Sanatta Evrensellik
SANATTA EVRENSELLİK
Sanat kişinin beyninde sezgiler ve duygular biçiminde kıpırdanışlarla başlayıp düşüncelerde şekillenip mısralarda, satırlarda, nağmelerde, yontularda veya fırça darbelerinde, kişisel ve yerel koşullarda ortaya çıksa da, onun evrensel bir boyutu da vardır; ya da olmalıdır, diye düşünüyorum. Evrensel bir tarafı olmayana ise bilmem sanat denilebilir mi?
Sanatçının ortaya koyduğu eserin, evrensel bir değer taşıyabilmesi içinse birinci koşul: beyninin berrak olmasıdır. Yani beynin, bencillik, milliyetçilik, ayrımcılık, kibirlilik ve aşağılayıcılık gibi kirliliklerden arınmış olması gerekir. Peşin hükümler, şartlanmalar, kendine üstünlük çıkarmalar, evrensellikle bağdaşmaz. Beynin bunlardan arınması ve her şeyi, ayrımsız insan ve doğa temelinde ele alması gerekir.
Bana göre evrenselliğin ikinci boyutu ise objektifliktir. Olayları tarafsız, önyargısız, ayrımsız görebilmek ve eserinde, öncelikle objektifin gördüğü fotoğrafı yansıtabilmek ve sonra da buna yaratıcılığını ve insani duygularını katabilmektir. Zaten temiz bir beyinin objektif olmak zorunluluğu da vardır.
Fakat özellikle az gelişmiş ülkelerde bunu yapmak çok zor bir iştir. Çünkü herkes, kendisini göründüğü gibi görmenizi değil, kendi görünmek istediği gibi görmenizi ister ve bekler. Akla ve düşünceye dayanmayan, insani ve ahlaki olmayan ve çıkarını ilgilendiren durumları ya hiç görmemenizi, ya da yalnızca olumlu yönleriyle görmenizi ister; hatta üstelik bir de utanmadan övgü bile bekler.
İşte sanatçıyım diyenlerin, özellikle de yazarların bir bölümü, bu çevrelerin övgü veya yergi makineleri gibi çalıştığından, evrensel olmaktan uzaktır. Onlara göre savundukları partinin, takımın, dinin, kültürün veya liderin yaptığı her şey doğru ve her davranış geçerlidir. Rakibin ise iğne ucu kadar doğrusu olmayıp, yaptığı her şey yanlış ve kötüdür.
Neden bu denli insafsız bir karalama ve neden bunca haksız övgü derseniz; çünkü az gelişmiş ülkelerde insanlar rakibe karşı geliştirilecek ret duygusu ve yaratılacak şartlandırmalarla yönlendirilir. Eğer siz, rakiplerinize karşı insanlarda bu ret duygusunu yaratabilirseniz, artık onlar için hiçbir şey yapmasanız da, hatta onlara zarar verseniz bile, sizi bırakıp karşıya geçemezler. Çünkü karşı tarafı daha en baştan reddetmişlerdir.
İşte yazar, çizer ve diğer sanat erbabı, bu küçük kurnazlıkların, çıkar kavgalarının, politik oyunların tuzağına düşerse, objektif olabilmesi artık olanaksızdır. Üstelik sistem sizi bu pisliğe çeker, tehdit eder ve önünüze her türlü engeli serer. Bu yüzden objektif olabilmek çok zor bir iştir, sabır ister, cesaret ister, feragat ister. Ama evrensel bir eser ortaya koymayı düşünüyorsanız, bu zorlukları göze almak zorundasınız. Çünkü evrensellik: güzelliği ve doğruluğu ister, insandan yüreğinin sesini dinlemesini ister, insanları koşulsuz sevmesini bekler.
Evrenselliğin üçüncü koşulu ise, yaratılan eserin, orijinal, otantik ve özgün olmasıdır. Yörenin ve sanatçının kendine özgü, yaratıcı özelliklerini, yani damgasını taşımalıdır. Katıksız, yapmacıksız, doğal ve insancıl olmalı, sevgiyle yoğrulmalıdır.
Bir de olayın, zaman ve mekan boyutu olup, yaratılan bir sanat eserinin, sınırları ve zamanı aşabilmesi gerekir. Eser sınırları ve zamanı aşamıyorsa eğer, evrensel olması beklenemez; yerel ve kısa süreli kalır. Sınırları ve zamanı aşmak içinse, yerel sorun veya olaylar, yerelliği ve orijinalliği korunmakla beraber, küresel bazda düşünülmeli; doğa sevgisi, insan ve insanlık sevgisi gibi evrensel değerler, ayrımsız ve çıkarsız olarak işlenmelidir.
Bir toplumun içindeki hamasi durumlar başkalarını ilgilendirmediği gibi, hamaset daha fazla hamaset getireceğinden, o toplumun dünyadan daha da kopmasına ve içine kapanmasına neden olur. Bu bakımdan, sanatımıza ve sanatçımıza egemen olan hamaset hastalığı en büyük ayak bağımızdır diye düşünüyorum.
İçine kapanık toplumların, günlük gaileleri, kurnazlıkları, çıkar çatışmaları, genelde kendilerinden başkasını ilgilendirmez. Dolaysıyla, bu anlayışla yaratılan sanat eserleri de, sınırların dışına çıkamaz; evrensel bir boyuta ulaşamaz.
Yaratılan evrensel bir eserin, evrensel bir ortama taşınabilmesi ise olayın başka bir boyutunu oluşturmaktadır. Ama sanatçının görevi, eseri yaratmak olup onu evrensele taşımanın koşulları ise farklı bir olaydır. Eylül 2007 Çıralı
Kitabın adı :SANATTA EVRENSELLİK (e-kitap)
Yazan ve yayına hazırlayan : Nazmi Öner
Yazarla iletişim e-mail : [email protected]
Tür: Deneme :176 sayfa Ücretsiz
İSBN:978-605-5281-45-8
Arama motorlarına Nazmi Öner yazıp tıklayarak yazarın tüm e-kitaplarına ulaşabilir, yorum yapabilirsiniz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.