- 456 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÂDAB-I MUAŞERET
Eski Türkçede sık sık kullanılan bir kemlime bu. "âdâp" usuller, kurallar anlamına geliyor. Âdab-ı muâşeret de toplumsal yaşayış bilgisi anlamına gelir.
Bir insan için, yeni yetişen bir genç için bunun önemi ne kadardır? Şöyle çevrenizi bakarsanız bu soruya olumlu bir cevap vermek zor. Gençlerin böyle bir kaygısı yok, yokla birlikte böyle bir kuralın varlığını da bilmiyorlar. İşin aslına bakarsanız gençlerin kurallara bakışını hepimiz biliriz, uzaktırlar, isyankardırlar. Kurallara uymamayı marifet sayarlar. Geçmişten farkımız ise, bugün kimsenin bu çocuklara âdab-ı muâşereti öğretmeye niyeti de yok. Daha da doğrusu, yetişmeyi sağlayacak insanlarımız da aslında bu kuralları bilmiyor.
Kuralların bilinmemesi elbette sıkıntı çıkartıyor toplumsal yaşayışta. Saygılı olduğunu söyleyip de saygısını nasıl göstereceğini bilmeyenlerle dolu ortalık. Yine, sevgimizi nasıl göstereceğimizi bilmiyoruz çoğunlukla. Bir çocuğa gösterilen sevgi ile bir büyüğünüze gösterdiğiniz sevginin aynı olması nasıl mümkün değilse, saygılı olmak da bir büyüğün karşısında tertipli oturmayı gerektirmez mi? Bacak bacak üstüne atıp otururken bir büyüğün karşısında, nasıl olur da onun dediklerine hürmet ettiğinizi söylersiniz? Sakız çiğneyerek ders dinleyen bir öğrenci gerçekten o dersi dinliyor mudur? Dinlediğini iddia etse bile anlatılanları ne kadar kabulleniyordur? Düşüncelerin hareketlere, hareketlerin de düşünceye etkisi inkar edilemez. Bilinen bir söz vardır:"İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadığı gibi inanmaya başlarlar." Şu halde biz de nasıl hareket ediyorsak öyleyiz demektir.
Geçtiğimiz günlerde eğitimle ilgili bir yazımda yine böyle bir konudan bahsetmiştim de, bir okurum:"Siz eğitimce olduğunuza göre neden şikayet ediyorsunuz, düzeltseniz ya." Anlamında bir ileti bırakmıştı. Kısmen haklı bulmama rağmen eğitimin bir bütün olduğu unutulmamalı. Öğretmenler elbette okullarda bilginin yanı sıra toplumsal kuralları da öğretiyorlar. Bu öğretilenler anne-baba tarafından, televizyonlar tarafından, hatta sokakta da desteklenmedikçe başarıya ulaşamaz.
Gençlerin yetişmesinde en önemli etken ailedir. Çocuk hoşgörüyü anneden, babadan öğrenir. Yemek âdâbını, oturup kalkmasını, hatta tuvalet adabını da aileden öğrenir. Okul ise bunları tamamlar, alışkanlık haline gelmesini sağlar.
Buradaki dertleri dile getirmekte amaç şikayet veya çaresizlik sızlanması değil. Sadece büyüklere görevlerini hatırlatmaktır. Çocuk küçükken ona nasıl şekil vermek istiyorsanız hemen başlayın. Çocukları serbest bırakmak marifet değil. Kendi başına büyüyen çocuk bakımsız çalılara benzer. Ne yöne uzayacağını siz gösterin.