- 626 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞANLI TARİHİMİZ VE ZAFERLER HAFTASI
Tarih bilgisi kimliğimizi pekiştirir. Tarihini bilmeyen geleceğine yön veremez, sağlıklı bakamaz. Tarih bir milletin geçmişi ile geleceği arasındaki aynasıdır. Türk tarihinde ağustos ayı ve son haftası, zaferlerle doludur. Türk Tarihi ile birlikte dünya tarihinin de mecrasını değiştiren bu zaferler sebep ve sonuçları itibarı ile birçok yönden benzerlikler arz eder. Özgürlükler, insanlık, barış ve adalet uğruna mücadele veren Türk milletinin tarihi şerefle, kahramanlıklarla doludur.
Yüce milletimizin önemli dönüm noktalarından biridir ağustos ayı. Malazgirt’ten Sakarya’ya, Büyük Taarruza, bizi biz yapan kahramanlık destanlarının ve zaferlerimizin ayıdır ağustos… Ağustos ayı tarih ve milletimiz için önemli yere sahiptir. Otlukbeli, Çaldıran, Mercidabık, Malazgirt, Büyük Taarruz, Mohaç gibi önemli savaş ve zaferler bu ayın son haftasına ve günlerine tekabül eder. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça niyetlerine "dur" diyen değerler ve vatan savunması için kanını son damlasına kadar akıtarak yurdunu bırakmayacağını dünyaya ispatlayan bir milletin büyük zaferlerinin adıdır ağustos.
İçerisinde yaşadığımız vatanın temelleri bin yıl evvele dayanır. Son asır ise emperyalist güçler tarafından işgal edilen vatandan düşmanı kovma ve bağımsızlığı kazanma mücadelesidir. Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız vatanımızda, hür olarak hayat hakkımız elimizden alınarak bu topraklar işgal edilmek isteniyordu. Türk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. "Misak-i Milli sınırları içinde vatanin bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşünden hareketle, Gazi Meclis tarafından düşmanla mücadele kararı alındı. Tarihin en kara günlerini milletimize yaşatmaya çalışan emperyalist emellerin zebunu, vahşi sırtlan sürüleri gibi Anadolu’nun harim-i ismetine dalan ırz ve namus yoksunlarına yüce Türk Milleti ve kahraman Türk askeri hiçbir zaman yeise kapılmadan bayrak, din ve vatanın azizliği gibi yüce gayeler için canını her an feda etme uğruna mücadele vermiş, cihat etmiş ve zafere ulaşmıştır.
Türkler tarihte, güçlü orduya sahip oldukları dönemlerde devlet de millet de güçlü olmuştur. Ordunun zayıf dönemlerinde ise devlet güçsüzleşmiş sıkıntılar, saldırılar ve vatan bölme faaliyetleri başlamıştır... Millet ve devlet düşmanları dünden bugüne milletimiz ve ordumuz üzerindeki düşmanlıklarından vaz geçmemişlerdir. Tarihte milletimizden tokat yiyenler, kin ve intikamlarını, haçlı zihniyetlerini günümüze kadar taşımışlardır. Bugün ülkemiz üzerinde oynana değişik oyunlar da bunların sonucudur. Amaç Türk milletini, İslam dünyasındaki saygınlığını yok etmek, İslamın sancaktarlığından düşürmek, mazlum milletlerin hamisi olmasını engellemek ve bu aziz vatan topraklardan Asya bozkırlarına sürmektir.
Türkiye, dünyanın en hassas coğrafyasında yer alan bir ülkedir. Bugün milletimize ve İslam’a karşı kurgulanmış bir küresel senaryo vardır. Emperyalistler bu bölgede tam egemenlik sağlama adına terör, etnik ve mezhep ayrışmasını körüklemektedirler. Din, devlet, vatan düşmanlarının “böl, parçala, yut” oyunlarını Türk milleti ve ordusu inşallah bozacaktır.
Kahraman yüce Türk milleti ve ordusu tarih boyu mazlum milletlerin gönlünde muazzam bir taht kurmuş, onlar için bir kurtuluş ümidi ve meşalesi olmuştur. Türkiye’nin en büyük güvencesi ise, her zaman kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri olmuştur ve olacaktır. Ordumuz vatanına, özgürlüğüne ve şerefine büyük önem veren Türk Milleti’nin, milli varlığı ve istiklali uğruna gösteremeyeceği kudret, yapamayacağı fedakârlık yoktur. Bu fedakârlığı geçmişte olduğu gibi günümüzde de tüm dünyaya örnektir. Türk milleti tarih boyunca pek çok iç ve dış tehdide karşı disiplinli, güçlü, dinamik ve caydırıcı ordusuyla cevap vermiştir, günümüzde de vermektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, gücünü milletinden alarak görevini her zaman en doğru biçimde yerine getireceğine inancımız tamdır.
Türkiye artık bölgesel güç merkezidir. Yıllarca Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya’da süren çatışmaların ve önümüzdeki yıllarda süreceği aşikâr olan çıkar mücadelelerinin odak noktasındadır. Türkiye, Türk ve İslam dünyasının da kalkanı konumundadır. Ülkemiz üzerinde operasyon yapan güçlerin ana hedefi bu kalkanı kırmaktır. Bu nedenle bizi sosyo-kültürel anlamda, siyasi, askeri ve ekonomik anlamda güçsüz bırakabilmek için her türlü sinsi ve açık yöntemleri uygulamaktadırlar. Her alanda siyasi değil, sadece milli düşünüldüğü, toplumun her kesimi ile birlikte hareket ettiğimiz sürece, dış mihraklı operasyonlar asla başarıya ulaşamayacaktır.
Tarih, dava adamlarının omuzlarında yükselir ve yazılır. Türk milleti tarihe nam veren yol gösteren hasletlerine bir an önce dönmeli ve bunları hayata geçirmelidir ki, etkin güç olduğunu göstersin.
Yüce Türk Milleti mazlumların, İslamın son kalesi, son sözüdür. Allah devletimizin ve milletimizin kudretini daim; kılıcını keskin eylesin. Direnişin, diriliş neslinin sancağı olan Türk ordusunu düşmanlarına karşı muzaffer kılsın. Bu vesileyle milletimizin yaklaşan 30 Ağustos Zafer Bayramı ile Kurban Bayramlarını kutluyorum. Şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyor, gazilerimizi saygıyla selamlıyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.