Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
AŞKIN COĞRAFYASI
AŞKIN COĞRAFYASI
@askincografyasi

KAMU BİLİNCİNİN EĞİTİMLE İÇSELLEŞTİRİLMESİ

24 Ağustos 2017 Perşembe
Yorum

KAMU BİLİNCİNİN EĞİTİMLE İÇSELLEŞTİRİLMESİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1393

Okunma

KAMU BİLİNCİNİN EĞİTİMLE İÇSELLEŞTİRİLMESİ

KAMU BİLİNCİNİN EĞİTİMLE İÇSELLEŞTİRİLMESİ

Kamu kelimesi Türkçeye Farsçadan geçmiş olup İlk şekli olan kamag, ilk defa Türkçe bir metin olarak Köl Tigin Abidesi’nde geçmektedir. Bu kelime daha sonra 1300’lü yıllarda, Batı Türkçesi’nde, sonundaki ‘g’ sesinin düşmesiyle kamu şeklinde görülür. Yunus Emre Divan’ında, anlamı “bütün, herkes”tir: “Biz kimseye kin tutmayız Kamu âlem birdir bize”

Latin kökenli Batı dillerinde kamu, “public” ya da “publicus” olarak geçer; bu da halk, daha güncel bir kavramı kullanacak olursak toplum demektir.

Kamunun bilinçli olup olmadığı sürekli tartışma konusudur. Bu bilinci verebilmekte eğitimin işlevi ve “Kamu bilinci” nedir? Bunu maddeleştirirsek konunun anlaşılması sanırım daha kolay olur.

Olaylar karşısında duyarlı olup vaktinde ve yerinde tepki verebilmek.

Kamu ölçeğinde doğru olanı desteklemek, doğrudan yana tavır koymak, yanlışı engellemek. "Yanlışa fren doğruya motor olmak"

Seçimlerini bilerek ve sonrasını düşünerek yapabilmek. Akli melekeleri doğrultusunda tercihlerini kamunun yararı yönünde kullanmak.

Kamunun gidişatından sorumluluk duymak. Nemelazımcı mantıktan sıyrılıp, bilinçli bir aydına yakışır biçimde hareket etmek.

Kamu faaliyetlerine katılıp, kamunun bir ferdi olarak hem etkilenip hemde doğrular çerçevesinde etkilemek. "Halka hizmet Hak’ka hizmet" bilincini ilke edinmek.

İçinde yaşadığı toplumun gerçeklerini iyi analiz eden bir birey aldığı eğitim ne olursa olsun salt diplomayla kalmayıp, almış olduğu eğitimi içselleştirerek, kamunun hizmetine sunma bilincine ulaştığında o ülkede gözle görülür gelişme ortaya çıkar.

İkinci Dünya savaşı sonucunda Batı dünyasında Almanya, Uzak Doğu’da Japonya yerle bir oldu. Kısa süre içinde her iki ülkede sanayide, ekonomide toparlandı, Sizce bu sadece teknolojik gelişim sayesinde mi oldu?

Cevabınızın "Hayır" olduğunu duyar gibiyim. Her iki ülkede ki bireylerin kendi ülkelerinin gelişmesine özgü kamuda oluşan bilincin altyapısında bu bilincin verilen eğitimle ideallerle işlenmesi yatmaktaydı.

Gerek Alman gerekse Japon okullarında ve aile yapılarında verilen kamu bilinci onların yeniden toparlanmasında en büyük etken oldu. Bireyin yetenekleri eğitimle geliştirilerek, kamu bilinciyle toplumun toparlanmasına hizmet etti.

Bunu şöyle yaşanmış örnekle ifade edersem; İngiliz ve Amerikan uçaklarının yerle bir ettiği Alman kentleri için bir Alman mühendisi oturup ağıt dizmek yerine, uçakların yakıp yıktığı kentlerin yerine daha düzenli planlı kent nasıl kurarım planını yaptı. Uzak Doğu’da Nagazaki ve Hiroşima’ya atılan Amerikan atom bombalarıyla tahrip olan çevreyi nasıl onarırım, kamunun hizmetine nasıl sunarımın planlarını yaptı Japon çevrebilimciler.

Bizim tarihimizde kamu bilincinin güzel örnekleriyle dolu, yeter ki ders almasını bilelim, isterseniz bir kaç örnek vereyim mi?

Ahi teşkilatı,

Kuvay-ı Milliye Ruhu,

Asırlardan beri Anadolu’nun köylerinde bile görülen İmece en güzel örnekler.

Çocuklarımıza vereceğimiz eğitim ne olursa olsun, onlara kamu bilincini vermek zorunda olduğumuzu asla unutmamalıyız.

Tarık TORUN
.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kamu bilincinin eğitimle içselleştirilmesi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kamu bilincinin eğitimle içselleştirilmesi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAMU BİLİNCİNİN EĞİTİMLE İÇSELLEŞTİRİLMESİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.