- 699 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Kime Hergün Bayram?
✓ KİME HERGÜN BAYRAM ✓
Çok değil, şunun şurasında on küsür yıl evvel; birbirlerine gelmek, gelebilmek için gün sayardı insanlar.
Büyükanneye,
büyükbabaya,
halaya,
dayıya,
balaya,
çoluğa çocuğa gelmek,
varmak, varabilmek için heyecanla gün sayar planlar yapardı insanlar...
Tarifi imkânsız tek sofra olurdu o gün kurulan bayram sofraları insanların. Büyükten küçüğe doğru koşar adım devam eder ve asla yormayan bir heyecanla yapılırdı bayram ziyaretleri...
Onları sevindirmek için önceden hazırlanan ve yine o afacanların tarifi ile gıcır isimli kağıt paraları seçerlerdi al yanaklı çocuklara bayram harçlıklarını büyükler..
Akşamdan sarılan ve tarif edilirken; kalem gibi denilen o yaprak sarmaları, eski bayramların vazgeçilmez yemeği olurdu.
Sanki hasreti,
sanki özlemi,
sanki sevgilerini katardı her bir dolmaya o cennetlik kadınlar.
Sabırla ve benim diyen halk müziği sanatçısını kıskandıracak türküler olurdu tencerelere doldurdukları her dolma tanesini dizerlerken dudaklarında tekrarladıkları...
Erkenden uyanmak için ne saatler kurulurdu geceden nede dudaklar burkulurdu bugünkü gibi. Kısa mesajla değil candan bir kucaklaşma ile tebrik edilirdi namaz sonrası insanlar.. Uzaklara telefonlar edilir ve o telefonlar elden ele dolaşırdı iyilikler dileyen ve içten gelen sözlerle...
El yapımı bombayı değil bir kız kaçıranın ucunu yakardı sokak aralarında çocuklar. Korkudan ve imdat naralarıyla değil gülüşerek ve güvenle haykırırdı kızlı erkekli herbiri...
Başını bağlayan da, saçını tarayan da, hayatı yaşanır kılmak ve güzelleştirmek için bir olur, birarada yaşardı eskiden..
Markası değil temiz olması önemsenirdi giyilecek olanların.
Sokaklar; pembelere bürünmüş kız çocuklarının o narin adımlarını tanırdı sanki...
Öyle ki;
Buram buram huzur kokardı köşe bucak yemin ederim..
Birbirine gelmek, gelebilmek için planlar yapardı insanlar günler öncesinden.
Minik minik mesajlarla değil sayfa sayfa ve mis kokular sürülü mektuplar postalanırdı uzaklara.
Ne bileyim işte; birbirine gelmek, gelebilmek için can atardı insan insana...
Amaç denize değil; yüreklere, sevgiyle çırpınan o yüreklere girmek olurdu eskiden.
Ve bugün;
Gözü o eski bayramların hayali ile ıslanan insanların, götü plastik bir şezlong budalası ve gözünü hırs bürümüş garip bir nesille muhasebesidir elde avuçta kalan..!
Ramak Kaldı / (Samim İĞDE)
YORUMLAR
Nerede bir nostalji yazısı okusam yüreğim titrer.
Ama bu güzel yazı gözlerimi de yaşarttı.
Evet !
Hep öyleydi.
Hep güzeldi.
Ve...
Dup duruydu. tertemizdi her şey...
Teşekkürler...