemi göstererek artık ona yenge demeyeceksin artık o senin karın olacak dedi korktuğum başıma gelmişti.
Abim diyebildim
Abin öldü yapacak bir şey yok abinin karısını başkası mı siksin diyerek bağırdı
imam dahil kimseden ses çıkmadı
bizi yan yana oturtarak imama nikahımızı kıydırdılar.
Sesim çıkmamıştı düşünüyorum da bende annem,babam yada ailem kadar tiksindirici bir insanmışım. dayak yesem ne olacaktı sanki.
Sesim çıkmadan odama döndüm ve yattım ağlıyordum dua ediyordum hani daha önce Tanrıya inanmayı bıraktım demiştim ya o gün tekrar ona inanmayı seçtim çünkü sığınacak hiçbir şeyim kalmamıştı. Beni affetmesi için yalvardım.
Uyumuştum yanıma birinin yattığını hissederek korku içinde uyandım yengemdi bu
-Ne yapıyorsun yenge diyebildim
- Artık ben senin karınım yenge yok diyerek elimi tuttu
Benden büyüktü yaş olarak , beni nasıl kontrol etmesi gerektiğini iyi biliyordu zira onunda ne annemden ne babamdan, nede kendi anne ve babasından farkı vardı zira aynı lanetli kan vardı damarlarında.
Tuttuğu elimi sertçe çekerek memesinin üzerine koydu ve okşa dedi
Hayatımda ilk kez çıplak bir kadın memesine dokunuyordum ve o meme yengemin di, Sıcak diri ateşler içinde bir meme abimin karısının memesi .ölmüş abimin karısı yanımda yatıyordu ve elimi tutmuş memesini okşatmaya çalışıyordu. Fiziksel gücüm yerinde idi çektim elimi
- Seni öldürürüm yemin ediyorum öldürürüm orospu
- ister öldür ister öldürme artık ben karınım ya sen sikersin yada sikecek biri çıkar, abinin karısını başkalarımı şeyetsin
- sus sus Allah belanı versin sus
Elini bacaklarımın arasına atıp erkekliğimi avuçladı
- Oda senin gibi mi düşünüyor acaba diye inledi
O an ona hınçla bir tokat atıp arkamı döndüm
gülerek
- Kocam değil misin seversin de, döversin de ama elbet alacağım seni başka yolu yok yoksa baban ve benim babam öldürür bizi bunu kafana yaz ben artık karınım alış buna istesen de, istemesen de. Bende sana hayran değilim ama yapacak bir şey yok. örf bu üstelik imam efendi de söyledi dinen de caiz
İşte o gece yengemle aramda bir şey yaşanmadı ama durmayacaktı abim ise ilk o gece rüyama girdi anımsayamadığım kabuslar halinde. Cehennemim başlamıştı
YORUMLAR
üstü çarşafla ya da içini göstermeyen ince bir tülle örtülen konular bunlar ve dahası yaşanan ve hãlã bir yerlerde yaşanmakta olan kãbuslar...
bu nedir biliyor musun? kendi namusunu -sözde namus kavramı diyelim- aslında namussuzluğunu, uçkurluğunu aynı çatının altında sır gibi saklayıp, koruyarak; çevre illere, komşulara sızdırmadan onlara yüzünü sevimli gösterip, nasıl parmakla gösterilecek dürüst adam olduğunu kanıtlama çırpınışlarıdır..ne kadar çırpınırsa çırpınsın kokusu er geç çıkar ve yayılır...bana sorarsan her üç evin birinde aslında kötü şeyler dönmektedir...o evin suyu kirli akar ve göründüğünden daha bulanıktır...o evdeki aynalar yalan söyler...bazen pos bıyıklı, bazen badem, bazen de kirli sakallarının altında; fermuarlarının sıkı sıkıya korumakla mükellef olduğu bacak aralarına yapışan, sinen iğrenç kokulu irinler vardır...o koku hep vardır aslında...yalnız aynaya bakınca kendini adam sanır..kendini bi b.ok sanır...oysa ki bağırsaktaki dışkı bile onun bozuk niyetinin yanında, elini yıkadığı sabundan daha temiz ve ak'tır...
cesaretinden dolayı seni kutluyorum Serdal...yazıya gelince bana sorarsan, ilk girizgăh veya açıklama bölümüne hiç gerek yoktu...onun dışında gerçekçi ve anlamlıydı çok...
daha önce de söylediğim gibi, ne hoşgörü milletiyiz, ne de ahlak timsaliyiz. lafa geldi mi mangalda kül bırakmayız ama her türlü pislik de mevcuttur. bu dokunduğun tabularda beğenmediğimiz batıdan çok çok berbat durumdayız. Murat Başoğlu yeğenine hallenmiş, Başoğlu'nun tek suçu magazinsel haber değeri taşıması, yoksa ona gelene kadar....
Arif çelik in şu dörtlüğü klâsik olarak akla geliyor:
Bugün için mi verdin bu bedeni
Bu vicdan mı insanlık mı töre mi
Ne zalım adetimiz var ya Rabbi
Miras kavlettiler bana yengemi vah vah
Anlatmaya çalıştığın bu değil ama tr çapında okuma olsa yüksek oranda sadece bu akla gelir. İşin goygoyu bu işte.
Açıklama sevmiyorum metin öncesi ama bu metin evvelinde gerekiyor gibiydi.